Arama

Çorum - Tek Mesaj #2

RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
3 Temmuz 2007       Mesaj #2
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
GENEL BİLGİLER
Karadeniz Bölgesinin İç Anadolu’ya açılan kapısı olan Çorum İli , Anadolu kültür mozaiği içerisinde eşsiz bir konuma sahiptir.
Günümüzden 7 bin yıl öncesine ait kültürel verilere rastlanan Çorum’da, ilk organize devleti kuran Hititlerin ilk başkenti Hattuşa bulunmaktadır.
Hattuşa Anadolu’nun kalbinde, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine alınmış ülkemizdeki 9 değerden biridir. Hitit uygarlığı en az Mısır Uygarlığı kadar eski ve zengin bir uygarlıktır. Hititlerle Mısırlılar arasında yapılan Kadeş Antlaşması metin tabletleri Boğazköy’de bulunmuştur.
Hititlerin diğer önemli kült (dini) merkezlerinden sayılan, arkeolojide Arinna olarak bilinen Alacahöyük Ören Yeri; 13 Kral Mezarı , Hatti Tunç Güneş Kursu ve Sfenksli Kapıları ile görülmeye değer tarihi bir yerdir. Ulu Önder Büyük Atatürk’ün bizzat direktifleriyle ilk milli kazılarımızın başlangıç noktası olması ile de önem arzeder.
Ortaköy İlçesindeki Şapinuva ören yeri de büyük bir Hitit kenti olup, hala sürmekte olan kazı çalışmalarında bol miktarda yazılı belge ortaya çıkarılmıştır.
Ayrıca, 1990 yılında başlatılan ve kongre dili Türkçe olan “Hititoloji Kongresi” her üç yılda bir düzenlenmekte olup, 6 yılda bir de Çorum’da gerçekleştirilmektedir. Bu kongreye dünyanın bir çok yerinden bilim adamı katılmaktadır.
Hitit uygarlığının yanısıra, her biri sanat şaheseri olan Selçuklu ve Osmanlı Dönemine ait; cami, köprü ve kalelerle süslü Çorum, yayları ve İncesu Kanyonu gibi doğal güzellikleri ile de görülmeye değer bir yerdir.
Meşhur leblebisi, Osmancık ve Kargı’da üretilen kaliteli pirinçleri dünyaca tanınmaktadır.

İLÇELER

Çorum (merkez), Alaca, Bayat, Boğazkale, Dodurga, İskilip, Kargı, Laçin, Mecitözü, Oğuzlar, Ortaköy, Osmancık, Sungurlu, Uğurludağ.

Müzeler

Çorum Müzesi
İl merkezinde Endüstri Meslek Lisesi yanında yer almaktadır. Hicri 1332 yılına tarihlenen bina, yapıldığı bugünden bu yana hastane ve okul olarak kullanılmıştır. 1989 yılından itibaren Çorum Müzesi olarak kullanılmak üzere restorasyonuna başlanmış ve halen restore işlemi devam etmektedir. Müzede Geç Kalkolotik (M.Ö. 4500) dönemden itibaren kronolojik olarak Eski Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri Çağı, Eski Hitit, Hitit İmparatorluk, Firig, Helenistik, Roma ve Bizans Dönemi eserlerinin sergileneceği arkeolojik salon ile Çorum yöresine ait Etnoğrafik eserlerin sergileneceği Etnoğrafik salonu açma çalışmaları devam etmektedir.

Alacahöyük Müzesi
Alaca İlçesi, Alacahöyük beldesinde yer almaktadır. Çorum Müze Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren müzede ; Alacahöyük kazılarında elde edilen Kalkolotik, Eski Tunç Çağı, Hitit ve Frig Dönemine ait eserler ile yöreden derlenen Etnoğrafik eserler sergilenmektedir.Çorum’a 45 km. uzaklıktadır. Alacahöyük’te ilk yerel müze 1940 yılında teşhire açılmış, 1982 yılında ise yeni binasına taşınmıştır. İki katlı olan müzenin üst katında Hamit Zübeyr Koşay ve Remzi Oğuz Arık salonları bulunmaktadır. Kazı başkanlarının isimlerinin verildiği bu salonlarda Alacahöyük ve Pazarlı kazısında elde edilen eserler sergilenmektedir.

