Arama


sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
8 Temmuz 2007       Mesaj #38
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye
AVRUPALI
Bir arkadaşım anlatmıştı.
Bayiliğini yaptığı bir Alman, iş görüşmesi için Türkiye’ye geliyor.
İş görüşmeleri dışında kalan zamanda bu kişiyi gezdiriyor,yediriyor,içiriyor.
Tabii bütün hesaplar arkadaşımdan.
Alman çok mutlu; gülüyor,eğleniyor. Herşey çok hoşuna gitmiştir.
Bütün bu izzet ikram 3 gün sürüyor,Alman ülkesine dönüyor.
********** ********** ********** ********** **********
Bir-iki ay sonra arkadaşım Almanya’ya gidiyor.
O adamın işyerinde kendisini görmek istiyor.
Karşı karşıya geldiklerinde Alman gayet ciddi ve soğuk bir tavır ile:
--Evet,ne istemiştiniz?
Diyor.Arkadaşım ilk anda onun kendisini hatırlayamadığını sanmış.
Alman,hatırladığını söyledikten sonra gene o buz gibi tavrını sürdürmüş.
Arkadaşım bunların ne olduğunu bildiğini,ama bu kadarını tahmin edemediğini söylemişti.
********** ********** ********** ********** **********
Aslında Alman olan kişinin davranışı çok normaldir.
Bireysellik olgusu yüzyıllardır toplumlarında mevcuttu.
Bugünkü sosyal yapının temeli geçmişte atılmıştır.
Gelenekler dünden bugüne taşınan toplumsal olgulardır.
Bencillik ise tek tek kişilerde belirgin hale gelen bireysel tutumdur.
Ve büyük ölçüde ekonomik ilişkilerden kaynaklanır.
********** ********** ********** ********** **********
Feodaliteden kapitalist düzene geçerken oluşan sosyal felsefeleri kişi üzerineydi.
İktisat teorilerinin üretim ve tüketim faaliyetleri de bu temele dayanmıştı.
Toplumun zenginleşmesi,bireylerin tek tek zenginleşmesi ile mümkündür.
Bu nedenle sermaye devletin değil,kişilerin mülkiyetinde olmalıdır.
Batılı toplumların özgürlük anlayışı en çok ekonomi alanını kapsıyordu.
********** ********** ********** ********** **********
Sermaye sahibi kişi piyasadaki talebe göre yatırım yapacaktır.
Tüketicilerin tercihleri ise kendi kişisel ihtiyaçlarına göredir.
Üretici sayısının dengeye gelmesi kapitalist teorinin önemli şartlarından biridir.
Bu sayının en uygun olmasını rekabet sağlar.
Rekabet ise,’ben’ olgusunu öne çıkarıyordu.
Buna ekonomik bencillik diyebiliriz.
Ekonomi,toplumun en önemli yapıtaşıdır.Dolayısı ile sosyal yapıyı da belirler.
Üretim ve tüketim ilişkilerindeki bencillik,kişinin davranışlarına damgasını vurmuştu.
********** ********** ********** ********** **********
Herbir fert,sadece kendi tüketimini düşündüğü için ‘ısmarlama’ olayı yoktur.
Misafir kabul edip onunla kendi yiyecek ve içeceklerini paylaşmak onun için anormaldir.
Yaralı ve hastalara yardım etmek,kendisinin değil,devletin görevidir.
Kişi olarak sadece kendisinden sorumludur.
Bireysel sorumluluk,olumsuz durumlarda da sözkonusudur.
İşleri iyi gitmeyen biri yardım görmeyeceğini bildiği için çalışkan olmak zorundadır.
********** ********** ********** ********** **********
Arkadaşımı tanımazlıktan gelen Alman,böyle bir toplumun üyesidir.
Onun soğuk davranışının kendisine garip gelecek bir yönü yoktur.
Türkiye’de gördüğü ikram,onun açısından sadece iş ilişkisinin gereğidir.
Misafirperverlik ve paylaşım gibi değerler kendi çevresinde hiç rastlamadığı olgulardır.