Arama

Gaziantep - Tek Mesaj #10

NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
5 Temmuz 2007       Mesaj #10
NiliM - avatarı
Ziyaretçi

GAZİANTEP ADININ KÖKENİ

İlk Arap Coğraafyacılarının eserlerinde Dülük adı sık geçerse de Antep (Ayıntap) adının Araplarca buraya verildiği söylenebilir. XIII.yy Müelliflerinden Yakut-el Hamevi''nin ifadesine göre “Aynütap” sağlam kale olup Dülük adıyla anılmaktaydı. Bu ad muhtemelen Haçlı seferleri öncesinde yaygınlık kazanmıştır. Haçlı seferleriyle ilgili Vekayi namelerde Hamtap, Ermeni kaynaklarında Anthoph, diğer bazı kaynaklarda ise Hantap, Entap, Hatap gibi adlandırmalara rastlanır.

GAZİANTEP TARİHİ


I. Dünya Savaşından sonra ilk olarak 17 Aralık 1918 de İngilizler şehre girdiler. Yaklaşık Bir yıl süren işgalin ardından Fransızlar ile yaptıkları anlaşma gereği burayı Fransızlara terk ettiler.(5 Kasım 1919)Gerek Fransızların gerekse onlarla hareket eden Ermenilerin baskı ve zulümleri halkın direnişine yol açtı. Antep-Kilis hattında Şahinbey liderliğinde işgale karşı büyük bir savunma başladı. Şahin Bey in şehit edilmesinden sonra bu defa Antep çatışmalara sahne oldu. Antep halkı 1 Nisan 1920 den 7 Şubat 1921 e kadar Fransız kuvvetlerine karşı büyük bir direniş gösterdi. Daha sonra direniş kırıldı,ve Türk Askerleri geri çekilmek zorunda kaldı. Böylece Fransızlar 9 Şubat 1921 de şehre hakim oldular. Türkiye Büyük Millet Meclisi kendi gücüyle işgale 10 ay dayanan ve düşmana geçit vermeyen Antep''e 6 Şubat 1921 de Gazilik unvanı verdi. Böylece şehir Gaziantep adıyla anılmaya başladı. Fransızlar Ankara Antlaşmasının ardından 25 Aralık 1921 de şehri boşalttılar ve Gaziantep iki yıl süren işgalden kurtulmuş oldu.

GENEL BİLGİLER


Paleolotik çağdan bu yana çeşitli kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapan Gaziantep, Anadolu’nun ve Dünyanın en eski yerleşim yeridir.

6000 yıllık tarihi geçmişi ile ilimiz, Tarihi ve kültürel zenginlikleri Antik Kentleri,Mozaikleri,camileri, Kiliseleri, Hanları,Hamamları, Bedestenleri ve pek çok yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ile bir metropol kenttir. Gaziantepliler bitmez tükenmez enerjisi, azmi ve girişimciliği ile kendi sanayisini kendisi kurmuş örnek bir sanayi ve ticaret kenti meydana getirmişlerdir.Gaziantep Güneydoğu nun en büyük Türkiye'nin ise 6. Büyük kentidir.Güneydoğu Anadoluyu batıya bağlayan kara ve demiryollarının merkezi olması,Uluslarası havaalanı ile tam bir metropol kenttir.Gaziantep'in şu an 9 ilçesi 17 beldesi ve 616 köyü vardır.İlin nüfusu 1.450.000 civarındadır.Gaziantep'in rakımı ise 850 metredir.
Gaziantep'in adı: Eskiden Ayıntap olarak adlandırılan Gaziantep adını tarihin derinliklerinden,sıfatını Milli Mücadeledeki kahramanlıklarla dolu müdafasından almıştır. Ayıntap olan ismi daha sonra Antep olarak geçmeye başladı.1921 yılında ise Gazi ünvanını alarak GAZİANTEP oldu.

Gaziantep 38° 28” ve 38º 0” doğu boylamı ile 36º 38” ve 37º 32” kuzey enlemi arasında bulunmaktadır. İlin yüzölçümü 6222 km² olup, ülke yüzölçümüne oranı yaklaşık %1'dir.

İlimizin güneyinde Suriye Devleti ile Kilis ili, doğusunda Şanlıurfa iline bağlı Birecik ve Halfeti ilçeleri, kuzeydoğusunda Adıyaman iline bağlı Besni ilçesi, kuzeyde Kahramanmaraş ile Pazarcık ilçesi, batıda Osmaniye ili, güneybatıda Hatay ilinin Hassa ilçesi yer almaktadır.