Boğazköy Müzesi
Çorum’a 84 km. uzaklıktaki Boğazkale ilçesinde yer almaktadır. Çorum Müze Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren müzede Boğazköy-Hattuşa kazılarında açığa çıkartılan eserler ile çevreden elde edilen eserler sergilenmektedir.
12 Eylül 1966 yılında açılan Müze, Boğazköy (Hattuşaş) kazılarında açığa çıkan ve çevreden müzeye gelen eserlerin depo ve sergilemesinin yapıldığı mahalli bir müze konumdadır.
Hitit Dönemine ait eserlerin ağırlıklı olduğu müzede ; Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler de sergilenmektedir.
Örenyerleri
Alacahöyük Örenyeri Çorum’un 45 km güneyinde, Alaca İlçesinin 17 km kuzeybatısında yer almakta olup, Boğazköy’e 34, Ankara’ya ise 210 km uzaklıktaki Alacahöyük Köyü yerleşim alanı içerisindedir. Höyük, bilim alemine ilk kez 1835 yılında W.C.HAMİLTON tarafından tanıtılmış olup, bu yıllardan itibaren Orta Anadolu’yu ziyaret eden bilginlerin uğrak yeri olmuştur.
Eski Tunç ve Hitit Çağında çok önemli bir kült ve sanat merkezi olan Alacahöyük’te 4 uygarlık çağı bulunmaktadır. Geç Kalkolotik çağını Eski Tunç, Hitit, Frig, Roma ve Bizans dönemleri takip eder. Örenyerinde Hitit İmparatorluk dönemine ait Sfenksli Kapı, şehrin batısındaki Poternli Kapı ve mimari eserler ile Hatti uygarlığının aydınlanmasına çok katkıları olan Alacahöyük Eski Tunç Çağı haneden mezarları ile yerel müzesi, Boğazköy ve Yazılıkaya’yı ziyaret edenler için aynı gün gezilebilecek önemli bir örenyeridir.

Hitit İmparatorluk dönemine tarihlenen kalker temel üzerine andezit bloklarla inşa edilmiş iki kule arasında yer alan Sfenksli Kapı’nın genişliği 10 metredir. O, bir yolla bağlandığı büyük mabedin anıtsal geçididir. Dış girişin iki yanındaki büyük söğe bloklarının dış yüzleri Sfenks protomları ile süslüdür. Kulelerin dış ve iç yüzlerinde yer alan kabartmalar Fırtına Tanrısı onuruna kutlanan bir kült festivalini yansıtmaktadır.
Alacahöyük kazıları , Orta Anadolu’nun kuzey bölgesinin kesintisiz stratiğrafisini veren tek merkez olması ve özellikle 13 kral mezarı ile eski Tunç dönemine, monimental mimari kalıntılarıyla Hitit dönemine ışık tutması açısından dünya arkeoloji literatüründe önemli bir yere sahiptir.

