Arama

Sizin Şiirleriniz - Tek Mesaj #110

caner gözübüyük - avatarı
caner gözübüyük
Ziyaretçi
19 Ocak 2006       Mesaj #110
caner gözübüyük - avatarı
Ziyaretçi
VUR BİTSİN

Orada, masanın üzerinde bir resim, ikimiz denize karşı durmuşuz Üsküdar’da,
Saçlarımızın üzerinde martılar, gözlerimizde acemi bir aşk ve biraz umut
Ve tuhaf ve çocuksu bir mutluluk,
Senin sırtında sarı yağmurluğun, Kadıköy’de ucuzluktan almışız.
Bende o siyah kazak, hani bir kedi gibi sokulduğun
Şubat ve yağmur yağıyormuş meğerse ıslatan her tarafımızı
Orada,masanın üstünde bir resim. Yak, bitsin.

Orada, kapının arkasında bir yazı, seviyoruz yazmışız birlikte
Harfler nasıl titremiş meğer ellerimizde. Bir pazartesi akşamı ben eve dönünce
Bütün acımasızlığını hayatın ve anlamsızlığını unutup sarılınca boynuna
Tutup öyle yazmışız nerden estiyse. Hep gülüşün, hep sıcaklığın sinmiş harflere
Ne yaptığın çorbanın, ne pilavın tadı. Sobayı yakmayı unutmuşuz ne gam
Senin çiğdemler açmış yüzünde sıcaklığın
Orada, kapının arkasında bir yazı. Sil, bitsin

Orada, sehpanın üstünde iki bardak, senin demlediğin çayı içmişiz birlikte
Nasılda dalgamızı geçmişiz dünyanın bütün dertleriyle
Umudu sürmüşüz ortaya, kocaman yüreklerimizi bilemişiz onca kahıra
Bir masalmış, bir yalanmış gibi korkmuşuz
Sıkı sıkıya yaslanmışız bahtımızın kara yıldızına
Ben tek sen üç şeker atmışsın filiz çayımıza
Sonra açıp perdeyi gökyüzünden bir dilek tutmuşuz
Mehtap gülümsemiş deli yürek çocukluğumuza
Orada, sehpanın üstünde iki bardak. Kır, bitsin.

Orada, odaya saçılmış küçük hatıralar, ne yana dönsem senden bir parça bir şey
Evet, küçük şeyler belki, biraz dalgınlığın, belki minik kızgınlığın,
Belki bir gülüşün uluorta, böreğin altını yakışın, düğmemi dikerken iğneyi eline batırışın
Ve saçların, kan gülleri taktığın, beni mahpus bıraktığın saçların
Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
Hep o kanepede oturmuşluğun
Şu senin küçük yastığın, şu eşarbın, şu beni paramparça eden gözlerinin yankısı
İşte şu bir Haziran akşamı gitmek için ayaklanışın
Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
Orada, odaya saçılmış küçük hatıralar. Git, bitsin.

Orada, ayaklarının dibinde bir adam, adam bütün adamlığını dökmüş önüne
Öyle kaç gün yada kaç gece ayaklarının dibinde
Öyle kolay mı, öyle kolay gitmek
Her şeyi bu İstanbul’u, o sevdiğin adaların kokusunu, mısır çarşısını
Eminönü’nün balık ekmeğini, Beyoğlu’nun sinema salonlarını
Birlikte beklediğimiz 28 numarayı unutmak öyle kolay mı
Öyle kolay.
Orada, ayaklarının dibinde bir adam. Kov, gitsin.

Orada, çekmecede yediotuzbeş bir silah, babadan kalma
Hani bir bayramda saydırmışız havaya
Sen biraz ürkek sokulmuşsun omzuma
Kuşlar havalanmış, bütün kuşları İstanbul’un
Giderken galiba bir beni, bir bunu unutmuşsun
Orada, yediotuzbeş bir silah
Burada zaten öldürdüğün bir yürek. Vur, bitsin