Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
13:15, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazartesi, 15 Aralık 2025 - 13:16
Arama
MaviKaranlık Forum
Sonsuz Aşk
-
Tek Mesaj #1700
RuYa
Ziyaretçi
25 Temmuz 2007
Mesaj
#1700
Ziyaretçi
SONSUZ ŞİİR
Sana ne yazacağım bu gece
Karar vermedim
Ey sonsuz şiir
Ey bitmeyen şiir
Başlayabilseydim şöyle kenarından, usulca
Zor olmayacaktı bu kadar anlatmak uzun uzadıya
Sonra
Belki düşünmeyecektim virgülü nereye koyacağımı
Ya da nerede bitirip nerede başlayacağımı
Ey başlayamadığım için bitmeyen şiir
Şiire şiir yazacağım, şair değilim ben, şiir yazacağım sadece şiir
Geç mi kaldım acaba?
Yoksa çok mu erken?
Geç?
Erken?
Bir insan bir insanın gönlünde yaşamazsa başka nerede yaşar ki?
Evet soruyorum tabii:
Sen nerdesin?
Sen, bir firar projesinin Şiir Atı
Sen, bir güzden arta kalan yürek yangını
Sen ey son suzluk!
Sen nerdesin?
erkenden uyanmak ve akşamı terk etmek için
çok geç
çok geç artık çocuklar büyümüyor
kuşlar
o sonsuz bahçelerde o sonsuz kanatlarıyla
ne yapsak geçmiyor kabuğa kesmiş yara
ne yapsak bitmiyor içimizin o ıssız, o derin…
söyle bana!
söylersen kendini ben şimdi şaşırırım
kuşlar
o sonsuz bahçelerden uçuverir bu ifşayla elbirlik
elbirlik: güzel türkçemizin güzel kelimesi
ve kafa karışıklığı, asit yağmuru, uzak ülkelerin işgali
sonsuz şiir. sonsuz şiir. sonsuz şiir.
sen bir truva atı olsan, ben bir rûzigâr
Rüzgar yazdı bunları ben değil
Harfleri de biliyor, ünlemi de
Bir esti mi fırtına, kar, boran yazıyor
Bazen yeni doğan bebeği anlatıyor
İşte şimdi böyle geldi geçti
Nereye gitti? Kime gitti? Ne zaman gelecek?
Rüzgar mı bana esiyor yoksa ben mi rüzgara?
Yüzüne açıkça söyleyemediğim
sözlerden
kaçıramıyorum dilimi
içime akıyor zehir
Bu yüzden üstüme
üstüme geliyor kelimeler
ki müebbede mahkumlar
ölü şair masasında
Bir tükenmez kaleme aldım
o fikir ki semavi
o duygular ise ulvi
o dilekler dualar
ve niyetler
sonsuz şiirdedir artık
Nüanslar dokundukça
ta mektuptan uzanıp yalnızlığıma
canımı yakar sabaha karşı
göz yaşımı tutamam satır aralırnda
Yüzünü görürsem
ne mutlu gençliğime
ne mutlu yetişkinliğime
ve yaşlılığıma görebilirsem..
Ne mutlu yaşadım ben
Ne mutlu öldüm herkes gibi
Sormasanız da söyleyeyim ben
Sonsuz hayata doğrudur yönü zamanın
ve umut koluna girip bu ebedi sesin
geçerek ölüm kapısından
bulur anlamını bir bir yaşadıklarımın
Sıyrıl ey akıl karanlıklardan
bir gücün varsa bir yön
bul delikanlıca
bir fikri sev yürek dolusu
Bir elim kadın bedeninde
para kasasında olsa bir elim de
koşarak gel
soluk soluğa kalbim
yolları tozutarak dağları
ve bütün arzı geç
Yalnızlıktan çıkınca
varırsın yanına canhıraş
Yüzünü görürsün artık
Görmek bir yana, hayal kurmayı bile özlüyor insan
Hayalini özlemişim
Yüzünü görmek istiyorum sakındığım sen
Teninin kokusuna hasret bu beden
Savrulduk mu uzaklara ? Yoksa yan yana mıyız hala...
Bunu biz bile bilmiyoruz. El ele tutuşmasak da, göz göze bakamasak da İlle kavuşmak mıdır sevda ? Kavuşabilir miyiz sence
Bu şiir gibi sonsuz mu olur sevda, ya da yaşam bu şiir gibi, sonsuzluk olsaydı ?