Boğazköy Örenyeri Boğazköy ( Hattuşa ) Örenyeri , Çorum ilinin 82 km güneybatısında yer almakta olup, Ankara’ya uzaklığı ise 208 km’dir. Hitit devletinin eski çekirdek bölgesinin merkezinde bulunan Boğazköy ( Hattusa ) örenyeri Budaközü Çayı vadisinin güney ucunda , ovadan 300 m. Yükseklikteki sayısız kaya kütleleri ve dağ yamaçlarının bölünmesiyle çevrili olarak kuzey ve batıda derin yamaçlarla sınırlandırılmıştır. Şehir kuzeye doğru açık olup, kuzey kısmı dışında diğer kısımları surla çevrilidir. Arkeolojik kazılarda gün ışığına çıkarılarak restore edilen ve artık bir açık hava müzesi niteliğinde ziyaret edilebilen kalıntılar, Boğazköy Tarihi Milli Parkı’nın da odak noktasını oluşturmaktadır. Hattuşa 1986 yılında, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine alınmıştır. Ayrıca burada bulunan çivi yazılı tablet arşivleri de 2001 yılından itibaren UNESCO’nun “Dünya Belleği Listesinde” yer almaktadır.
Hattuşa’nın keşfi 1834 yılında Fransız mimar Charles Texier tarafından gezilmiş ve dünyaya tanıtılmıştır. Bu buluş aslında yalnızca Hattuşa’nın keşfi değil , tamamen unutulmuş olan Hititlerin keşfi olarak da tanımlanabilir. 1893-94’de Ernest Chantre’nin birkaç sondaj yapmasına ve ilk çivi yazılı tabletleri yayınlamasına kadarki dönemde pek çok bilim adamı ve gezgin Hattuşa’yı ziyaret eder. Muze-i Humayun müdürü Osman HAmdi Bey, 1906’da müzesi adına Makridi’nin sorumluluğunda Boğazköy kazılarını başlatmış, zamanın çivi yazısı uzmanı Assiriyolog Hugo Winckler’i de kazı heyetine alarak , burasının Hitit Başkenti Hattuşa olduğunu tespit etmişlerdir. 1931-1939 yılları arasında ve 2.Dünya savaşı nedeniyle verilen aradan sonra 1952’de yeniden başlatılan kazılar kesintisiz olarak Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından sürdürülmektedir.
Antik Kapadokya bölgesinin kuzey sınırına yakın bir yerde bulunan ve arkeolojik kazılarla gün ışığına çıkartılıp restore edilen ve açık hava müzesi niteliğindeki ziyaret edilebilen Hititlerin başkenti Hattuşa-Boğazköy’deki kalıntılar, Boğazköy Tarihi Milli Park’ın temelini oluşturmaktadır. Yüz yıldır sürdürülen kazı ve araştırmalar Hattuşa-Boğazköy çevresindeki en erken yerleşmenin Kalkolotik çağda (M.Ö. 6000) olduğunu ortaya koymuştur. Eski Tunç Çağı’nda da sürekli yerleşmenin görüldüğü Hattuşa’da bu dönemi Asur Ticaret Koloni devri izler. Yazılı belgelere göre M.Ö. 2. binin başlarında Kuşar’lı Anitta Hattuşa Kralı Pijusti’yi yenip şehri tahrip eder ve şehri lanetler. Anitta’nın lanetine rağmen şehir M.Ö. 1600/1650 yıllarında Hitit Kralı 1. Hattuşili tarafından başkent olarak seçilir. Hititlerin M.Ö.1200’de şehri çeşitli nedenlerle terk etmesiyle burada Erken Demir Çağı (Karanlık Çağ) başlar. Bu dönemi M.Ö. 9.yüzyılda Frig Çağı daha sonra Helenistik, Galat ve Roma/Bizans çağları takip eder.
Boğazkale Yazılıkaya Boğazkale, Hattuşa’nın 1.5 km. kuzeydoğusunda yer almaktadır. Hattuşa’nın en büyük ve etkileyici olan kutsal mekanı, şehrin biraz dışında yer alan, yüksek kayalar arasına saklanmış Yazılıkaya tapınağıdır. Özellikle ilkbahardaki yeni yıl kutlamalarında kullanıldığı sanılan bu Açıkhava tapınağında, ülkenin önemli Tanrı ve tanrıçaları alay halinde kayalara kabartma olarak işlenmiştir.
Yazılıkaya Açıkhava tapınağında tabii kayalığa yapılmış olan, A odası olarak adlandırılan büyük galeri ile, B odası olarak adlandırılan küçük galeri yer almaktadır. Büyük galeri’nin (A Odası) batı duvarı Tanrı kabartmalarıyla, doğu duvarı ise tanrıça kabartmalarıyla bezelidir. Ayrı bir girişi bulunan Küçük Galeriyi ( B Odası ) girişin iki yanında bulunan aslan başlı , insan gövdeli cinler korumaktadır. B odasının batı duvarında sağa doğru ilerleyen 12 tanrı, doğu duvarında ise Kılıç Tanrısı ile Tanrı Şarruma ve himayesindeki Kral IV.Tudhalia yer almaktadır.
Ortaköy Şapinuva Çorum’un 53 km güneydoğusunda yer alan Ortaköy ilçesinin , 3 km güneyindedir. Ortaköy Hitit şehri ,Yeşilırmak Nehrinin üzerinde bulunduğu ve Kelkit’ten başlayan Koyulhisar-Reşadiye-Niksar üzerinden Amasya’ya doğru gelişen vadinin hemen sonunda yer almaktadır.Şehir derince bir vadinin kuzey yamaçlarındaki bir plato üzerine kurulmuştur.
1990 yılında Prof. Dr.Aygül Süel ve Dr.Mustafa Süel başkanlığında kazı çalışmaları başlatılmıştır.1994 yılında Ortaköy’ün Hitit Çağı’ndaki adının Şapinuwa olduğu tesbit edilmiştir. Bu önemli Hitit şehri Hitit Devleti’nin başkentlerinden biridir.