İlimizin doğuda kalan büyük parçası Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisinde, İslahiye ve Nurdağı ilçeleri ile Şahinbey ilçesinin bir bölümü Akdeniz Bölgesi'nde yer almaktadır.

COĞRAFİ KONUM


Yüzölçümü 6.819 km² olan ilimiz; Güneybatıda Hatay, batıda Adana, kuzeyde Kahramanmaraş ve Adıyaman, doğuda Şanlıurfa illeri, güneyde de Suriye ile çevrilidir. İl topraklarını Akdeniz’den ayıran Amanos Dağları, batıda Adana’yla, Fırat Irmağı da doğuda ilin Şanlıurfa’yla arasında ki doğal sınırı çizer. İslahiye ilçesinin doğusunda yükselen Sof Dağı 1.496 mt'lik doruğuyla ilin en yüksek noktasıdır. Yavuzeli’nin batısındaki Karadağ 1.081 mt. ile diğer önemli yüksekliktir. İl alanının yaklaşık dörtte birini oluşturan ovalarda başlıcaları; İslahiye, Barak, Tilbaşar (Oğuzeli), Araban ve Yavuzeli’dir.
İldeki en önemli akarsu Fırat Irmağıdır. Karasu, Araban ovasından geçip batıdan Fırat’a katılır. Sof Dağından kaynaklanan Bozatlı (Merzimen) Deresiyse Yavuzeli’nin güneyinden geçip Fırat’a karışır. İl ve Türkiye sınırlarından çıkmadan Fırat’a karışan son önemli akarsu Nizip Çayıdır. Sof Dağından doğan Alleben Deresi ve İslahiye’nin kuzeyindeki Karagöl’den çıkan Karaçay ve Gaziantep platosunun güneybatısından kaynaklanan Balık Suyu diğer önemli akarsulardır. İslahiye'deki Taşkın önleme ve sulama amaçlı Tahtaköprü Barajı, verimli alüvyal topraklarla kaplı İslahiye Ovasının ortasından Karaçay geçer. Tilbaşar Ovasını Alleben - Sacır Suyu, Barak Ovasını Nizip Çayı, Yavuzeli Ovasını Bozatlı Deresi ve Araban Ovasını da Karaçay sulamaktadır.

Paleolotik çağdan bu yana çeşitli kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapan Gaziantep, Anadolu’nun ve Dünyanın en eski yerleşim yeridir.

6000 yıllık tarihi geçmişi ile ilimiz, Tarihi ve kültürel zenginlikleri Antik Kentleri,Mozaikleri,camileri, Kiliseleri, Hanları,Hamamları, Bedestenleri ve pek çok yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ile bir metropol kenttir. Gaziantepliler bitmez tükenmez enerjisi, azmi ve girişimciliği ile kendi sanayisini kendisi kurmuş örnek bir sanayi ve ticaret kenti meydana getirmişlerdir.Gaziantep Güneydoğu nun en büyük Türkiye'nin ise 6. Büyük kentidir.Güneydoğu Anadoluyu batıya bağlayan kara ve demiryollarının merkezi olması,Uluslarası havaalanı ile tam bir metropol kenttir.Gaziantep'in şu an 9 ilçesi 17 beldesi ve 616 köyü vardır.İlin nüfusu 1.450.000 civarındadır.Gaziantep'in rakımı ise 850 metredir.
Gaziantep'in adı: Eskiden Ayıntap olarak adlandırılan Gaziantep adını tarihin derinliklerinden,sıfatını Milli Mücadeledeki kahramanlıklarla dolu müdafasından almıştır. Ayıntap olan ismi daha sonra Antep olarak geçmeye başladı.1921 yılında ise Gazi ünvanını alarak GAZİANTEP oldu.

Gaziantep 38° 28” ve 38º 0” doğu boylamı ile 36º 38” ve 37º 32” kuzey enlemi arasında bulunmaktadır. İlin yüzölçümü 6222 km² olup, ülke yüzölçümüne oranı yaklaşık %1'dir.

İlimizin güneyinde Suriye Devleti ile Kilis ili, doğusunda Şanlıurfa iline bağlı Birecik ve Halfeti ilçeleri, kuzeydoğusunda Adıyaman iline bağlı Besni ilçesi, kuzeyde Kahramanmaraş ile Pazarcık ilçesi, batıda Osmaniye ili, güneybatıda Hatay ilinin Hassa ilçesi yer almaktadır.

