Yoksul bakışlarında biriken
Sıcak ekmek kokusuydu yaşamak
Yalnızlığına basıp geçerken kalabalıklar
Hep dün’dü, her güne yeniden başlamak..
Alıp başını gitmelerin çelimsiz
Sevimsiz çocukların düşlerine yorgun
Sevmenin kusursuz özlemlerine gebe
Hiç dokunamadığın maviye koşulsuzdun..
Bıraktığın ayak izlerinde ıslanan efkar
Tenine üşüyen dumanı yaktığın sigaranın
Zifiri bir aydınlıktan öte içinde çoğalanlar
Bir kahraman edasıyla şahlanan korkuların…
Sözüne tetik düşen o namussuz kavgalar
Kan revan ellerinde yaralı çocukluğun
Ve seni adam kılan zindan vakti sorgular
Yüzüne tükürdüğün zaman bu soysuzluğun..
Dar ağacına yakışmayan On yedi bahar
Bir memleket türküsüne kattığın sesin
Kovgun sancılarda bozgun duygular
Avuçlarında donup kalan soluk nefesin..
Ölümün kadın hali üryan tablolar
/Bir ananın kuşluk vakti sancıyan yanı
Ayyaş öfkelere mıhlanırken sabah ezanı/
Suç unsuru taşımaz hazır mangalar…
Ve sen,
Kuytuda kalan..
Ak’la kendini ey insan soyu
Temizle ellerine bulanan kanı
Ayak izlerinde saklı Eylül’e isyan
Mahşere ertele şimdi bütün korkularını...