Yoksa...
Kafamı ne yana çevirsem
Ela bir hüzün okşuyor saçlarımı
Bakışların sinmiş duvarlara…
Yatağa uzanınca fark ettim
Tavanda ayak izlerini ‘Gitme’lerin
Buruşturulup atılmış kağıtlar yalvarıyordu
Yak bizi!
Kaldıramıyorlardı belliydi
Her cümlede gizli,açık
Öznelerin en sevilmişi seni…
O kadar derinden koymuş ki terk edilmek
-Zamana bile-
Çıkmıyor,
Senle dolu anların katili
O saatin sesi…
İncileri dökülmüş ortaya takır takır çaresizliğin
Her akşam misafirim dolayısıyla sessizliğin
Uyku mu dedin?
O da kim?
Biliyorum, biliyorum yüzlerce kez söyledin
‘Asla geri gelmeyeceksin…’
Ama ayak sesleri kimi zaman kapı önünde,
Yoksa…
Yoksa sen mi geldin?
ibrahim yılmaz