Hep tortulu bir bakış kuşandı gözlerin.Şüphelerinin,ardında bıraktığın kayıp zamanların,yaktığın canların,çektiğin acıların gölgesini silemedim.Yüreğinde taşıdığın bunca ağırlığı sen bile fark etmedin.Oysa; ben değildim güvenmediğin,kendindin.İçindeki aynalara bir kez olsun dönüp bakmaya, orada gördüğün suretleri yıkmaya,ışıklı bir yolda bahara doğru benimle elele bir yolculuğa çıkmaya cesaret edemedin.Korkaklığın, beni engelleyemedi. O yola girdim;tek başıma,tüm sırlarımı yalnızlığıma fısıldayarak ilerledim.Her adımım,içimdeki seni büyüttü.Kalbimin duvarlarındaki aksim vakit ilerledikçe sana dönüştü.Her saniye, içimdeki beni yürüttü.Sana varmak için kendimden yola çıktım;çıkmaz sokakmışsın,bugün anladım.
İstediğim şekilde olmasa da sana vardım.Ulaştığım,yakaladığım her güzellik sana dairdi ama benimdi.Oysa bu yolculukta beni sen paramparça ettin.Ben seni solurken;insanlar kendi aynalarından suretimin kırık parçalarını topladılar.Birleştirmeye güçleri yetmedi.Sen bari bütünüme varabilseydin,bu dağıtıp döken yolda beni yalnızlığa sürgün etmeseydin böyle acımazdı içim.
Senin için,beynimdeki tüm duvarları yıktım.Ağır ağır karanlığa gömülen umudumun elinden sıkıca tuttum.Gözlerine her baktığımda gücümün tükendiğini haykırdım;duymadın.Yüzümü gülümseyişinle aydınlattığın her an “elimi tut” diye yalvardım.Bakışlarımdaki esaretle belki eğlendin,ruhunun lunaparkı ışıltılı bir telaşa ev sahipliği yaparken gönlünün duvarlarında neşeli bir şarkı yankılandı.Belki de böyle büyük bir yıkımın imzasını atacak güce sahip olduğunu görüp gururlandın;kim bilir?
Bir zamandı;ne kadar geçti üzerinden bilmiyorum.Bir sürü tohum ektin yıktığım duvarların arasına.”Tutmaz” dedim,yanıldım.Toprağım,umut ve neşeyle kabul etmişti çoktan ektiklerini.Tüm saatlerin sarkacı durdu;kâinatın sonsuzluğuna doğru akmaya başladı benliğim.Dışarda doludizgin akan yağmur sularını kendine katan ben,çoktan bahara kavuşmuş bahçemden seni izledim.Ektiğin tohumların birbirinden güzel,rengârenk çiçeklere dönüştüğünü görmek istemedin.Dışardaki yağmurun altında ıslanmayı,gözümün kıyısında son bulan ince yağmurlara tercih ettin.
Yüreğimi tipiye tutan sevgili!Zamansız açmış çiçeklerin…Ömürleri kısa oldu,son çiçeğin de bugün soldu.Sensiz,sana doğru bir yola çıktım,içimdeki sana vardım.Varamadığım sen; derin bir yardın.
Kendimi eşsesli sözcüklerin istemediğim anlamlarında buldum.Yarim ol istedim,sonsuz bir uçurumun kenarında yarım kaldım.Baharın ardından sıcacık bir yaza seninle “merhaba” diyebilmekti dileğim;yalnızca yazdığım satırlara doğan güneşe yapayalnız selam verdim.Gözlerinde büyümek istedim;”Göz göz oldu yüreğim”…Derinden,incecik bir mesajla verdiğini sandığım o sözünü yerine getir diye bekledim;bembeyaz sayfalara kapkara sözler heceledim.Engin ve derin bir denizdim;tüm koylarımda yüreğini dinlendireceğini zannederken ,kalbimin yangın yerine korkunç bir burukluktu koyduğun.Ruhumu soyup çırılçıplak hayallerimi mutlulukla kendi hayallerine eklemeni arzu ettim;feryat eden bir yüreğin karşısında susmayı soyluluk zannettin.
Görebilseydin eğer; başının üzerine titrek kanatlı milyonlarca kelebek salmıştım.Kafanı kaldırıp bir kez olsun bakmadın.Kalbimden ruhuna doğru kanatlanan kuşların cıvıltılarını sesimde dinledin.Öldürürcesine derin bakışlarını kendi gözlerime işledim;kirpiklerimi gözlerine devirdim.Varlığını bilmediğin o eşsiz bahçenin çiçeklerini,gözümün kıyısında her an damlamaya hazır bir damla yaşa ekledim.Ne baktığını gördün ne duyduğun sesleri gerçek anlamlarıyla ördün.
Tüm köklerimden binlerce kelime türeten yapım eklerimdin oysa.”Sev”le başladım;sevdâna rastladım,sevginle çoğaldım,içimde bir sevgili buldum,sevinçle ağladım.Seni kıyımda bulduğum an yalındım,seni kaybettim.Karanlık gecelerde koynuma yığılan soğuk bir yalnızlıkla nice sabahı karşıladım.Gün ağardı;yokluğun gündüzlerimi umuda boyarken güneşim oldun,varlığınla içimi sıcacık ısıtıp aydınlattın.Kapkara bir örtü gelip üzerini kapattığında gökyüzündeki en parlak yıldıza dönüştün.Karanlık geceleri aydınlatabilmek için kendimi başında bulduğum güncemin orta yerine düştün.Düşlerimin tek kahramanıydın;yanıtları sende saklı sorularımı aydınlatabilmek için bilmem ki ne kadar düşündüm.Her bir düşüncem ucunda sen olma ihtimali barındıran birer oltaya dönüştü.
Ben hep kesişim kümemizi aradım.Yoksa birimiz diğerimizin alt kümesi miydik?Acı bir şekilde anladım ki bizim kesişim kümemiz boşluktan ibaret.Birbirimizin boşluğunda bunca zaman kendimizi aradık.Yazık ki;ben buldum sen bulamadın.Şimdi biliyorum,çakışması imkânsız,birbirine paralel iki doğruyuz sonsuzda.
Kalbimin yapraklarına çiğ damlaları düşüren sevgili!Yolumu kaybetmediysem eğer;bugün yolundan geri dönme zamanı.Seni sevdim;hem de çok…Ancak zamansız açmış çiçeklerin;ömürleri kısa oldu.Son çiçeğin de bugün soldu…