Doğru Söze Ne Denebilir ki?
Aşk yürümeye üşenirken koşmaya doymamaktır
(......) Her erkek bütün kadınlara ve bir kadın bütün erkeklere sahiptir
Aşk, coşku ve tutku olduktan sonra insan hiç sarsılmaz, bunlar olmayınca yaşam neye yarar?
Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir... Aşk gözle değil ruhla görülür
Yalnız akıllı bir insan sevmesini bilir. Sevip de yitirmek, sevmemiş olmaktan daha iyidir
Ey aşk, güzel ve kısasın... Aşk insani birliğe, bencillik yalnızlığa götürür.
İnsana karşı sonsuz bir sevgi ve şefkat duyabilmek için dinsel inançlardan kurtulmak gerekir
Erkekler kadınların ilk Aşkı, kadınlar da erkeklerin son aşkı olmak ister
Aşk köprü kurmaktır. İnsanlar köprü kuracaklarına duvar ördükleri için yalnız kalırlar
Aşk kulübeyi altından bir saraya benzetir
Erkeğin yaradılışında sevmek yoktu. Ona Aşkı öğreten kadındır
Sevilenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir
Yasam belirtisinin kökeninde duygulanma; duygulanmanın da temeli Aşktır
1) Geçici ya da keyif verici Aşklar ki, bu oyuncular, kahpeler, arsızlık Aşkları gibi şekillere ayrılır.
2) Az çok bir süresi fakat kısır Aşklar ki, bunlar gözde Aşklardır.
3) Yalnız bir çocuk doğurtan geçici Aşklar ki, bunlar dölleyen Aşklardır.
4) Karılar ve kocalar Aşkıdır ki, bu iki tarafın isteği ile yıllarca sürer ve bir çok çocuk doğurtturur. Fakat bunlar birbirleriyle yaşayıp yasamamakta serbesttir
Aşk bir tablodur, onu doğa çizmiş ve hayal süslemiştir. Tanrı kadınları erkekleri evcilleştirmek için yarattı
Aşk bir deniz, kadın onun kıyısıdır
İnsanlara kendi akıllarına saygı duymaları ve cesur olmaları telkin edilmeli ve kendileri için arkasından koşması gereken hayallere gereksinimleri varsa, doğruluk, iyilik ve barış sevgisini benimsemeleri öğretilmelidir
Aşk iradenin ereğidir. Her çeşit dışsal emir ve baskılardan çok usa uymak gerekir. İradenin ereği olan bu Aşktan başlayıp tutkuda sona eren bir yasam mutludur. Bunlardan birini seçmem gerekse Aşkı yeğ tutarım. Biz Aşk karakteri ile doğarız. Aşk ruhumuz yetkinleştikçe gelişir ve bizi güzel görünen şeye sürükler. Bundan sonra artık bizim bu alemde sevmekten başka bir şey için var olduğumuzdan kim kuşkulanır? ... Aşkın konusu güzelliktir ve insan evrenin en güzel nesnesi olduğu için dışarıda aradığı bu güzelliğin örneğini kendi içinde bulması gerekir. Bu itibarla insan ancak kendisine benzeyeni ve olabildiği kadar kendisine yaklaşanı sever. Sevmeye başlayınca eskisinden bambaşka bir insan olduğumuzu anlarız. Aşktan söz ede ede insan aşık olur
Kadınların büyük tutkusu Aşkı ilham etmektir. İnsani Aşkın güzellikleri yaşatır
Bir Aşkı başka Aşk söndürebilir. Aşkta ne yükseklik, ne alçaklık, ne de akillilik ve akilsizlik vardır. Hafızlık, şeyhlik, müritlik yoktur. Sadece kepazelik, aşağılık ve rintlik vardır. İnsanın toprağını Aşk şebnemi ile yoğurdukları için alemde yüzlerce fitne ve kargaşalık peyda olur. Aşkın yüzlerce neşteri, ruhun damarlarına sokuldu ve oradan gönül adi verilen bir damla aldı... Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı
Hiç kimse uzun süre evli kalmadıkça gerçek Aşkın ne olduğunu anlayamaz
İnsan sevmeye başladı mi, yasamaya da baslar
Aşk her şeyin başlangıcı, ortası ve sonudur
Dinsel erdem, insanlığı sevmekle olanaklıdır. Bu sevgi hissi, aileden toplumdan hükümete dek karşılıklı olarak uzamalıdır
İstek, hareket/genişleme, yön veren tezlere bilgelik eklendiğinde Aşk olur
Aşk mutluluğunu evlendirdikten sonra da sürdürebilseydik, dünya cennet olurdu. Duygulu gönüller sevginin her türlüsü için duygulu değil mi