Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Tek Mesaj #4201

RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
11 Temmuz 2007       Mesaj #4201
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Açılmış sarmaşık gülleri

kokularıyla baygın

en görkemli saatinde yıldız alacasının

gizli bir yılan gibi yuvalanmış

içimde keder

uzak bir telefonda ağlayan

yağmurlu genç kadın



rüzgâr

uzak karanlıklara sürmüş yıldızları

mor kıvılcımlar geçiyor

dağınık yalnızlığımdan

onu çok arıyorum onu çok arıyorum

her yerinde vücudumun

ağır yanık sızıları

bir yerlere yıldırım düşüyorum

ayrılığımızı hissettiğim an

demirler eriyor hırsımdan



ay ışığına batmış

karabiber ağaçları

gümüş tozu

gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar

yaseminler unutulmuş

tedirgin gülümser

çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var

çünkü ayrılık da sevdâya dahil

çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili

hiç bir anı tek başına yaşayamazlar

her an ötekisiyle birlikte

her şey onunla ilgili



telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar

gittikçe genişleyen

yakılmış ot kokusu

yıldızlar inanılmayacak bir irilikte

yansımalar tutmuş bütün sâhili

çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var

öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil

çünkü ayrılık da sevdâya dahil

çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili



yalnızlık

hızla alçalan bulutlar

karanlık bir ağırlık

hava ağır toprak ağır yaprak ağır

su tozları yağıyor üstümüze

özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır

eflatuna çalar puslu lacivert

bir sis kuşattı ormanı

karanlık çöktü denize

yalnızlık

çakmak taşı gibi sert

elmas gibi keskin

ne yanına dönsen bir yerin kesilir

fena kan kaybedersin

kapını bir çalan olmadı mı hele

elini bir tutan

bilekleri bembeyaz kuğu boynu

parmakları uzun ve ince

sımsıcak bakışları suç ortağı

kaçamak gülüşleri gizlice

yalnızların en büyük sorunu

tek başına özgürlük ne işe yarayacak

bir türlü çözemedikleri bu

ölü bir gezegenin

soğuk tenhalığına

benzemesin diye

özgürlük mutlaka paylaşılacak

suç ortağı bir sevgiliyle



sanmıştık ki ikimiz

yeryüzünde ancak

birbirimiz için varız

ikimiz sanmıştık ki

tek kişilik bir yalnızlığa bile

rahatça sığarız

hiç yanılmamışız

her an düşüp düşüp

kristal bir bardak gibi

tuz parça kırılsak da

hâlâ içimizde o yanardağ ağzı

hâlâ kıpkızıl gülümseyen

sanki ateşten bir tebessüm

zehir zemberek aşkımız.



Atilla İLHAN