Arama

Yedi Cihan Devleti - Tek Mesaj #46

Çakabey - avatarı
Çakabey
Ziyaretçi
30 Temmuz 2007       Mesaj #46
Çakabey - avatarı
Ziyaretçi
Yazımızın Devamı...

Osmanlı hiçbir milleti din değiştirmeye, kültür değiştirmeye zorlamamış, fethettiği beldelere bir yandan yatırımlar yapıp İslam'ı yerli halka sevdirmeye çalışırken, diğer taraftan kendi dinlerinde, ibadetlerinde ve geleneklerinde, bugünün anlayışına bile sığmayan geniş hürriyetler bahşetmiştir.

Mesela Katolik Macar Kralı Hunyad, Sırbistan'ı istila etmesi halinde bütün ortodok kiliselerini yerle bir edip Katolik kiliseleri kuracağını söylerken, Fatih, "Sırbistan'ı biz fethedersek camiler kuracağız, ama Sırpların serbestçe dini vecibelerini yerine getirmelerine de hassasiyet göstereceğiz" demiştir.

Bu bir dünya nizamı davasıydı ve tarihin mukaddes bir neticesi olarak gelişiyordu. En iyi nizam Müslümanların elinde bulunuyordu. Hakimiyet mefkuresi asla şahsi veya milli bir gurula değil, İlahi bir emir ve inanç ile vücut buluyor, beşeriyeti Hakka, adalete ve saadete eriştirmek maksadıyla bir dünya nizamı davasına ve insanlık idealine dayanıyordu. Bütün Osmanlı cemiyeti asırlarca maddi ve manevi güç ve emeklerini bu uğurda harcamıştır.

Hatta bu yüzden, tarihe ırkçı nazarla bakanların tenkitlerine de maruz kalmıştır. "Neden Osmanlılar, yabancı kültürleri eritmemişler, hakimiyetleri altındaki milletlerin zengin kaynaklarını Anadolu'ya taşımamışlar da Anadolu'yu, öz yurtlarını ihmal pahasına hakimiyetleri altındaki ülkelere yatırım yapıp kaynaklarını israf etmişlerdir?" şeklindeki ithamlara da muhataplardır.

Anlaşılan, bunlar da Osmanlı mefkuresine diğerleri kadar yabancıdırlar.

Devam edecek...