Yazımızın Devamı...
Unutmamak lazım ki, her şehzade, padişahlık telkinleriyle büyür. Padişahlık başka kardeşe nasip olduğunda ise, kendini gadre uğramış sayar. Çocukluluğundan itibaren yapılan telkinler, kudret arama zaafı ve etrafın teşviki ile birleşip isyan şeklinde patlar. Ve her isyan, devlete çok kan kaybettirir.
Tarihimizde bir hayli yer tutan iç savaş örnekleri, bazı padişahları aşırı vehme itmiş, Bediüzzaman'ın "merhametsiz siyasetin bir düsturu"(mektubat s.52) olarak vasıflandırdığı evlat yahut kardeş katline yöneltmiştir.
Nihayet onlar da insandır. İnsani zaafların bulunması tabiidir. Olaya yirmi birinci asrın fert ve devlet anlayışıyla yaklaşmak yerine, kendi şartları içinde yaklaşmak lazımdır. İnsaf ölçeğinde ve art niyetsiz...
Bakalım...
Sultan Selim tahtta. Kardeşlerden Ahmed isyan üzere, Korkud hazırlık yapmakta... Bu durumda Yavuz Padişah, herhalde mülkü kardeşler arasında bölüşmeyecek, saltanat düğümünü kılıcıyla kesmeye gidecektir.
Devam Edecek... (Kılıçların Ucundaki Saltanat)