Arama

Dostluk Üzerine - Tek Mesaj #40

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Şubat 2006       Mesaj #40
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
CENNET ÖYKÜSÜ

Adam ve hayattaki dek dostu olan köpeği bir kazada ölür. Gökyüzüne çıktıktan sonra, bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başlarlar.
Adam çok susadığını hisseder. Bir yudum su bulmak umuduyla yürümeye devam ederlerken, birden kendilerini rengarenk çiçeklerle süslü bir bahçenin önünde bulurlar. Bahçe kapısının önünde beyazlar içinde bir kadın durmaktadır. Adam, köpeğiyle birlikte kadına yaklaşır ve sorar;
-Burası neresi?
-Burası “Cennet” efendim.
Adam sevinçle “harika” der. “Peki bana biraz su verebilir misiniz? Çok susadım da.”
Kadın cevap verir...
-Tabii efendim. İçeri girin. İçeride dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz.
Adam köpeğine döner, “Hadi oğlum içeri giriyoruz” diyerek kapıya doğru yürür.
Beyazlı kadın adamı kapıda durdurur.
-Üzgünüm efendim. Köpeğiniz sizinle içeri giremez. Hayvanları içeri almıyoruz.
Bu sözler üzerine adam düşünür ve geri döner. Köpeğiyle birlikte geldikleri yolun tam ters yönünde yürümeye başlarlar.
Yolun sonunda çiftlik girişini andıran bir kapının önünde duran yırtık pırtık elbiseli bir dede durmaktadır.
Adam sorar,
-Affedersiniz, bana biraz su verebilir misiniz?
Dede, “İçeri gel” der. “Kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var.”
Adam sorar, “Peki arkadaşım da benimle gelip oradan içebilir mi?
Dede “Tabii” der, “çeşmenin yanında köpeğinin de su içebileceği bir kase bulacaksın.”
Suyu içtikten sonra adam kapıya dönüp dedeye sorar, “Su için çok teşekkürlür. Peki burası neresi?”
Dede, “Burası cennet oğlum” der.
“Ama nasıl olur?” diye şaşırır adam. “Biraz önce, burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem yerlere gittik. Orasının da cennet olduğunu söylediler.”
“Şu rengarenk süslü altın kapılı yer mi?” diye sorar dede. “Orası cehennemdir.”
Adam iyice şaşırır.
“Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye hiç kızmıyor musunuz?”
Dede gülümser.
“Hayır kızmıyorum. Çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanları Cennetten uzak tutuyorlar.”
Bencillik cehennem.
Dostluk ve paylaşma cennet.
Cennet ve cehennem kavramları insanın bilinç boyutlarının sembolik anlatımı. Yani cennet ve cehennem bir yer değil bir bilinç seviyesi.
Eğer mutlu, başkalarına yararlı olan, en önemlisi dostluğun derin paylaşımını bilen biriysen, “iyi ki varsın” diyenlerin çoksa zaten cennettesin bu dünyada.
Paraya pula, gösterişe tapan, çıkar ilişkileri kuran biriysen zaten tek başına kaldığında derin yalnızlık duyarsın, hatta kalabalık içinde bile yalnızlık hissedersin. İşte bu cehennem.
Ne çok insanın bir tek dostu bile yok ne yazık ki. Arkadaşlık, tanışlık başka dostluk başkadır. Çok dostum var diyenin hiç dostu yoktur. Gerçek dost, tek elin parmaklarının sayısından fazla değildir.
Bu dünyada bir dostun bile varsa, zengin insansın. Sahip olduğun her şeyini kaybettiğinde bile yanında olacağına inandığın ve aynı durumda senin de onun yanında olacağın kişidir dostun. Aynı zamanda dost senin içindeki en iyiyi ortaya çıkarmana katalizör olan kişidir. Sürekli gelişen ve derinleşen bir olgudur dostluk.
İşte bu kıstasla bak. Gerçekten kaç dostun var?
Sözü, İçimizdeki Şaman- Duyguların Simyası adlı kitabımdan bir alıntı yaparak bitirmek istiyorum.
Bu dünyada yaşarken kendi cennetini yaratamayan ve dünyayı cennete çevirmeye katkıda bulunmayan insanların bedenlerini terk ettikten sonra da eğer gidilecek bir cennet varsa o cennete gitmeye hakkı yoktur.