Arama

Edirne - Tek Mesaj #5

NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
3 Temmuz 2007       Mesaj #5
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Edirne3.jpg
Gösterim: 509
Boyut:  47.5 KB

Mehmet I döneminde


Eski cami'ye vakıf olarak yaptırılan Bedesten (1417-1418), mimar Alaettin’in ürünüdür. On dört kubbeli yapının duvarları kesme taştandır, içte otuz altı oda bulunur. Onarılarak çarşı haline getirilen yapı, 1992’de çıkan bir yangında harap olmuştur. Semiz Ali Paşa’nın Mimar Sinan'a yaptırdığı Ali Paşa çarşısı (1569) yüz otuz dükkândan oluşur. Murat II! döneminden Arasta, mimar Davut Ağa’nın yapıtıdır (XVI yy. sonları). 73 kemerli, 255 m uzunluğundaki yapıda 124 dükkân vardır. Klasik osmanlı mimarlığının ilginç örneklerinden olan Rüstempaşa kervansarayı, Mimar Sinan'ın eseridir. Dikdörtgen avlu çevresine önleri revaklı odalar yerleştirilmiştir. İki katlı olan kervansarayın üst kat pencere ve kapı kemerlerindeki tuğla süslemeleri ilginçtir. Onarılan yapı 1972 den beri otel olarak değerlendirilmektedir. Kentin bir başka önemli yapısı, Sedefkâr Mehmet Ağa ile Edirneli Hacı Şaban’ın ortak yapıtı olan Ekmekçioğluahmetpaşa kervansarayı'dır (1609). Edirne’de hamam mimarlığının da ilginç örnekleri bulunmaktadır. Çoğunlukla çitte hamam planındaki bu yapıların en önemlisi, Mimar Sinan’ın eseri olan Sokullu hamamı dır. Murat II döneminden Tahtakale hamamı (1435), Darül- hadis vakfıdır. Zengin mukarnas süslemeleriyle dikkati çeken Gazimihalbey hamamı (1422) ve 1442 tarihli Mezitbey hamamı bu türün anılması gereken örnekleridir. Edirne'de yazıtlı pek çok çeşme vardır. Bunların en büyüğü Merzifonlu Kara Mustafa Paşa çeşmesidir (1666). Amcazade Hüseyin Paşa çeşmesi, klasik üsluptadır (1701). Rüstem Bekir Paşa çeşmesi ise (1850) ampir üslubun güze! örneklerindendir. Ekmekçioğlu Ahmet Paşa sebili (1602) klasik üslupta güzel bir yapıdır. Osmanlı döneminin görkemli yapıları arasında yer alan Edirne saraylarından günümüze yalnızca kimi kalıntılar ulaşabilmiştir. Murat I dönemindeki Eski saray’ ın yeri bilinmemektedir. Topkapı sarayı'ndan sonra, türk saraylarının en büyüğü olarak nitelenen Sarayı cedid (Yeni saray) Tunca nehri kıyısındadır.

Sarayın yapımına 1450'de Murat II döneminde başlanmış, Fatih Sultan Mehmet zamanında bitirilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde kimi eklemelerle genişletilmiştir. Babıhümayun, Alay meydanı, Babüssa- ade, Arzodası, Cihannüma kasrı, Kum kasrı, Harem ve Enderun bölümlerinden meydana gelen saraya daha sonra Terazi kasrı, Adalet kasrı, Hünkâr sofası (Kanuni dönemi), Mamak sarayı (Selim II dönemi), Bayırbahçe kasrı (Osman II dönemi), imadiye kasrı (Murat IV dönemi), Alay köşkü, Bülbül kasrı, Değirmen kasrı, Sepet kasrı, iftar kasrı, Şehsuvar havuzu (Mehmet IV dönemi) eklenmiştir. Parlak dönem. 1703 e değin süren Edirne sarayları, Ahmet lll’ün buradan ayrılmasından sonra kullanılmamıştır. XVIII. yy.'da onarılmış, 1829 rus işgalinde ve 1869'da cephanelik olarak kullanıldığı sırada iki kez yanmıştır. Edirne’deki önemli yapı türlerinden biri de, köprülerdir. Çoğu Tunca nehri üzerinde bulunan bu köprülerin en eskisi Bizans imparatoru Mikhael Palaiologos dönemindendir (XIII. yy. ikinci yarısı). Daha sonra Gazı Mıhai Bey tarafından yeniletildiğinden (1420) Gazimihal köprüsü olarak bilinir. 766 m uzunluğunda, 27 gözlü köprüye 1640'ta Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın yaptırdığı, sivri kemerli Tarih köşkü eklenmiştir.

