Arama

Yedi Cihan Devleti - Tek Mesaj #43

Çakabey - avatarı
Çakabey
Ziyaretçi
23 Temmuz 2007       Mesaj #43
Çakabey - avatarı
Ziyaretçi
Yazımızın devamı…


İsyanın Sorumluları
Yavuz Padişah, askerin itaatsizliğini unutamıyor, otağına kurşun atılmasını bağışlayamıyordu. Büyük seferler tasarlıyor, zaferlerle Osmanoğullarını dünyanın biricik devleti yapmak istiyordu. Dünya haritasına bakarken şöyle mırıldandığı duyuluyordu:“Şu dünya bir padişaha çok, iki padişaha azdır!”

Ama canı çektiğinde isyan çıkaran bir orduyla emellerini gerçekleştiremezdi. Önce onları kışkırtanları, isyana sürükleyenleri bulmalıydı. Ordu içine karışmış fesadı ayıklamalı, kılıç kuvvetini istediği kıvama getirmeliydi.


1515 yılı Temmuz’unda İstanbul’a döndükten kısa bir süre sonra geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Bazı ipuçları ele geçirince, vezirleri tek tek arz odasına çağırıp sorguya çekti.

“Bana doğruyu söylemezseniz, saltanattan çekilirim!” diyordu.


Şüpheler delillerle kuvvetlendi ve isyan suçu Kazasker Tacizade Cafer Çelebinin, ikinci vezir İskender Paşanın ve Sekbanbaşı Balyemez Osman Ağanın üstüne yıkıldı.
Padişah en son Kazasker Cafer Çelebi’yi sorguya çekti. Hiçbir tereddüdü kalmayınca, meşhur alime hüküm sordu:

“İslam askerini seferde itaatsizliğe ve isyana tahrik edenin cezası nedir?”


Kazasker boynunu bükerek şeriatın hükmünü fısıldadı:
“Eğer sabit olursa, katldir.”
“Hakkındaki fetvayı, kendin verdin!”


Divan-ı hümayun önünde boyunları vuruldu.
Yavuz Padişah, genellikle “şiddet” ve “zulüm” abidesi olarak tanıtılmıştır. Bunlardan “şiddet”e evet dememiz mümkündür, ancak “zulüm” isnadı afakidir.
Mesela Çaldıran Seferinden dönerken, “birkaç askerin köy evlerine dadanması” yolunda halkın şikayetleri üzerine Veziriazam Hersekzade Ahmed Paşa ile Vezir Dukaginoğlu Ahmed Paşanın çadırlarını başlarına yıktırarak azletmiş, orduyu toplayıp zulme ve haksızlığa asla rıza göstermeyeceğini haykırmıştır.
Bilhassa ordunun disiplini konusunda fevkalade hassas olan Yavuz’un, bazı ihmalleri ve tahrikleri cezasız bırakmaması tabiidir.


Hassasiyet sebebiyle zaman zaman aşırıya kaçmış olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, Sultan İkinci Bayezid’in yumuşaklığından kaynaklanan birtakım disiplinsizliklerin ve bazı kötü alışkanlıkların kırılması biraz da şiddet gerekmiştir. Şayet Yavuz da babası gibi yumuşak bir padişah olsa ve her özür dileyeni affetseydi, devlet zirveye çıkamaz, hilafet Osmanoğullarına geçmez, hatta devletin ayakta durması bile zorlaşabilirdi.

Devam edecek…(HİLAFETE DOĞRU)