Yapılan çalışmalarda monumental yapılar günışığına çıkarılmıştır.Bu binalarda şu ana kadar sayıları dört bini aşan Hitit çivi yazılı tablet arşivleri ele geçirilmiştir. Bunların çoğunu Hititçe metinler oluşturur. İçerik olarak birbirleriyle ilişkileri, paleografileri ve buluntu durumlarına göre, Ortaköy –Şapinuva tabletlerinin büyük bir kısmının aynı döneme ait oldukları, Boğazköy ve Maşat Höyük belgeleri ile olan ilişkileri nedeniyle de bu tabletlerin Orta Hitit döneminin sonlarına tarihlendiği açıklanmıştır.
Eskipazar Örenyeri
Alaca ilçesinin 5 Km Batısında,Alaca-Sungurlu yolu üzerindeki höyük,Boğazköy’ün 25 Km Kuzeydoğusunda, Alacahöyük’ün ise 20 Km Güneydoğusunda yer almaktadır. Yapılan çalışmalar sonucunda Höyükte kesintisiz bir iskanın varlığı tespit edilmiş olup,Höyükte eski Tunç, Hitit, Frig, Roma ve iki safhalı Helenistik döneme rastlanmıştır.
Höyükün Kuzeydoğu ve Batı kesimlerinde Hitit İmparatorluk çağı şehir surunun temelleri bulunmuş,dikdörtgen planlı,avluları taş döşeli binalar Boğazköy ve Alacahöyükteki binalardan farksız olarak ,Hitit üslubunda inşaa edilmişlerdir.Höyükün Güneydoğu kesiminde geniş bir alana yayılan eski Hitit dönemi mahallesinin yanmış evlerinden çok sayıda toprak eserler elde edilmiştir.Yine bu alanlarda bulunan kabartmalı kült vazoları burasının dini bir merkez olduğu görüşünü kuvvetlendirmiştir.Höyükte Hitit tabakaları altında yer alan eski Tunç çağı tabakalarında yapılan çalışmalarda ,bir evin tabanı altında altın ve gümüş objelerden oluşan bir defineye rastlanılmıştır.Gümüş vazolar,Suriye şişesi,gümüş merasim baltası ,değişik tiplerde altın iğne,boncuk,küpe ve bileziklerden oluşan define,bir taraftan Alacahöyük,Kültepe,diğer taraftan Truva ,Poliochni ve Kuzey Suriye-Mezopotamya buluntularıyla benzer olup bu buluntular Ankara Medeniyetler Müzesinde sergilenmektedir.

Yörüklü (Hüseyindede Tepesi)
İlimiz Sungurlu ilçesi,Yörüklü kasabası Hüseyindede tepesi olarak adlandırılan mevkiide bulunmaktadır.Yapılan çalışmalar sonucunda Eski Hitit dönemine ait iki ayrı kabartmalı vazo parçalarına yine aynı döneme ait olan tek mekanlı bir odada rastlanmıştır.Elde edilen parçaların restorasyon çalışmaları sonucunda birisinin inandık vazosu tipinde olduğu,diğerinin ise daha küçük ve boyun üzerinde tek filiz halinde Hitit dini törenlerini anlatan bir tasvir bantının olduğu tespit edilmiştir.Bu tasvir bantı üzerindeki en önemli sahneyi ise boğa üzerinde takla atan bir akrobat oluşturmaktadır.İnandık vazosu tipinde olan ve üzerinde 4 tasvir bantı olan büyük vazonun ağız kenarında küçük bir tekne ve başları içe bakan dört boğa başı yer almaktadır.Tasvir bantlarında konular yine Hitit dini törenlerini anlatmaktadır.Bu kabartmalı vazoların yanı sıra yapılan çalışmalarda Eski Hitit dönemine ait olan (formlarını daha önceden bilinen) Matara biçimli kap ve yuvarlak ağızlı yüksek boyunlu testiler de elde edilmiştir. 1998 yılındaki çalışmalarda ise teraslama tekniğinde yapıldığı ortaya çıkan Eski Hitit Dönemine ait mimari takip edilmiş olup, ileri ki dönemlerde kazı çalışmalarına devam edilecektir.