Ayrıca 1544'te Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarıldığını gösteren yazıtı vardır 1451 taıihli Saraçhane ya da Şehabettin- paşa köprüsü 120 m uzunluğundadır. 12 kemerli, 11 ayaklı köprü, Mustafa II döneminde onarılmıştır. 1452’de Fatih Sultan Mehmet döneminde yaptırıldığı sanılan Fatih köprüsü, mimar Hayrettin'in yapıtı olan Bayezit köprüsü (1488), Mimar Sinan’ın eserleri arasında yer alan Saray (Kanuni) köprüsü (1560), Sedefkâr Mehmet Ağa’nın yaptığı Ekmekçizade Ahmet Paşa köprüsü (1608-1615), Meriç nehriyle Arda ırmağının birleştiği yerde kurulan Meriç köprüsü ya da Yeni köprü (1842 -1847) belirtilebilecek önemli örneklerdir. Edirne mimarlığında, anılması gereken bir yapı da Mimar Kemalettin'in ürünü olan Edirne garı'dır. Birinci ulusal mimarlık döneminin ilginç örneklerinden olan bu yapı, planı ve kubbeleriyle klasik osman- lı üslubuna duyulan özlemi yansıtır.

Edirne bostancıları


Edirne sarayı'nda görev yapan ve sayıları 500 ile 1 000 arasında değişen on bölük bostancı. Edirne saray bahçe ve bostanlarına bakmanın yanı sıra, yine Edirne'de Çömlek, Mamak ve Mesihpaşa bahçeleriyle de ilgilenirlerdi. Ayrıca, bostancıbaşılarının gözetimi altında, kentin dirlik ve düzeninden de sorumluydular Çıkmalarda kıdemlerine göre yeniçeri, sipahi ya da müteferrika olurlardı.

Edirne kıyam.


Selim lll'ün Rumeli'de Nizamıcedit kurma girişimine karşı çıkan ayaklanma (1806). Önce İstanbul’da, sonra da Anadolu’da kurulan Nizamıcedit ordusu, Napolâon'un Mısır'ı işgali sırasında ilk kez Fransızlar'a karşı Akka savunmasında (1799) kullanıldı ve büyük başarı kazandı Mısır seferinden sonra Rumeli âyanının (Pazvantoğlu, Tirsinikli İsmail, Yılıkoğlu Süleyman, Dağdevirenoğlu vb.) devlete başkaldırması, sırp ayaklanmalarının bastırılamaması, Rusya ile savaş olasılığının belirmesi gibi nedenlerle bu yeni askeri örgütün Rumeli'de de kurulmasına karar verildi. Anadolu'daki Nizamıcedit ordusunu önemli bir güç durumuna getiren Karaman beylerbeyi Kadı Abdurrahman Paşa, görünüşte sırp ayaklanmasını bastırmak, gerçekte Rumeli'de Nizamıcedit'i kurmak, ayrıca Vidin'de Pazvantoğlu, Rusçuk'ta Tirsinikli İsmail Ağa, Edirne'de Dağdevirenoğlu Mehmet Ağa gibi zorba âyanı cezalandırmak için, padişahın buyruğu üzerine, askerleriyle birlikte İstanbul'a getirildi. Ancak, Kadı Abdurrahman Paşa'nın yeni düzen askerlerinden çok hoşlanan Selim III, onları uzunca bir süre başkentte alıkoyarak eğitimlerini izledi. Bu arada, Kadı Abdurrahman Paşa’yı çekemeyen ve aslında Nizamıcedit'e karşı olan sadrazam Hafız İsmail Paşa, veliaht şehzade Mustafa ile gizlice anlaştıktan sonra Tirsinikli İsmail Ağa’ya Kadı Abdurrahman Paşa'nın gerçek amacını bildiren haberler göndererek onu yeni düzen askerine karşı direnmeye çağırdı Sadrazamın gönderdiği kışkırtıcı haberler üzerine öteki Rumeli âyanlarını da çevresine toplayan Tirsinikli İsmail Ağa, büyük bir kalabalıkla Edirne’ye geldi.

Kadı Abdurrahman Paşa’nın işi yatıştırmak için gönderdiği adamları öldürttü; Tekirdağ'da Nizamıcedit'in kurulacağını bildirir fermanı okuyan Edirne bostancıbaşısı Ahmet Ağa, kışkırtılan halk tarafından parçalandı. Sonunda buyruğundaki 25 000 askerle harekete geçerek (14 temmuz) Edime üzerine yürüyen Kadı Abdurrahman Paşa, Silivri ve Çorlu’da halkın direnişine karşın, şiddete başvurup yolundan kalmadı Ancak, Tekirdağ olaylarından etkilenen Selim III, daha çok kan dökülmemesi için bu kente ulaşmış olan Kadı Abdurrahman Paşa' ya geri dönmesini buyurdu. Nizamıcedit ordusunun çekilmesi üzerine iyice küstahlaşan ayaklanmacılar, padişahtan on iki kişinin idamını istediler. Bu sırada Tirsinikli İsmail Ağa evinin bahçesinde öldürüldü. Devlete başkaldıranlar Silistre eski valisi Eğribozlu İbrahim Paşa ile Serez âyanı İsmail Bey tarafından cezalandırılıp sindirildiler. Ayaklanmayı kışkırtan sadrazam İsmail Paşa ve şeyhülislam Salihzade Ahmet Esat Efendi görevlerinden alındılarsa da bu olaylar Kabakçı Mustafa ayaklanmasının patlak vermesine, padişahın tahtını yitirmesine ve gerçekleştirilmesi düşünülen yenilik hareketlerinin uzun süre ertelenmesine yol açtı.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 21 Temmuz 2016 00:15