Gözlerini kapa
Tam karşıdadır
Karanlıkta
Cesur esmerliği yüzümün
Hayal kursan da fark etmez
Gözlerime baksan da
Hasret iki uçludur
Öteki uçtayım ben sürekli
Sessiz gizli sevdayı
Görme eyleminde mi tartıyorsun
Gören ile görüleni bir tutan terazide
Ateş mi ölçü birimlerin de
Kağıta yüzümü çizmek mi tek derdin
Ten ölür gözönünde tutsan da
Tutmasan da al canımı helal olsun sana
Ayrılık olmasın yeter ki
Sakın beni gözünden bile
Sesinle sar şarkılarla üşütme
Sar sarmala erit yiteyim yüreğinde
Sakla izlerimi süpür bilinç altına anıları da
Teninin kokusuna mı hasret denir
Canın sıcaklığına mı
Kalbin titrerse fark ederim hemen
Nefesini tutsan da tutmasan da
Şehvet bahar taşkınıdır
Gençliğin hayal yatağından
Ulaşır boz
Bulanık çağrısı bedenin
Kitabı dişlerinle parçala
Savrulsun elinden karanlık sayfalar
Dağılsın peşim sıra
Uzaklara saçılsın kelimeler
Ayrılık meydanı değil mi
Karanlık koca bir yalnızlık
Bu kara sevdada
Müebbede mi mahkum olur iki can
Kavuşabilir mi sence
Bu iki uçurumdan tabutla
Mezara akan iki yarım gençlik
Parlak ten rengi zamanın
Yan yana iki göz müyüz yoksa
Aynı yüzünde hayatın
Işıkları sönmüş
İki yıldız kararmış korkudan
Bir dizede ateşli kelimeler miyiz hala...
Okunaksız alın yazısında
Neden parmaklardan bağlıyız böyle pamuk ipliğiyle de olsa
Bir çift söz müyüz ufka asılı
Sevdayı biz bile bilmiyoruz şikayet ediyoruz
Yer gök inliyor feryat figandan
Ne önemi var sürgünün ayrılığın
Kalpler buluştuktan sonra
El ele tutuşabilir
Heyecanlı kelimelerimiz aldırmadan eleştirilere
Tutuşmayabilir de utanarak örtündüğü karanlıktan
Üstündeki kirli anlamlardan
Göz göze bakabilir de iki ayrı kafeste
Bakmayabilir de iki yaralı kuş
Buluşamamak değil midir sevda
Soğumuş küllerinde arzunun
Sevda olunca acısı da güzel oluyor, arzusu da
Yaşamayacağın şeyi hissetmek oluyor
Kafesteyiz, külleri bile kalmıyor ateşin kuvvetinden
Gözlerimi kapadım karşımdasın
Yaşananları attım bilinç altıma sakladım
Sende hasret kalacaksın
Hasret çözemediğin soru
En güzel sevda
Nefes alıyorum yaşamak için
Nefes alıyorum sevmek için
Her nefeste sevdiğim diyor bu kalp
Saklayıp içine çekiyor
Kelimeler anlamsız kalıyor
Attım kara sayfaları karanlığa
Sevdan uzak olsa da sevdan aydınlık geliyor bana
Seni sevdim ben
Sen olmasan da yalnız hissetmedim ben
Acı çektim ama bu kalbin benim olduğumu bildim ben
Karşı karşıyayız
bakıyoruz hep aslında
Görüyoruz, biliyoruz, yaşıyoruz sevdamızı
Sen aynaya bakınca seni görüyorsun ya
İşte o benim bunu da biliyorsun sen
Bizi kavuşturamayan nedenler, uzaklara itti
Kavuşuyoruz aslıda biz
İki kefen iki emanet tabut
Son an yaşayacağız eşitliği,
Artık beni, sonsuzluğun ardındaki ulaşılmazlıkta ara.
Ben, görme şansının olmayacağı yerdeyim.
Beni, henüz olmayan bir evrenin girişinde bekle
Ve anla yitirdiğin aşkın uçuşunu.
Bedelsiz bir sevgiyi tepmenin ağır bedelini.
Bulutlardan ağlama, iste kendin için
Geçmişte kalan mutlu günleri an
Ve bir daha geri iste o günleri
Gelmeyeceğini bile bile...
Susadıkça geçmişe,
Yüreğindeki pişmanlık pınarından iç,
Uykusuz gecelerine yeni karanlıklar ekle.
Gülmeyi unutmak varmış, sevinmeyi anamamak...
Acıyı yutkunmak varmış, sevgiliyi anlamamak...
Sen kendine yetmeyeceksin, biliyorum.
Ben olmadıkça sen hep var olacaksın
Ve var olduğun yerde ben olmayacağım.
Yok olmayı istemek varmış, hayatı aşmak.
Canı salıvermek varmış, zamanı taşmak...
Susmak varmış, sessizce bir serzeniş
Ve haykırmak varmış, sonsuza bir sesleniş SUNAY KINAY...
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 13:16
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...