Laçin Kapılıkaya Anıtsal Kaya Mezarı
Çorum’un yaklaşık 27 km. kuzeyinde, Kırkdilim mevkiinde oldukça sarp, kayalık ve akarsu tarafından yarılmış derin vadilerin oluşturduğu engebeli arazi üzerinde, kuzeye doğru uzanan bir kaya blokunun burun kısmının kuzey-batı köşesinde yer almaktadır.
Komutan İKEZİOS’a ait hellenistik dönem kaya mezarı olup, M.Ö. II.yüzyıla tarihlenmektedir. Çay seviyesinden 65 m. Yükseklikteki kaya mezarının yamuk biçimli bir podyum zemini vardır.Bu podyumdan 8 basamaklı merdivenle ikinci platformda, oradan da 12 basamaklı merdivenle mezar önündeki podyuma geçilmektedir.
Mezar odasının kapısı üzerinde “İKEZİOS”yazısı okunmaktadır. Mezar odası kareplanlı olup, girişin sağ ve solunda niş şeklinde oyulmuş ölü şekilleri vardır.

İskilip Kaya Mezarı
İskilip merkezinde bulunan Osmanlı dönemine ait 100 m yükseklikteki tabi bir kaya üzerine inşa edilmiş, kalenin güney ve güneydoğu eteğinde Roma dönemine ait kaya mezarları bulunmaktadır. Güneydoğusunda bulunan kaya mezarının iki sütunlu dikdörtgen bir girişi vardır.Yuvarlak sütun gövdeleri yukarı doğru inmektedir. Başlıklarda bulunan bilezikler üzerinde oturmuş birer aslan bulunmaktadır. Sütun başlıkları üzerindeki üçgen alınlık içerisinde ise yatar durumda karşılıklı kanatlı iki aslan figürü bulunmaktadır. Kabartmalardan birinin elinde kılıç, diğerinin elinde kadeh mevcuttur. Mezar odası içerisinde iki adet ölü sekisi bulunmaktadır.

Kuleler ve Kaleler

Saat Kulesi: l894 yılında Çorum’lu Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz Hasan Paşa tarafından yaptırılmış olup, yüksekliği 27.5 m.dir. İlimizin tarihi bir simgesidir.

Çorum Kalesi: Selçuklu mimari özelliği taşıyan Çorum Kalesinde halen iskan mevcuttur. Şehrin güneyinde yüksek bir tepe üzerinde kurulmuştur. Kare planlı olup, 80×80 ebatındadır. Yüksekliği 7.35 m. Duvarların genişliği 2.40 metredir. Kalenin kapısı kuzeyde olup, 2.70×3.30 m. Ölçüsündedir. Kalenin içerisinde büyük bir mescit bulunmaktadır. Kalenin kitabesi olmadığı için kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Danişmend veya Selçuklu Dönemine tarihlenen kalede düzgün kesme taş, moloz taş, Roma ve Bizans dönemine ait devşirme taşlar kullanılmıştır.
İskilip Kalesi: Yüz metre yükseklikte, üç tarafı kayalık üzerine inşaa edilmiştir. Güneye bakan bir kapısı, kale içinde sol tarafta bir zindan odası vardır. Dört tarafında burçlar bulunmaktadır.
Osmancık Kalesi: Yüksek bir tepe üzerine kurulmuş olan kalenin surlarının uzunluğu 250 m. Yüksekliği 30 m.dir İlk defa kimler tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte Roma Devrinde yapılmış olduğu sanılmaktadır. Kaleden Kızılırmağa gizli yollar mevcuttur. Kale duvarı örgülerinde Horasan harcı kullanılmıştır. Kale içinde kayalar oyularak yapılmış bir hamam harabesi mevcuttur. Kalenin ön kısmında bir kitabe, gözlemci yeri, kapısı ve burçlardan kalıntılar bulunmaktadır.
Sungurlu Saat Kulesi: l892 yılında kaymakam Edip Bey tarafından yaptırılmıştır. İnşaat malzemesi olarak kesme taş kullanılan saat kulesi, kaide ve saç örgü kısmı dahil sekiz kısımdır. Saat çelik halat ve 50 kğ.lık kovalar vasıtasıyla çalışmaktadır

Tarihi Çorum Evleri

Çorum’un eski evleri Türk toplumunun geleneksel yapısı ile bütünleşmiştir.Sözkonusu evlere; Çorum’un Çepni, Karakeçili, Devane gibi eski mahalleleri ile İskilip, Sungurlu ve Kargı’da rastlanılmaktadır.

NE YENİR?

