Arama

Sahipsiz Mektup'lar - Tek Mesaj #6

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Şubat 2006       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bugünden düne mektup

Uzun zaman oldu ayrılalı, heyecanlı duygularla dolaştığım, o senli tozlu sokaklardan.
Çok uzaklardayım. Kendimi arıyorum hâlâ, birden buluyorum ve aniden ölüm gibi bir acı özlemlerimi ele alıyor sen aklıma geliyorsun…
Hatırlasana, henüz çocuk, saf ve temizdik. Sevmeyi öğreniyorduk birbirimizden. O duyguyu dillendirmeden, hisedilen derin bir bakışla birbirimize akıyorduk. Hiç zorlanmadan, taze bir sevgi büyütüyorduk yarınlara…Yarınlar umudumuzdu ve umutlarımız sevgimizdi.

Hatırlar mısın dünün saklı yarını? Dünden bu güne şekillenen mecburi değişimleri! Hiç unutmadım seni, çok zorladım kendimi, ama bir gizem saklı bende, unutturmamaya yüz tutmuş, bir çözlülmez gizem. Unutmak işime gelmiyor belkide, çözümsüzlüğüm bundandır sanırım.Yollara vuracaktık kendimizi, hayellerimiz rüya gibiydi...
Hâlâ eskisi gibi gülüyor musun? Ne çok severdim o gülücüklerini, gamzelerine dokunurdum. Hayallerim büyürdü. Ben gülmezdim, hayallerim gülerdi. O gülücüklerin ikimize de yeterdi.
Biliyor musun? Hep, parmaklarının ucunu öpmek istemiştim, ama öpemedim. İçimde küçük bir yara sevda gibi büyüdü, kocaman bir yara oldu. Farkında değilsin tabii. Nereden bileceksin uzun zaman oldu ayrılalı, ayrılık değiştirdi yarınlarımızı…Bu kaçıncı mektubum sana, bilemezsin, her defasında yırttım anlıyor musun?
Bir pazar sabayıydı. Sana geliyordum. Mevsim yazdı. Havalar sıcak ve bunalıtıcıydı. Adeta uçuyordum sana, adımlarım hızlıydı. Buluşmak çabası özlemin bende ki teriydi… Düşmüştüm yolda sana koşarken, dizlerim kanamıştı.Yaralarım acıyordu. Gözlerini gördüm sonra ve sonra o ince parmakların dokunmuştu yaralarıma... Sanki öpüyordun acımı, acım sana akmıştı. Birden gülmeye başladık, hatırladın mı? Çok gülmüştük o an, durduramadık kendimizi, ve birden, ansızın, ilk kez seni öpmüştüm. Masum bir öpücüktü. Utanmıştın. Bende utanmıştım. Hesapsız bir bakışın yüzümüze yansıması, bir yaşamın acısı olacağını nereden bilebilirdik değil mi?
Çok üzülüyorum biliyor musun? Ve de çok mutsuzum! Acılarım en çokta seni düşünmeye başladığım an aklıma geliyor. Keşke ayrılmasaydım. Tozun kendisi olsaydım o sokakların.
Saçların hâlâ güzel mi? Ne kadar da parlıyorlardı güneşte, hep taramak istemiştim biliyor musun? Ve tararken dokunmak-koklamak… Bir buğday darlası gibi savuruyordu rüzgar saçlarını. Serinliyordum... Mutluluktu saçlarının renginden aşkı tasarlamak. Saçlarına dokunmaktı aşk… Anlıyor musun?
Ah ah sevdamı yenileyen sen! Seni aramadım.Bulmaktı seni aramak, ama aramadım, sanırım korktum. Sen niye aramadın, bugünümün dünden kalan hayali, neden aramadın? Çok özlüyorum seni şimdi, deli gibiyim…
Bu uzaklık hâlâ içimi kemiren bir hüsran. Dayanmak ne mümkün, anılar üstüme üstüme geliyor. Hiç andın mı beni? Çok merak ediyorum… Acaba uzandın mı o uzun başbaşa kaldığımız kır gezilerine! Bir keresinde eşekten düşmüştük hatırladın mı? Yine gülmüştük durmak bilmeden. Ve daha çok artmıştı gülmemiz yolda geçen köylü çiftçinin bize küfür savurduğunu duyunca.
Sonra ne demişti o köylü adam bize hatırlıyor musun? Ben hayal meyal hatılıyorum. “Hadi evinize gidin yaramazlar” demişti sanırım. Biz hâlâ gülüyorduk. Ne kadar da mutluyduk değil mi? Ama şimdi her şey başka, ben bir başka insanım biliyor musun? Peki sen değiştin mi? Çok merak ediyorum, yüreğin eskisi gibi aydınlık mı acaba? Ben seni düşündükçe aydınlanıyorum anlıyor musun?