Arama

Sonsuz Aşk - Tek Mesaj #1650

CyniX - avatarı
CyniX
Ziyaretçi
11 Temmuz 2007       Mesaj #1650
CyniX - avatarı
Ziyaretçi
Sadece aşk kalır. Zaman acımasızca sürer. Sonra hayat…. Aslında her şey akıp gider. Doğa çatışır. Sürer savaş. Çatışma sürer. Biçim değiştirir madde. Dönüşür hayat. Denizler çekilir. Dağlar nehirlere ulaşır. Yaşamda güçlünün karşısında yenilir zayıf olan. Aşık olan acıya yenilir. Sadece aşk kalır. Sonra acılar kalır ardımız sıra. Senin içini acıtan o gidenin ardından geçmişe doğru baktığında bu denli dolu yaşadığım sevgiyi sanki sen yapmamışsındır. Fotoğraflarda bir bütün olan görüntün şimdi elinde paramparçadır. Kendine en yalan olarak bildiğin şimdi, dişlerimi kenetlendirdiğin acılardan yapılma bir bıçak sızışıdır. Geceye girdiğin zaman, bütün şehir üstüne gelir. Yaşadığın hayat belalı bir taşkınlık gibidir…

Sadece aşk kalır… Elimde ucu sivri bir kalem, defterimde acılar dizili aforizmalar. Kılavuzluğunu fiyaskoların yaptığı alacakaranlıklar. Gözün ta ötelerde. Gözlerin hep açılacak kapı kirişlerinde. Hayat bitmeli, bu bekleyiş artık bitmeli… biri bana artık her şeyin yalan olduğunu söylesin, yağmurdan önce bir akşamüstü bırakıp gittiğinin yalan olduğunu biri çıkıp söylesin, kimbilir hangi yabancının omzuna başını dayayıp akşamı ettiğinin yalan olduğunu söylesin biri. Hiçbir hesap sormam ona, sorgulamam hayatım… BİRİ YALAN OLDUĞUNU SÖYLESİN BANA… Hep bu sözleri sayıklıyorum durmadan. Biliyorum sadece aşk kalır ve o hükmedemediğin hayat bakarsın diz çöker senin aşkının önünde bir gün. Ve gece çöker. Bir yağmur boşalır. Aşk çok uzaktır sana. Hayat ince bir sınırdır ve hesaplara bazen hiç uymaz. O an ayaklar altına alınmış gibi hissedersin tüm değerlerini. O kıyamadığın, onun mutluluğu adına her şeyden vazgeçtiğin o büyülü aşk ellerinin arasından süzülüp gitmiştir şaşkın bakışların arasında… Hayat bazen hiçbir hesaba uymaz… AŞK ÇOK UZAKTIR ARTIK SANA… Bunu bilmek istemezsin….

Sadece aşk kalır. Ve bütün ömrün boyunca sahip olduğun inançlarınla, bir savaş yıkıntısı sanrılarla hayatın sınırına dayanırsın. Nereye baksan onun berrak yüzüyle karşılaşırsın. Masanda duran her mektup satın onunla olduğu her saati, her dakikayı geri getirir. Her sabah onun saçlarını taradığın o berrak ayna sende intikam almış gibi sırıtır o kristal gözleriyle. En değerli göz bebeğin anne misali önünle saygı ile eğildiğin odan da kırçıl tüylü kedin, tüylerini okşadığın boş bekleyişlerin fedaice sızısını unutmak için uykuya verir kendini… Bir savaş yıkıntısını andıran boş gözlerle boşluğa takılır bakışların. Kahrediyorsundur onlara. Ellerinin arasından süzülüp giden aşka sitem ediyorsundur… Acılarına yeni acılar katarak, sızlayan yüreğine yeni kasvetler katarak, yeni rezilce kâbuslar katarak, aşkına yeni cürümler katarak…

Sadece aşk kalır ve hiçbir telefon defterinde adına rastlanmaz olur. Herkesten kaçarsın. Kendinden bile… Ayalardan kaçarsın…. Şiir yazdığın, gecelerden… Gölgenden kaçarsın. Ve düşlerinden… Aşk diye kıyamadığın en tanıdık yüz, yabancı biridir şuanda. Aşk diye uğrunda her şeyden vazgeçtiğin o kirli ıssızlıkta yabancı biri devriye geziyo şu anda. Çok şeyi paylaştığın tanıdıkların, çok şeylerine tanık olduğun, çok şeylerini içine akıttığın göz yaşarlına bir yabacı bir yabancı yürekle yüzleşiyorsundur şu anda. Sendeki sıkıntıyla yüzleşmiş aynalarda eksikliğini hissetmekteler aşkın.. Aşk diye çırpındığın kaldırımlara bir yabancı yüreğin gölgesi düşüyordu şu anda. Bir an olsun bakmak için bile çırpındığın o ela gözlerde bir yabancı aşk rehberi… Hayasız bir tükenişin parodisi… yüreğinde dünya hurisi düşlerinde bir yabancı aşk çırpınışı.

Sadece aşk kalır.. Ve düşler kalır ardı sıra. Sizi kopuşların sınırlarında gezdiren bir aşkın bir yabancı yürekle değiştiğine tanık oldunuz mu? Tanık oldum ben. Dilim tutuldu ve dilim lal bir meczup gibi onun aşkım konuşmaktan muzdariptir şimdi. Bir deniz tayfı gibi aşk uğrunda çırpındığınızda, uzun bir ayinin… ‘MADEM AŞIKSIN, VAZGEÇ HERŞEYDEN, AT KENDİNİ DENİZE HADİ DURMA…’ şeklinde içinizde hep sürdüğünü bilir misiniz benim kdar? O bir yabancı aşkın yatağında sabahladığında, en uzun süren davanın sanığı olarak deliliğin sınırlarında kendi içinizde bir volkan gibi patlamak nedir bilir misiniz benim kadar? Hiç dinmeyen bu sızıyı kimseyle paylaşamadığınız için dişlerinizi sıkıştırıp içinizin karanlığına avazınız çıktığı kadar bağırmayı bilir misiniz benim kadar? Ağıtlarla dolu o kavruk yalnızlığınıza sığınıp aşkın çilehanesine çekildiğinizde, yabancı bir hayata bağlanmış bir aşkı yolundan etmek elinizden gelse bile, onları bu mutluluktan koparmaktan geri durmayı bilir misiniz benim kadar? Onun için hayatına hayat verdiğiniz, kederini keder bildiğiniz, aşkınızın hürmetine hayatınızdan bile vazgeçtiğiniz birini bir gün yabancı bir bedene ait olduğunu hissettiğinizde yine de saırla beklemek nedir, BİLİR MİSİNİZ BENİM KADAR???