Arama

Asla Bitmeyen Konu - Tek Mesaj #494

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
1 Eylül 2007       Mesaj #494
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Meyve Veren Ağaç Taşlanır Tabi. Ama!...

Bazı şeylerin korunmsı, onların elde edilmesinden zordur. Örneğn doğru ve düzgün olmak önemlidir ama doğru ve düzgün kalmak hem daha önemli hem de zordur. Temiz olmak da önemlidir ama temiz kalmak zordur. Başarı da öyledir; gerekleri yerine getirilmek suretiyle başarı elde edilebilir ama hem esas hem de zor olan başarıyı sürdürülebilir hale getirmektir. Bunun içindir ki başarılı olmak ve bunu sürdürülebilir hale getirmek isteyen lider ve yöneticiler kadrolarını; zaaf'ları olmayan yada bu risk'i en az olan, geniş imkanlar ve kaynak kullanımı konularında rüştünü ispatlamış ve kültürel irtifaı yakalamış kişilerden oluşturmalıdırlar.
Ancak ve ne gariptir ki, özellikle de böyle bir iddia sahibi lider ve yöneticilerin etrafı omurgasız eyyamcılar tarafından sarılmak istenir hemen. Ve bunda da çok kere başarılı olurlar. Lider ve yöneticinin etrafında omurgasız eyyamcılardan bir çember oluşur; maksat lider ve yöneticinin etrafını net ve doğru biçimde görmesini engellemektir. İtiş-kakış'ı sevmeyen, millete hizmet sevdalarına aşık olunacak samimi insanlar da bu çemberin dışında kalır tabi. Hiçbiri akçeli ilişkiye girmediği gibi bazıları beklentisiz olma zenginliğine sahiptirler, seslerini de duyuramazlar.
Ancak bir müddet sonra ya lider ve yöneticinin kendisinin sebep olduğu yada etrafında örülmüş olan çemberde yer alan omurgasız eyyamcıların biraz da kasıtla yaptıkları hatalar nedeniyle taş'lanmaya başlarlar. "Hak edenler taşlansın" denebilir ama hem hizmet bekleyenler hem de bu oluşumun hamurunda bulunanlar ızdırap duyar, yazık olur. Böyle bir durumda ne umursamazlık ne de taş'lamaları küçük görüp "meyve veren ağaç taşlanır" deyip geçilmemeli, gereği yapılmalı.
Meyve veren ağaç taşlanır sözü, yıllar önce bir dostumun anlattığı bir hikayeyi hatırlattı, izninizle arzedeyim. Hem belki bu sözün hikayesidir.
Adamın, geniş, bakımlı ve güzel bir bahçesi vardır. Çeşitli meyvelerle dolu bahçe yola yakındır; gelen-geçen hayranlıkla seyreder bahçeyi. Mevsimi gelir ve yılların emeği meyveye dönüşmeye başlar. Kimi hayranlıkla bakar takdir eder kimi de hased'le. Ama artık meyveler iyice olgunlaşmaya başlamıştır. Kadir kıymet bilmez çocuklar neyse de çocuk kadar bile zekaya sahip olmayan hasid'ler de taş'lamaya başlar ağacı bir meyve düşüreceğim diye. Durumu gören yakın komşuları ve dostları taş atanlara müdahale etse de durum kötüye gitmektedir. Durumun kötüye gittiğini gören evin hanımı bir gün; "bey, çocuklar ağacı taşlıyor bir baksan" der. Ama adam; boşver, taşlar taşlar giderler" derk hiç rahatını bozmadan.
Ancak adam biraz fazla rahattır. Hatta buna gamsız bile denebilir. Günler böyle geçer ve bir gün evin hanımı; "bey" der, "Gerçekten senin dediğin gibi çocuklar da o fena adamlar da meyve ağacını taşlamaktan vazgeçtiler" dediğinde adam; "ben sana dememiş miydim" der. Bu defa evin hanımı: "evet çocuklar ve o fena insanlar taşladı taşladı gittiler. Ama ağaçta ne meyve kalmış nede yaprak. Hatta ağaç o kadar insafsızca taşlanmış ki, önümüzdeki yıl meyve verecek hali kalmamış" der.
Evet, meyve veren ağaç taşlanıyor her devir ve zamanda. Ama bunu bertaraf edecek tedbirleri almak, belki aktif mukabelede bulunmak gerekir. Yoksa dışarıdan atılan taşlar tehlikeli olabilir.
Son düzenleyen Blue Blood; 20 Mayıs 2008 11:15