İlimizin doğuda kalan büyük parçası Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisinde, İslahiye ve Nurdağı ilçeleri ile Şahinbey ilçesinin bir bölümü Akdeniz Bölgesi'nde yer almaktadır.

İKLİM


İlimizde Akdeniz ile kara iklimleri arasında geçit teşkil eden bir iklim tipi hakimdir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve yağışlı geçer.

İlin batı kesiminde Akdeniz iklimi görülür. Şehrimizde yıllık ortalama sıcaklık 14.5 ºC’dir. En soğuk ay (Ocak) ortalaması kentimizde 2.3 ºC, en sıcak ay (Temmuz) ortalaması kentimizde 27.1 ºC’dir. Bugüne kadar tespit edilen en yüksek sıcaklık 44 ºC (13.07.2000), en düşük sıcaklık -17.5 ºC’dir.
İlimizde yıllık yağış miktarı 578.8 mm’dir. Yağışlı gün sayısı ise 86'dır.

AYLIK YAĞIŞ (2002 YILI)


OCAK : 94,6
ŞUBAT: 54,8
MART: 93,9
NİSAN: 74,6
MAYIS: 48,9
HAZİRAN: 0,0
TEMMUZ: 0,0
AĞUSTOS: 0,0
EYLÜL: 10.0
EKİM: 22,5
KASIM: 44,2
ARALIK: 52,4
Yağışlar; Akdeniz bölgesinde olduğu gibi, daha çok kış mevsiminde görülür. Yıllık ortalama yağış miktarları, merkezde 574 kg/m2, İslahiye’de 850,7 kg/m2, Oğuzeli’nde 465,1 kg/m2, Nizip’te 464 kg/m2’dir. Yıllık ortalama kar yağışlı gün sayısı Merkez’de 6.2, İslahiye ve Oğuzeli’nde 2.8, Nizip’te 2.2’dir. karla örtülü ortalama gün sayısı Merkezde 11.9, Oğuzeli’nde 5.5, İslahiye’de 4.4, Nizip’te 2.4’tür. donlu geçen ortalama gün sayısı Merkez’de 55.7, İslahiye’de 17.6 gündür. 2001 yılı Aralık ayında 1945 yılından sonra en fazla yağış 259 kg/m2 olarak gerçekleşmiştir.

İlde batıdan doğuya, kuzeyden güneye doğru gidildikçe yıllık yağış miktarı azalır. İlin batı, kuzeybatı ve kuzeydeki yüksek ve dağlık kısımlar ise en fazla yağışın düştüğü yerlerdir. Yağış miktarı doğuda Fırat Nehrine, güneyde Suriye sınırına doğru azalır.

İlde her yıl düşen yağış çok istikrarsızdır. Bir yıl artan yağışın diğer yıl yarıdan aşağıya düştüğü çok olmuştur. Üst üste kurak geçen yıllara da rastlanır.

Yapılan rasatlara göre yılın hakim rüzgarı güney batı ( lodos ) rüzgarlarıdır. İlkbahar, yaz ve sonbahar aylarında genellikle batıdan doğuya doğru rüzgarlar güneybatı ( lodos ), kuzey batı ( karayel ) – batı yönünde eserler. Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat aylarında ise daha fazla doğu yönünden gelen kuzeydoğu ( poyraz ) rüzgarları hakimdir.

Kış mevsiminde Gaziantep yöresi Doğu Anadolu üzerinde yerleşen antisiklon sahasından, İskenderun Körfezindeki siklon sahasına doğru akan hava hareketlerinin tesirinde kalır. Bu sebeple Gaziantep yöresinde kışın hemen hemen kuzey doğu ( poyraz ) rüzgarları hakimdir, yağış getirir. Yaz aylarında kuzey batı ( karayel ) mevsimin hakim rüzgarıdır. Eylül ve ekim aylarında güney batı ( lodos ) ve batı rüzgarı hakimdir. Kasım ayında artık kuzeydoğu ( poyraz ) rüzgarı diğer rüzgarlardan daha fazla hissedilir.

Nisan ayında Gaziantep yöresi, Doğu Akdeniz’den Basra Körfezi civarı ile Belücistan siklon mıntıkalarına doğru gitmekte olan hava akımları tesiri altındadır. Batı tarafındaki hava akımları yaz aylarında sıcaklık getirir.

