ÇERKES KÜLTÜRÜ
DİL, EĞİTİM VE EDEBİYAT
Dil, insanlari duyduklarini ve düsündüklerini anlatmak için kullandiklari söz dizgesidir. Dil bilinçle birlikte varolmus ve onunla karsilikli olarak etkileserek gelisrnistir. insanlar dili ögrenir, alisir ve yineleyerek bütün yasaminda kullanir. insanlar kültürü dil araciligiyla kurar ve gelistirir, dil ayni zamanda kültürün bir dalidir. Toplumlarin konustugu diller yasamlarinin sözcüksel plandaki yansimalaridir.
Dillerin gelisimi toplumsal gelisimle paraleldir. O halde diller toplumlarni valik nedenlerindendir, toplumsal Üretime araç olurlar. Dil toplumsal üretim ve gelisimde önemli bir araçtir. Bu araç olma islevini dil, yazi dili olabilmesiyle gerçeklestirebilir. Yazi dili toplumlarin kültürlerini ortaya çikartir, onunla ifade bulur. Kafkaslar antik çaglardan beri diller ve halklar daglari olarak bilinir. Kafkasya'nin otokhtonlarinin dillerine iber-Kafkas dilleri adi verilir. Çerkesler iber-Kafkas dillerinin Kuzey Kafkasya gurubundandir.
Çerkesler çesitli kaynaklara göre, 1800'lü yillarda kendi dilleriyle okuyup yazmaya baslamislar. Sovyet devrimine dek bir gelisme gösteremeyen yazin dili, bu dönemde kazanilan haklarla bir sürece girmis, kendi dilinde okuyup yazmaya baslayan halk ulusal edebiyatinin ürünlerini vermeye, kültürel birikimini yazi diliyle ifade etmeye baslamistir. Kiril alfabesiyle okuyup yazan Kafkasya'daki Çerkesler sonraki dönemlerde ulusal gelisimlerine kosut ürünler ortaya koymustur.
Çerkes toplulugunu olusturan kabilelerin her biri farkli bir dil konusmaktadir, bu dillerin her biri Kafkas dilleri ailesini olusturan dillerdendir. Çerkes topluluklari aralarindaki bu dil farkliligina karsin ortak sanat, edebiyat ürünleri yaratabilmekteydi, bunda etkili alan en önemli sey sanatin yasamlarinin vazgeçilmez bir parçasi olusuydu. Ortaya çikan sanat ürünleri ise bir birine yakin olan topluluklar tarafindan hem paylasilmakta, hem de kendilerine özgü olan seyler bunlara katilarak zenginlestirilmekteydi. Çerkesler arasinda, dansli toplantilar, dügün, gelin alma törenleri, savaslar, at yarislari, güresler, dinsel törenler gibi törenler yaninda konuk agirlama, birlikte çalisma, yardimlasma gibi kolektif aktivitelerde bulunurdu. Bu aktiviteler sanatsal estetigin ortaya kondugu aktivitelerdi.
Folklorik de olsa bu sanat ürünleri sözlü edebiyatin, baska bir deyisle yazili edebiyatin ilk kaynaklarini olustururlar. Bu sözlü halk ürünleri; 1. bitki ve hayvan hikayeleri, 2. masallar, 3. macera, kiz alma ve mal-mülk edinme, 4.tarihsel konulu efsanevi hikayeler, ve 5. toplum yasami üzerine hikayeler olmak üzere gruplandirilabilir.
Zengin kaynaklara sahip Çerkes edebiyatinin asil gelisimi belirtmis oldugumuz gibi, Sovyet devriminden sonraki yillara rastlamaktadir. Bagimsiz ve özerk bir yapiya kavusan Cumhuriyetler kendi dillerinde okuyup yazmaya baslayinca kendi ulusal edebiyatlarini yaratmaya basladilar ve bunun ürünleri kisa sürede ortaya çikti. Edebiyat ve dil ile ilgili çalismalar günümüzde halen devam etmektedir.
Bu genel görünümü yaninda Çerkeslerin1864 yilinda Osmanli'ya göçlerinden sonraki durumlarina bakacak olursak, bu dönemde de dil ve edebiyat çalismalarinin ciliz da olsa varoldugunu görürüz. Göçten sonra Çerkes aydinlari ve edebiyatçilari kendi dillerinde alfabeler hazirladilar, sanatsal etkinliklerde ve örgütlenmelerde bulundular fakat bunlarin hepsi baskilardan ve anti-demokratik uygulamalardan nasibini alarak basarisizliga ugradi. Ancak 1945'te biçimsel demokrasiye geçilmesiyle birlikte, göçteki Kafkasli aydinlarin daha önceleri kesintiye ugrayan çalismalari eskisinden zayif ve geri düzeyde de olsa yeniden basladi. Özellikle 1950'den sonra bazi Kafkas dernekleri kurulmus, dergiler ve kitaplar yayinlanmaya baslamistir. Bu sureç dönem dönem kesintiye ugrasa da, 1960'li yillardan sonra nispeten daha verimli bir gelisme oldugu görülür. Yine bu dönemde Çerkes yazinina iliskin ürünler yaninda, Çerkes edebiyatinin önemli sayilan ürünleri de Türkçe'ye çevrilir. Çerkeslerin kendi dillerinde okuyup yazma, egitim görme olanaklari olmadisi için Tüirkçe ürünler verdikleri gorülür, diger yandan bulunduklari her ilde kurmus olduklari Kafkas Kültür Dernekleri araciligiyla kendi kültürlerini gerçeklestirme, yasatma çabalariin devam ettigi söylenebilir.