Leblebisi ile ünlü olan Çorum, yöresel yemekler bakımından oldukça zengindir.
İlin özgün yemekleri arasında Mayalı , (Saç Mayalısı, Tava Mayalısı) , Yanıç , Cızlak , Kömbe, Oğmaç, Hingal, Haşhaşlı Çörek, Borhani (Hamurlu, Yumurtalı, Mantarlı) Helise, Çullama, Madımak, Tirit , İskilip Dolması , Keşkek, Kara Çuval Helvası, Hedik, Teltel, Has Baklava sayılabilir.

NE ALINIR?
Çorum ilinden alınabilecek şeylerin başında, şehrin sembollerinden olan , Çorum leblebisi ve bakır hediyelik eşya gelmektedir.
Ayrıca, İskilip’te ağaç oyma işleri, Alaca Büyük Camili Köyünde kilim, Ortaköy İlçesi Karahacip beldesinde kilim, heybe, patik, çorap ve el örgü ürünlerini bulmak mümkündür.
Osmancık ve Kargı’da üretilen pirinçler de, farklı lezzetleriyle mutlaka tadılması önerilen ürünlerdendir.

YAPMADAN DÖNME
Alaca höyük, Bogazkale Müze ve Ören yerlerini ziyaret etmeden
Kargı ve Abdullah Yaylalarını, Osmancık Başpınar ve Karaca Yaylalarını, İskilip Elmabeli ve Bayat Kurtçaçimeni Yaylalarını gezmeden,
Ortaköy İncesu Kanyonuna gitmeden,
Bakır El Sanatlarını görmeden,
Çorum Mantısı, Keşkek ve İskilip Dolması, Gül burma ve Has Baklavasını tatmadan,
Çorum Leblebisi almadan,
…Dönmeyin