ANTİK KENTLER


TİLMEN HÖYÜK
İslahiye civarında sayıları 50 yi bulan iskan yerlerinden biridir.İlk olarak 1958 yılında tespit edilmiştir.Höyüğün boyu yaklaşık 24 metredir.Yapılan çalışmalarla M.Ö. 3000 yılının son dönemlerinde burada büyük bir şehrin olduğu ortaya çıkmıştır.

YESEMEK
İslahiye ilçesine 24 km. uzaklıktadır ve dünyanın ilk Açıkhava Heykel atölyesi olarak bilinir.İlk defa 1890 yılında ortaya çıkarılan yesemekte şu an yaklaşık 300 tane yontu ve heykel taslağı bulunmaktadır.

RUMKALE (HORMGLA)
Rumkale (Hormgla), Yavuzeli ilçesine bağlı Kasaba köyünde, Fırat nehri ve Merzina çayının birleştiği Fırat’ın batı sahilinde yüksek ve sarp kayalarla örtülü müstahkem bir tepe üzerindedir. Rumkale’nin kesin tarihi bilinmemekle beraber çok eski tarihlerden beri Fırat boyuna hakim olmasıyla stratejik bir kale özelliğine sahiptir.

DÜLÜK (DOLICHE)
Gaziantep kent merkezinin 10 Km. kadar kuzeyinde yer alan Dülük en eski çağlardan beri kullanılan bir yol şebekesinin düğüm noktasında yer almaktadır. Coğrafi konumu nedeniyle yol güzergahları üzerindeki önemi Osmanlı döneminde de devam etmiş, Antep Maraş kervan yolu yine buradan geçmiştir.Günümüzden yaklaşık 600.000 yıl önce, buradaki kaliteli çakmaktaşı yataklarının da etkisiyle bazı insan grupları Fırat vadisinden buraya göçerek büyük mağarada barınmışlar çakmak taşını işleyip o günün modern aletlerini imal ederek ve muhtemelen Fırat vadisindeki diğer insan topluluklarına ihraç etmişlerdir. Dülükteki şarklı Mağara bu durumuyla Anadolu’da ki bilinen en eski insan yerleşim birimidir.

ULAŞIM


DEMİRYOLU
Gaziantep Demiryolu ağı, yurtiçi yanında yurtdışı bağlantılara da sahiptir. Irak ve Suriye ile bağlantısı olan demiryolu, ulaşım anlamında önemli olanaklar sağlamaktadır. Ayrıca merkez ve ilçeler yanında OSB-Başpınar'da bulunan istasyon, mal sevkıyatında firmalarımıza hizmet vermektedir. 2003 yılı itibariyle ilimizdeki mevcut Demiryolu uzunluğu 286,57 km.'dir. İlimizin demiryolu ile bağlı olduğu merkezlerden bazılarının süre ve mesafe olarak uzaklıkları aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Demiryolu Bağlantısı Olan Bazı Merkezler ile Gaziantep'le Arasındaki Mesafe
Km. - Saat
  • Adana: 293 - 6.15
  • Ankara : 968 - 18.5
  • İstanbul : 1401 - 27.25
  • Suriye - Halep : 307 - 7
  • Irak - Bağdat : 1050 - 23

GAZİANTEP GAR


Gaziantep Gar Narlı Karkamış hat kesiminin 84+009 kilometresinde 1954 yılında demiryolu işletmeciliğine açılmıştır. Gar binasının inşası 1953 yılında başlamış 1959 yılında tamamlanmıştır. 1964 yılında Gaziantep Karkamış hattının demiryolu İşletmeciliğine açılmasıyla Narlı Karkamış hat kesiminin en önemli garı konumuna gelmiştir. TCDD Gaziantep’te Hareket Bölge Amirliği, Gar Müdürlüğü, Depo Müdürlüğü, Ambar Müdürlüğü, Yol Atölye Müdürlüğü, Yol şube Şefliği ve Haberleşme Şefliği birimleriyle teşkilatlanmıştır. Bu birimlerde 4 Kadrolu Memur 223 Sözleşmeli Memur ve 195 Daimi İşçi olmak üzere 422 personel istihdam edilmektedir. Gaziantep Garda tren trafiğinin sağlanması ve manevraların yapılması için toplam uzunluğu 3100 metre olan 6 esas 2 kör yol bulunmaktadır. Ayrıca yükleme boşaltma işlemleri için toplam uzunluğu 960 metre olan 2 askeri rampa ve 475 metre uzunluğunda 1 ticari rampa mevcuttur. Gaziantep Gardan aylık ortalama 2200 yolcu taşınarak yaklaşık 7,5 milyar gelir elde edilmektedir. Gaziantep Ambara gelen Aylık ortalama 140 vagonla 3000 ton yük boşaltmakta ve bu işletme yaklaşık olarak 20 milyar gelir elde edilmektedir Bunların dışında Gaziantep’te bulunan açık arazilerin ve tesislerin kiralanmasından yıllık 2,2 milyar gelir sağlanmaktadır.

