Kolay mı bu kadar sıkıştırmak aşkı bir avuç yüreğe
Kaldırabilir mi bu yükü tek başına
Eğer titremiyorsa ellerin ellerini tuttuğunda
Gözlerinde ki korku okunmuyorsa bakışlarında
Onu düşünmediğin bir an varsa eğer aklında
Dilin tutulup kelimeler şaşırmıyorsa karşısında
Ayakların koşarak gitmiyorsa yanına
Ve sarmıyorsa bedenini heyecanı
Taşıyamaz ki o zaman bu yükü yüreğin
Yada aşk değil senin dediğin
Yürek dediğin aşk da sensin aslında
Tüm bedenin ve tüm benliğin ümidi sönmüş bir aşk bu
sevdadan artakalan
boş yere söylenmedi ya atasözü
davul bile dengi dengine…
oysa ben
sanmıştım ki aşkın dengi olmaz
gönül bu, severse denk aramaz
zenginmiş, fakirmiş, güzelmiş
seven için sıfatlar halt etmiş
anladım ki
ben bir hülyaya dalmışım
aşk diye bir rüyaya kapılıp
ne umutlar ekmişim toprağına
ve ne hüzünler biçmişim
hasat zamanında
biliyorum artık
vuslat, zamanın öbür ucunda
zaman, sensizliğin ortasında
sensizlik, mahşerin telaşlığında
cehennem zebanisi gibi başımda
ve biliyorum artık
filmlerde yaşanır böylesi aşklar
ve güftesi hüzün kokan tüm şarkılar
bestesinde arar tesellisini ayrılığın
ve biliyorsun ki
tesellisi yok sensizliğin
aşka rota çizilmez
aşk zorlamaya gelmez
ya seversin yada sevmez
ya sevilirsin yada sevilmez
kimi sever sevilmez
kimi sevilir sevmez
sevsem mi diye düşünülmez
seviyorsan seviyorsundur
değeri her zaman bilinmez
renkleri solmaz, ümitleri tükenmez
öyle bir kalemde üzeri çizilmez
aşk ateşi düşmeye görsün yüreğe bir kez
öyle kolayca sönmez
aşk bu
ne zaman geleceği bilinmez
aşka rota çizilmez
sevilen sevildiğini bilmez
seven sevildiğini görmez
sevdalıya düşler yetmez
yazı gelmez kışı bitmez
yüreğinde karları erimez
yine de umutları yitmez
aşk bu
ne zaman geleceği bilinmez
aşka rota çizilmez
duygular var,
söze gelmeyen
söze gelse de
söylenemeyen
duygular var,
söylenmesi gereken
çoğu zaman mısralara gizlenen
üstü kelimelerle örtük
içine kapanık duygular
şiirlerde dile gelen
duygular var,
yaşanması gereken
kimi zaman sevecen
kimi zaman kırılgan
hayaller var, düşler ve umutlar
çoğu zaman gerçek olamayan
ama duygular var,
sevda var, aşk, hüzün
ve duygular var yoğun
ve özgürce yaşayan
ve olabildiğince sınırsız
ve çoğu zaman yalnız yaşanan...
GEL,İNAN VE SEV... gel diyorsun bana
uzanmıs ellerin,tut diyorsun
taa derinden gözlerin gözlerime
gel diyorsun,
ya gelemiyorsam,
inan diyorsun,
herseyinle güven
ya sevgilerimi yıkmıslarsa benim
ya inanamıyorsam
sev diyorsun bana yalnız beni tüm benliginle sev
ya uzattıgım elleri bırakmıslarsa
nefret ettirmişlerse sevgiden
sev diyorsun
ya sevemiyorsam ?
BENİ UNUT Beni hayallerinde
Gecenin karanlıktan sıyrıldığı gibi çıkar
Ay ışıklı gecelerde tül perdelerin arkasında
bulamasın beni
BENİ UNUT
Ben seni hummalı bir gecenin sabahında
Uykusuzluğumu bir çoban ateşinin sıcaklığında
Gidemeye çalışırken unutacağım
Sen de BENİ UNUT
Oysaki ben seni
Buharı üzerinde tüten bir ekmek gibi sevmiştim
Tabakamdaki tütün yerine ay ışığı ekleyeceğim
Senin yerine ,bilmem ne koyacağım
Ama olsun sen BENİ UNUT
Aşina olduğun yüzlerin üzerine
Ay tutulması düştü farz et
Ve beni asude yalnızlığımla baş başa bırak
BENİ UNUT
Zannetme ki bir sabah vakti
Kucağımda çiçeklerle kapına dayanıp
Getirdiğim çiçeklerden birini
Patiska saçlarına takamam biliyorsun
Artık ben olmayacağım hayatında
Artık sen perçemleri dağınık bir şaire ağla
Ağlarsan…. ve sen BENİ UNUT
Beni tanımadan önceki gibi yaşa hayatını
Mutlu ol ve BENİ UNUT
Unutma ki unutmak bir lütuftur
Acılar unutulmasa nasıl yaşardı insan
Bu lütuftan faydalan ve BENİ UNUT
Olduğun yerde kal.. Hoşçakal..
Sözlerin artık ikna etmediği bu yaşımda, ağlamak da artık zor geliyor, zoruma gidiyor. Benden sana, söylemesi zor, yazması kolay bir kelime; Hoşçakal. Aldatıldığımı bildiğim bu geceden sana son bir yazı, son bir hatıra. Seni her çağırdığımda, artık yüreğime yumruk atamayacaksın. Ben de bir başkasının yasak bahçesine uğramayacağım. Artık ne gelmeni isteyeceğim, ne de kalmanı.... Bu akşam masamdaki tek bir mumu kendim için yaktım. Senin oturduğun iskemle boş, ev boş... İhanetin resmi boşlukta çizili... Şimdi sen bir başka masada başka gözlerlesin. Yüreğindeki pembe yalanlar büyüdükçe büyüyor. Karaya çalan pembeler... Kim, kimi kandırıyor bu alemde? Kumdan kalelerimiz her dalgada yıkılıyor. Kimseyi yolundan döndürecek gücüm yok artık. Dayanıksızım, dayanaksızım... Olduğun yerde kal... Hoşçakal... Son düzenleyen Blue Blood; 25 Ocak 2006 17:26
Sebep: Flood yapmayınız..