Çorum’un Ünlü Simaları
  • Aşıkpaşa (1270-1333) Türk tasavvuf ve halk şairidir. Garipname isimli eseri ile ünlüdür.
  • Akşemseddin (1390-1459) Asıl adı Mehmet Şemsettin’dir. Din bilgini ve aynı zamanda hekimdir.
  • Aşık Paşazade (1392-1484) Osmanlı tarihinin canlı kaynağını teşkil etmiştir. Aşık Paşazade Tarihi isimli esri ile meşhur.
  • Baltacı Mehmet Paşa (1660–1712) Osmancık’ta doğdu. 18 Ağustos 1710′da sadrazam oldu. Serdar-ı Ekrem olarak Rus seferine çıktı.Prut nehri deltasında, Rus ordusunu kuşattı. Yeniçerilerin disiplinsizliğinden dolayı imha harekatını gerçekleştiremedi. Azledildi. 1712 yılında Limni adasında vefat ettiğinde 50 yaşındaydı.
  • İskilipli Atıf Hoca (1876 - 1926) Iskilip’in Tophane köyündendir. Şapka kanununa muhalefetten istiklal mahkemelerince idam edildi.
  • Dr. Mustafa Cantekin (1878 - 1955) Doktor ve siyaset adamı Mustafa Cantekin 1878′de Çorum’da doğdu. İstanbul Tıp Fakültesi’nde okurken siyasetle ilgilendiği için kalebent olarak üç yıllığına Şam’a sürüldü. Şam’da tanıştığı Mustafa Kemal ile birlikte Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurdu. II:Meşrutiyet’ten sonra İstanbul’a dönerek tıp öğrenimini tamamladı. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Kırşehir milletvekili olarak girdi. 1950′ye kadar da sürekli olarak Meclis’te kaldı. Milletvekilliğinin sürdüğü yıllarda bir ara da Afyon Askeri Hastanesi’nin başhekimliğini yaptı.
  • İsmet Eker (1877 - 1962) Siyasetçi. Gençliğinde İttehat ve Terraki Cemiyeti’ne giren Eker, 1. Dünya Savaşı yıllarında Çorum milletvekilliği yaptı. Daha sonra Malatya’ya sürgüne gönderilen Eker, Çorum’a döndkten sonra Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Eker bu kez komunizm progandası yaptığı gerekçesiyle tutklanıp Ankara’ya gönderildi. Daha sonra serbest bırakılan Eker, ilk TBMM’de Çorum Milletvekili olarak yer aldı. TBMM Başkanı Eker, Cumhuriyet’in ilanını “İttifakla kabul edilmiştir. Türkiye Devleti bir Cumhuriyetir” sözleriyle duyurdu. 1950 yılına kadar mecliste kaldı.
  • Mahmut Atalay (1934-2004) Cemilbeylidir. Olimpiyat şampiyonu.
  • İsmail Beşikçi (1939) Araştırmacı yazar.
  • Tuncer Cücenoğlu (1944) Tiyatro yazarı.
  • Aşık Hüseyin Çırakman (1930) Sungurlu ilçesine bağlı Körkü köyünde doğdu. Halk Ozanıdır.
  • Fazıl Hayati Çorbacıoğlu (1925 - 1990) Oyun yazarı.
  • Gürkan Çoşkun (1941) Sanat dünyasında “Komet” adıyla bilinen ressam.
  • Ahmet Feyzi (1839-1909) İstanbul Beyazıt Medresesi’ni bitirdi. Yargıçlık, Müftülük yapmış ve Çorum’da 6112 kitaptan oluşan bir kütüphane kurmuştur.
  • Ahmet Hamoğlu (1946) BJK’lı sanayici ve işadamı.
  • İsmail Haboğlu Gazeteci, yazar. Alanya’da ikamet etmektedir.
  • Hasan Paşa (Yedi-Sekiz Hasan Paşa) (1831-1902) Beşiktaş karakol komutanı. II. Abdülhamit’i devirmek için Çırağan baskınını gerçekleştiren Ali Suavi’yi bir sopayla kafasına vurarak öldüren Hasan Ağa’ya bu olaydan sonra paşalık (mareşallik) ünvanı verilmiştir. Osmanlı-Rus savaşında Kafkas cephesinde büyük yararlılıklar göstermiştir.Hasan Paşa 1902′de vefat etti. Geride meşhur namıyla beraber, memleketi Çorum’da, 1894 yılında yaptırttığı 27.5 metre yüksekliğindeki saat kulesi kalmıştır.İdari anlamda Çorum ve bölgesine etkisi de günümüzde İskilip, Osmancık, Sungurlu gibi yerlerin Çorum Sancağına doğrudan bağlanmasını 1890 yılında sağlaması olmuştur.
  • Bedri Karafakioğlu (1915-1978) Bilimadamı.
  • Tevfik Kış (1934) Kargı, Pelitcik köyünde dünyaya geldi. 1956 yılında Güreşe başladı.
  • Koyunbaba Asıl adı Seyit Ali’ dir. Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin’in 7. oğlu Ali Rıza’nın 12. oğlu olduğu rivayet edilmektedir. Mezarı Osmancık ilçesinde adıyla anılan türbededir.
  • Sait Maden (1932) Ressam, yazar.
  • Kul Mustafa 17. yy da Çorum yöresinde doğup yaşamış bir halk şairidir. Genç Osman adıyla anılan padişah II.Osman’ın öldürülmesi üzerine yazdığı destanlar dikkat çekicidir.
  • Aycan Önel (1933) atletizme 1946 yılında başladı. 1948 yılında yarıştığı 80 metre engellide Türkiye rekoru kırdı. 100 metre, 200 metre, uzun atlama, gülle atma, disk atma ve pentatlonda Türkiye rekorları kırdı.
  • Salim Uslu (1955) Çorum’un Alaca ilçesinde doğdu. Sendikacı.
  • Hıfzı Veldet Velidedeoğlu (1904-1992) Ordinaryüs professor, hukukçu.
  • Nihat Nikerel (1950) “Sıcak Saatler” dizisindeki “Cehennem Cevdet ve Kurtlar Vadisi’ndeki “Seyfo Dayı tiplemesiyle 7’den 77’ye herkesin gönlünde taht kurdu. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları çıkıyor. 4 adet kitabı var.
  • Aşık Gülabi (1950 ) Çorum’un Sungurlu kazası, Çayan köyünde dünyaya gelmiştir. Halk ozanıdır.
  • Şükrü Kızılot vergi uzmanı.
  • Serkan ŞAHİN (1981–) 1981 Ankara doğumludur. Küreselleşen iş organizasyonları alanında Danışmanlık yapmaktadır.
  • Soner Yalçın (1966) Gazeteci, araştırmacı yazar.
  • Nazmi Avluca (1975) Çorum ili Kargı ilçesinde dünyaya geldi. Dünya Şampiyonu.
  • Eyüp Karaderili (1950) Çorum ili Sungurlu ilçesinde dünyaya geldi Öz Ağaç İş Sendikası genel başkanı.