HAVAYOLU


1976 yılında hizmete giren Gaziantep Havaalanı 1993 yılında uluslar arası ve yük taşımacılığına açılmıştır. Şehir merkezine 19.6 km. uzaklıktadır. Havaalanında 1 kalkış pisti vardır ve 3 uçak kapasitelidir. 2004 yılı itibariyle yıllık 620.000 yolcu ve 17,500 uçak kapasitesine sahiptir. Havaalanında ILS sistemi yoktur. Yeni Terminal Projesi çerçevesinde yolcu sayısını yıllık 4.000.000 yolcuya ve uçak kapasitesi 6'ya çıkarılması hedeflenmektedir. Yeni terminalin tahminen 2005 yılında tamamlanacaktır.

Şehrin muhtelif noktalarından havaalanına uzaklıkları ve varış süreleri aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Mesafeler - Km. - Dakika *
  • Şehir merkezine mesafesi : 19 - 19
  • Organize Sanayi Bölgesine olan mesafesi : 40 - 40
  • Küçük Sanayi Sitesine olan mesafesi : 20 - 20
  • Serbest Bölgeye olan mesafesi : 45 - 45
(* Hız, saatte 60 km olarak alınmıştır.)
THY haftada 18 kez İstanbul'a, 3 kez Ankara'ya sefer yapmaktadır. İstanbul'a yapılan seferlerde doluluk oranı %68, Ankara'ya yapılan seferlerde doluluk oranı %39'dur. 22 Şubat 2004 tarihinden itibaren ONUR AIR günde 1 kez İstanbul'a sefer yapmakta ve doluluk oranı %70'tir.

KARAYOLU


Devlet Yolu
  • Beton Asfalt 144 km
  • Sathi Kapl. 175 km
  • Otoyol 158.6 km
(Gaziantep-Tarsus-Pozantı Otoyolunun ilimiz sınırları içerisindeki kısmıdır. Çevre ve bağlantı yolları dahil )

İl Yolu
  • Beton Asfalt 10 km
  • Sathi Kaplama 232 km
  • Stabilize 6 km
TOPLAM 725.6 km

Köy Yolları
  • Asfalt Kaplama 2,156 km
  • Stabilize Kapl. 700 km
  • Tesviye 22 km
TOPLAM 2,878 km.
İlde 2,156 km. köy yolu asfaltından 411 köy ve 161 mezra faydalanmaktadır .

Gaziantepten bazı merkezlere mesafeler
  • Gaziantep-Ankara: 673 km
  • Gaziantep-İstanbul: 1126 km
  • Gaziantep-İzmir: 1102 km
  • Gaziantep-Antalya: 764 km
  • Gaziantep-Trabzon: 847 km
  • Gaziantep-Adana: 210 km
  • Gaziantep-Mersim: 275 km (Mersin limanı)
  • Gaziantep-İskenderun: 137 km (İskenderun limanı)
  • Gaziantep-Öncüpınar: 74 km (Suriye sınırı)
  • Gaziantep-Habur: 516 km (Iraksınırı)
  • Gaziantep-Sarp: 928 km (Gürcistan sınırı)
  • Gaziantep-Karaköy: 796 km (İran sınırı)
  • Gaziantep-Gürbulak: 889 km (İran sınırı)

YEME - İÇME


Memleketimizin tartışmasız her yöresinin ayrı bir güzellikte, ayrı bir tatta olduğu dört bir kösesinde kendine has özellikleri ve zenginlikleri barındırdığı bir gerçektir. Türkiye'nin adını sınırların ötesine taşımış bulunan illerden bir tanesi de GAZİANTEP' tir. Bu hakli ününü sanayileşmesine, ticari hayatına, müteşebbis ruhuna borçlu olan şehrimizin, esasında son derece eski bir tarihi ve kendine özgü bir mutfak kültürü vardır. Gaziantep tarihi, kültürü, folkloru, arkeolojik değerleri ile hala keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibidir.

