Yazımızın Devamı...
ZAFERE SEFER
Yavuz, aklı devlet işlerine ermeye başladığından itibaren, Anadolu birliğine yönelik Safevi tehlikesini görmüş, Trabzon Valiliğinde bulunduğu sıralarda tehlikenin arttığını müşahade etmiş, zaman zaman küçük bir kuvvetle, Şah İsmail'in Anadolu içlerine sarkan birliklerini bozmuştu. Bu yüzden de babasına defalarca şikayet edilmişti. Ve babası tarafından, sırf Şah İsmail'in hatırına azarlanmıştı.
Şah Kulu isyanının Anadolu'yu nasıl çalkaladığını, bir isyanın nelere mal olduğunu yakından biliyordu. Böyle isyanların Anadolu'nun muhtelif yerlerinde aynı anda patlaması ihtimali her zaman mevcuttu. Zira Şia ayaklanmalarını tertipleyen de yöneten de Şah İsmail'di. Özellikle Sultan ikinci Bayezid'in son saltanat yıllarından hayli faydalanan ve kardeşler arasındaki kavga günlerinden istifa eden şah, Anadolu'daki durumunu kuvvetlendrimişti. Bu habis uru bünyeden söküp atmak gerekiyordu. Yavuz, padişahlığı en çok bu yüzden istememiş miydi? Dedesi Fatih'i Otlukbeli savaşına mecbur eden sebepler şimdi fazlasıyla mevcuttu. Tek korkusu, sırtını yaslayacağı Anadolu tarafından bir Şia hançeriyle arkadan vurulmaktı. Bunun yegane çaresi ise, Anadolu'daki Şia önderlerini etkisiz hale getirmekti.
Tedbirini fetvaya bağladıktan sonra, Anadolu'daki bir Şia hareketine öncülük edebilecek isimleri tek tek tespit ettirdi. En azılıların idamını, nispeten tehlikesiz olanların da hapsedilmesini emretti.
Devam edecek....