Aşk ve Ölüm
Sene 1990…Murat ile duru birbirlerini sevmiş iki gencin hikayesi.Aslında bu aşk hikayesi çocukluktan başlıyor.Murat’ın babası Kazım Bey, bir doktordu ve Konya’nın Selçuklu ilçesine tahini çıkmıştı.Derken sonrasında Konya’ya yerleştiler.Murat’ı oradaki bir ilköğretim okuluna yazdırdılar.Fakat Murat eski arkadaşlarını unutamıyordu.Zor da olsa oraya alışmaya çalıştılar.Murat sakin bir çocuktu ama sınıftaki çocuklar rahat durmayıp her şeyi Murat’ın üstüne atıyorlardı.Bunun üzerine öğretmeni onu Duru adlı çok güzel bir kızın yanına oturttu.Zamanla çok iyi arkadaş oldular,hatta artık arkadaştan da öteydiler.Birbirini seven iki aşıklardı artık.İkisi de birbirinin gözlerinin içine öyle güzel bakıyorlardı ki ,sanki akarsular duracak gibi olurdu.
Öğretmen bir veli toplantısı düzenledi.İşin ilginç yanı burada başlıyor.Murat’ın annesi,Duru’nun ise babası ölmüştü.Murat’ın babası Kazım Bey ve Duru’nun annesi Makbule Hanım karşılaşmışlardı.Ama bu karşılaşma normal bir karşılaşma değildi.Çünkü onlar yıllar önce aynı Murat ve duru gibi birbirlerini sevmiştiler.Birbirlerini görünce şoke oldular.Ve ikisi de çocuklarını alıp gittiler.
Sene 2005…Aradan 15 yıl geçti.Ve bu 15 yıl içinde iki aşık içinde çok engeller oldu ama yılmadılar.Murat ile duru artık evlenme çağına geldiler.Evlenmek istiyorlardı ama arada bir engel vardı;iki ailede bu evlilik işine karşıydılar.Peki neden istemiyorlardı bu ilişkiyi,dertleri ne idi? Genç iken Kazım Bey ve Makbule Hanım birbirlerini sevmelerine rağmen,Kazım Bey’in maddi durumundan dolayı kavuşamamışlar ve araları o günden beri hep limoni olmuş.Ama bu dargınlığın,bu nefretin nedeni maddi durum olamazdı başka bir nedeni olmalıydı.Fakat bunu kimse çözememiş.İşte bu yüzden iki gencin birbirleriyle evlenmelerini istemiyorlar.
Derken Murat’ın askerlik çağı geldi ve Duru’ya şu sözleri söyledi:
___”Durum,canımın içi;benim vatani görevimi yapma vaktim geldi.Biliyorum ailelerimiz izin vermeyecek ama belki askerden geldikten sonra yumuşarlar.Beni bekleyecek misin?” dedi.Duru ise:
___”Tabi ki bekleyeceğim aşkım ölene kadar bekleyeceğim seni.Ama askere gitmeden önce gizliden evlensek mi? Yoksa bizimkiler evlenmemize izin vermeyecekler”.dedi.Bunun üzerine Murat:
___”Gülüm seninle şimdi evlenirsek, peki ben askerde şehit olursam ne olacak sonumuz,Sen daha kötü olmayacak mısın?” dedi.
Duru Murat’a hak verdi ve Murat vatani görevini yapmak için Hakkari-Yüksekova’ya gitti.O yıllarda terör almış başını gidiyordu.Ve bu iki genç aşık sürekli mektuplaşıyordular.Derken Duru’dan artık mektup gelmiyordu.Murat iyice şüphelenmeye başladı.Duru’dan artık hiç haber alamıyordu.Artık Murat’ın umutları tükenmişti.Çünkü artık Duru’nun onu sevmediğini sanıyordu.Ve kafasında bu düşüncelerle askerliğini bitirmeye çalışıyordu.Öbür yandan Duru,mahalleden tanıştığı bir gençle evlendi.Ama isteyerek değil Murat’a inat evlendi.Ve Murat Güneydoğu’da teröristlerle girdiği çatışmada şehit düştü.Bu olayı duyan Duru hiç unutamadığı aşkının cenazesinde kahrolmuştu adeta.İki aile de çok üzgündü,ama bu üzülme Murat’ı geri getirmeyecekti. Cenazeden sonra gerçekler ortaya çıktı.Meğer Murat’ın babası Kazım Bey,Murat’ın komutanının yanına gidip “Murat’ın mektuplarını yollamayın” diyerek komutanla anlaşmış.Duru’nun annesi Makbule Hanım ise gelen bütün mektupları Duru görmeden yakmış.Bunu duyan Duru ise “nasıl böyle bir şey yaptım,nasıl inanmadım Murat’a” diyerek yıllarca kendini paraladı.İki aile de çok pişmandı,”keşke evlenmelerine izin verseydik” diye kendilerine hep bu sözü söylediler.
“BÖYLE HİKAYELER BÜYÜKLERE DERS OLSUN DİYE YAZILIR AMA, BÜYÜKLERİN BİR BİLDİĞİ VARDIR DİYEREK İŞİN İÇİNDEN ÇIKMAYA ÇALIŞIRLAR”