Antep'linin sumak eksisi taze köpecik pirpirim ile buluşturan, mis kokulu kar beyazı yoğurtlu patates yemeğini haspir (safran) ile renklendiren, simidi salçayla, malhitayla buluşturarak nefis malhitalı köfteyi ortaya çıkaran rafine damak zevkini , orjinal baklavası ile taçlandıran o güzel., dayanılmaz ve kendine has mutfağını geniş kitlelere tanıtmak, bir noktada bir Anteplinin boynunun borcu değil midir?

GAZİANTEP KALESİ

Kalenin yapım tarihi kesin olarak belli olmamakla birlikte, Roma döneminde bir gözetleme kulesi olarak yapıldığı ve zaman içerisinde genişletildiği anlaşılmaktadır. Bugünkü görünümünü ise M.S. 6.yüzyılda Bizans imparatoru Justinyanus döneminde almıştır. Daire planlı, 1200 metre uzunluğunda ve 12 burca sahip olan Kale’nin içinde Mehmet Gazali’nin türbesi, bir cami ve hamam yer alır. Ayrıca, yer altında dehlizler ve ırmağa inen yollar olduğu sanılmaktadır.
GAZİANTEP EVLERİ
Antep evlerinin büyük çoğunluğu merkez ilçe Şahinbey’de bulunmaktadır. Geleneksel mimarinin en güzel örneklerini oluşturan bu evler, yörenin iklimine uygun olarak, dar sokaklar boyunca bitişik nizamda, duvarla çevrili, iki katlı, avlulu, eyvanlı olarak inşaa edilmişlerdir. Evlerin kapıları ve pencere kapakları geleneksel ahşap işçiliğinin özgün örneklerini oluşturur.
ÖMERİYE CAMİİ
Düğmeci Mahallesi’nde bulunan caminin yapım tarihi belli olmamakla birlikte, 1210 yılında onarım gördüğü kayıtlardan anlaşılmaktadır. Yapının taç kapısı ve mihrabı renkli taşlarla örülmüştür. Minare şerefesinin korkulukları da taş işçiliğinin güzel örneklerin yansıtmaktadır.

BOYACI CAMİİ
Tabakhane Mahallesi’nde yer alan caminin yapım tarihi belli olmamasına rağmen, Ali adında bir marangoz tarafından yaptırıldığı kayıtlardan anlaşılmaktadır. Müezzin mahfiline çıkan merdiven üzerinde 1213 tarihi okunmaktadır. Yapının bu tarihte onarım gördüğü düşünülmektedir.

ŞEYH FETULLAH CAMİİ
Kepenek Mahallesi’nde yer alan Cami Aşağı Şeyh Camii diye de anılmaktadır. Yapının banisi olan Şeyh Fetullah’ın Hz. Ebubekir’in soyundan geldiği düşünülmektedir. Selçuklu mimarisinin özelliklerini gösteren eser özgün halini korumaktadır.

KURTULUŞ CAMİİ
Gaziantep’in Tepebaşı Mahallesinde yer alan yapı, 1892 yılında kilise olarak inşaa edilmiştir. Kilise ve hapishane olarak kullanıldıktan sonra camiye çevrilmiştir. Özgün mimari özelliklerini koruyan eser Gaziantep’in en büyük camileri arasında yer almaktadır.

ZİNCİRLİ BEDESTEN
Halk arasında "Kara Basamak Bedesteni" olarak da anılan yapı, 18.yüzyılda inşaa edilmiştir. Beş kapıyla dışarıya açılan bedestende 80 dükkan bulunmaktadır. Gaziantep’teki ticari hayatın önemli mekanlarından bir olan eser 18.yüzyılın mimari özelliklerini göstermektedir.

KEMİKLİ BEDESTEN
Kemikli bedesten, 18.yüzyılda Müftü Hacı Osman Efendi tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı olan yapı kesme taştan inşaa edilmiş olup iki kapıyla dışarıya açılmaktadır.

GAZİANTEP HANLARI
Mezopotamya, Suriye ve Anadolu arasındaki geçiş noktasında yer alması, tarihin her döneminde Gaziantep’in ticari yaşamına önemli katkılar sağlamıştır. Bu ticari zenginliğin tanıkları olan hanların bir çoğu bugün de ticari yaşamlarını sürdürmektedirler. Menzil Hanı, Şire Hanı, Tuz Hanı, Tütün Hanı, Lala Mustafa Paşa Hanı, Mecidiye Hanı, Emir Ali Hanı, Anadolu Hanı, Kürkçü Hanı, Belediye Hanı, Elbeyli Hanı, Yeni Yüzükçü Hanı, Hacı Ömer Hanı, Millet Hanı gibi hanlar, mimari yönden bazı değişikliklere uğramasına rağmen, kentin önemli ticaret mekanları olmaya devam etmektedirler.

HASAN SÜZER ETNOGRAFYA MÜZESİ
Bey mahallesi Eyüboğlu Mahallesi’nde yer alan konak, işadamı Hasan SÜZER tarafından restore edilerek Kültür Bakanlığı’na devredilmiştir. Geleneksel konut mimarisinin güzel bir örneğini oluşturan müze de, kentin yaşam tarzını, gelenek ve göreneklerini yansıtan etnografik malzemeler teşhir edilmektedir. Ayrıca, Gaziantep savunmasında kullanılan silahlar, araçlar, belgeler ve kahramanların fotoğrafları da sergilenen malzemeler arasındadır.

DÜLÜK ANTİK KENTİ
Dülük Antik Kenti, eski çağlardan beri kullanılan bir yol şebekesinin düğüm noktasında yer almaktadır. Paleolitik dönemden itibaren yerleşim gören kent sakinleri, sahip oldukları zengin çakmaktaşı yataklarını değerlendirip, dönemin gelişmiş aletlerini imal ederek tüm Fırat Vadisi’ne ihraç etmişlerdir. Bugün, Dülük Köyü’nde, demiryolunun doğusundaki Keber Tepesi’nde yer alan ve birinci derece arkeolojik sit özelliği taşıyan kent, üzüm bağları ve fıstık ağaçları ile kaplıdır. Tepenin batı yakasındaki mağaralar ve yer altı tapınağı izlenebilmektedir. Ayrıca Dülük Köyü’nün içinde ve kenarlarında kentin mezarlığı (Nekropolü) yer almakta olup, yer altına oyulmuş çok miktarda mezar odaları dikkat çekmektedir.

RUMKALE
Rumkale'nin ilk yerleşimi hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte, çeşitli varsayımlar öne sürülmektedir. Bazı araştırmacılar, Assur Kralı III.Salmanassar tarafından 855’te alınan Şitamrat şehri ile Fırat kıyısında bugünkü Belkıs köyünün yukarısındaki Urum (Hörüm) yerleşimini, Rumkale'nin ilk yerleşim alanı olarak varsaymalarına rağmen, bazıları da araştırmacılar Urima’nın Rumkale olduğunu öne sürmüşlerdir. Rumkale uzun yıllar, 1292 yılında Memluklu Sultanı Melik El-Eşref tarafından alınmasına kadar, Katolikosluk Makamı olarak kullanılmıştır. Halfeti, Şanlıurfa ile Gaziantep arasında sınır oluşturan Fırat ırmağı kıyısında yükselen Rumkale’den güneye ve kuzeye doğru gidildiğinde birçok kale ve kalelerin oluşturduğu tahkimat yapılarıyla karşılaşılmaktadır. Rumkale, bu kaleler zincirinin en önemli halkasını oluşturmaktadır. Günümüzde harap durumda olan Kale’de; kale beyinin konağının kalıntıları, 12.yüzyılın 2.yarısına ait Aziz Nerses Kilisesi, çok sayıda kalıntı, su sarnıçları ve bir kuyu yer almaktadır.

KARKAMIŞ
Eski çağlarda doğunun önemli şehirlerinden biri olan antik kent, Karkamış ilçesi’nin güneyinde yer almaktadır. Suriye sınırında bulunan Karkamış’ın batısındaki iç kale ve iç şehir Türkiye topraklarında, dış kale ve dış şehir ise Suriye topraklarında kalmaktadır. Gılgamış Destanı, kentin ortostatlarında tasvir edilmiştir. Karkamış’ta bugün iç ve dış şehir surların, tapınak ve hilani evlerin kalıntıları izlenebilmektedir. Dış surun anıtsal girişi batı tarafta yer almakta olup buradan iç kaleye, biri batıdan diğeri de güneyden olmak üzere iki giriş ile geçilmektedir.

BELKIS HARABELERİ
Zeugma Antik Kenti, Gaziantep İli, Nizip İlçesi’nin 10 km. doğusunda yer almaktadır. Tarih öncesi çağlardan beri kesintisiz iskan gören Zeugma’nın önemi Samsat ile birlikte Fırat Nehri’nin en kolay geçit verdiği iki noktadan biri olmasıdır. M.Ö. II.yüzyıl sonlarında kurulan Kommagene Krallığı’nın dört önemli kentinden birisi olmuştur.

Bölgenin Roma hakimiyetine girmesinden sonra burada IV. Lejyon adını alan askeri garnizonun kurulması Zeugma’nın önemini daha da arttırmıştır. M.S. I.yüzyıldan itibaren gerek askeri alanda ve gerekse ticaret ve kültürel faaliyetlerde Zeugma çok hareketli ve zengin bir şehir haline gelmiştir. Gerek ticaretteki hareketlilik gerekse emekli olan askerlerin yerleşerek Zeugma’da kalması, hem nüfusun artmasına hem de sanat ve kültür seviyesi oldukça yüksek bir tabakanın oluşmasına neden olmuştur.

M.S. II.yüzyılın ortalarında Partlar’ın batıya başlattıkları askeri harekat sırasında Zeugma yakılıp yıkılarak tahrip edilmiştir. Kent bu saldırıdan sonra eski konumuna gelememiştir. Bizans imparatorluğu döneminde ana yol güzergahlarının Birecik tarafına kaymasıyla eski önemini kaybetmiştir. M.S. XI.yüzyılın ortalarından itibaren Zeugma adı artık kayıtlarda geçmemeye başlamıştır. Bu da şehrin büyük oranda terk edilmiş olduğunu göstermektedir.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Zeugma ile ilgili olarak Kültür Bakanlığınca sürdürülen çalışmaların kapsamını genişletmek, desteklemek ve gerekli finansmanı sağlayabilmek amacıyla çeşitli girişimlerle kaynak arama çabasına girmiş ve Amerikan Packard Humanities Institute (PHI) ile Zeugma’daki arkeolojik kazı, kurtarma ve restorasyon çalışmalarının devamını sağlamaya yönelik bir mutabakat zaptı, 8 Haziran 2000 tarihinde imzalanmış ve 5 milyon dolarlık bir finansman temin edilmiştir. Bu mutabakat çerçevesinde, Zeugma’da, GAP İdaresi’nin koordinasyonunda, Packard Humanities Institute’nün finansmanıyla, Kültür Bakanlığı’nın izin ve denetiminde, Gaziantep Valiliği ve Birecik A.Ş.’nin katkılarıyla, Gaziantep Müzesi’nin koordinatörlüğünde, Oxford Arkeoloji Birimi’nin kazı alanındaki profesyonel yönetiminde çok uluslu bir kazı ve kurtarma çalışması gerçekleştirilmiştir.

GAZİANTEP'DE EL SANATLARI
Gaziantep’in zengin el sanatları, Türkiye’de olduğu kadar yurtdışında da önemli pazarlar bulmaktadır. Turistik eşya olarak üretilen el sanatları sadece yöre içinde kalmamakta, İstanbul, İzmir, Antalya, Ankara gibi büyük şehirlerde satılmakta ve yurtdışına da pazarlanmaktadır.

İl’deki el sanatları içerisinde, bakır işlemeciliği, sedef kakmacılık, yemenicilik (ayakkabı), kilim dokumacılığı, kutnuculuk, yorgancılık, abacılık, altın ve gümüş işlemeciliğinin yapıldığı kuyumculuk başta gelmektedir.

Ülkemizde tarihi değeri olan kutnu bezi dokumacılığının yapıldığı tek il Gaziantep’tir. Kutnu kumaşı yöresel kıyafetlerde kullanıldığı gibi çeşitli aksesuarlar, turistik giysi, çanta, terlik, perdelik olarak da kullanılmaktadır. Ayrıca, kentte üretilen sedef kakma, mescit süslemeleri, koltuk takımı, Kur’an rahlesi, çeyiz sandığı, tüfek ve tabanca kabzası kaplamaları gibi örneklerde kullanılmaktadır.
Son düzenleyen Safi; 7 Şubat 2017 22:43