ABECEDARİANLAR: (Hıristiyan). Abecedarians. Tanrı’nın seçtiklerini içsel olarak aydınlatacağını, onlara vizyonlarla ve kendinden geçme ile gerekli gerçeklerin bilgisini vereceğini iddia eden, tüm insan bilgisini mutlak hor görmeyi benimseyen, Anabaptistlerin bir mezhebi. Ders, eğitim araçlarını kabul etmez ve kurtarılmak için kişinin alfabenin ilk harflerini bile bilmemesi gerektiğini iddia ederler. Teoloji çalışmasını putperestliğin bir türü olarak düşünürler ve herhangi vaaz veren eğitimli insanlara tanrı’nın işini saptıranlar olarak bakarlar. M. S. 1522’de Wittenberg’de, Nichoas Storch (Pelargus) ve Zwickau, başka görüşlerle karıştırarak bu öğretiyi vaaz etmeye başladılar. Carlstadt da bu görüşleri benimsedi ve onları baştanbaşa uyguladı; Doktor ünvanını bıraktı ve bir sokak kapıcısı oldu. Bir süre için insanlara ve Wittenberg’in öğrencilerine yeni öğretiyi vaaz etti. Bkz. Anabapsistler.
ABEL: (Genel. Yahudi, Hıristiyan). Habil. Adem’in ikinci oğlu, tanrı’ya bir kuzu kurban eden ilk insan. İnanca göre bu tanrı’nın hoşuna gitti, böylece Cain (Kabil) bunu kıskandı ve kardeşini öldürdü. İbranca Kutsal Kitapta bir çoban idi. Genesis; 4, 1–9’a göre, o büyük kardeşi, çiftçi Cain tarafından öldürüldü, çünkü ikisi de tanrı’ya sunmak için kurbanlık yaptı. Abel’in kurbanı kabul edilirken, Cain’in ki kabul edilmedi; bundan dolayı Cain kıskandı ve kardeşini öldürdü. Abel’in kurbanı tanrı tarafından kabul edildi, çünkü sürüsünün ilk doğan hayvanını kurban etti ve bundan dolayı onun yağı kefaret kanını temsil eder; kurbanı ile Abel günahları için kefaret gereksinimini kabul etti, Cain’in kurbanı bunu yapmadı. Günahlar için bu kefaret gereksinimi Kitabı Mukaddes’in ilk zamanlarında kabul edildi. Bazılarına göre, tanrı bu kurban sunma eylemini istememiştir. Hahamlara ait Kitabı Mukaddes tefsirinde Cain’in yaptığı eylem, sonsuz hayatı ve böylece en büyük sorumluluğu inkar etme olarak ele alınır. Bu, olaydan çıkarılmış olan bir başka sonuç, bunun hayatın tarımsal ve göçebelik şeklinin veya çiftçinin ile sığır yetiştiren kimsenin arasındaki uyuşmazlığı temsil etmesi şeklinde düşünülmektedir. Bkz. Cain, Habil, Kabil, Adem.
ABEL: (Yahudi). Çayır/otlak. Kitabı Mukaddes’te geçen birçok yerin ismi. (1) Abel-Beth-Maacha (Maacha evinin veya ailesinin çayırı). Ayrıca Kitabı Mukaddes’in latince tercümesinde ‘Abeldomus ve Maacha, ‘ ‘Abeldomus Mancha’, ‘Abela ve Maacha’; Abel – Maim ile aynı suyun çayırı, diye geçer. (2) Abel-Keramim: (üzüm bağının çayırı), Philadelphia’dan yaklaşık altı mil uzakta, Ammonite’lerin bir köyü. (3) Abelmehula: Abelmeula . Abelmechola, dansın çayırı. Bethsan yakınlarında Ürdün vadisinde bir yer. (4) Abel Misraim: Kitabı Mukaddes’te; Mısır’ın yası. St. Jerome’ye göre ‘Atad’ın tabanı’ ile aynı ifadedir. (5) Abelsatim: Settim, Setim, Abhel hashshittim (akasya çayırı). Moab’ın ovalarında bir yer.
ABELAM: (Yeni Gine-İlkel). Yeni Gine topluluklarından Papualı Elemlalar da görülen erginlenme törenlerinde uygulanan bir ritüel. Erkekliğe, topluğa kabul, kadını reddetme yani kadını ritüellerin kutsal alanlarından çıkarılma anlamını içermeyi kapsayan penisin kesilmesi şeklindeki ritüel. Ayrıca salgına maruz kalmaya en yatkın tözün yani kanın bedenden atılmasına yöneliktir. Burda kan kurtarıcıdır, çünkü erkeğin özellikle anneden geçen kadınsı kirlilikten kurtulmasını ve yetişkinlere özgü olmayan konumdan çıkmasını sağlar. İnanca göre erginlenen kişi, kendi erkek kimliğine baskın olan olumsuz güçlerden, kadınlıktan bu şekilde kurtulunca erkekliğe ait sıfatlara erişebilir ve yeni konumuna ulaşabilir. Bkz. Sünnet.
ABELARDUS: (Hıristiyan). Abelard. Aetbelard. Abelard. Aetbear. Petrus Abeilardus. Abailard. Tümeller meselesine getirdiği çözüm ve diyalektiği özgün kullanım biçimiyle tanınan Fransız ilahiyatçı ve felsefeci. Ayrıca şiirleri ve Héloise ile yaşadığı aşkla tanınır. Historia Calamitatum (Bir Mutsuzluk Öyküsü) adlı eserinde hayatına geniş yer vermiştir. Loire’nin güneyinde Bretanya’da bir şövalyenin oğlu olarak dünyaya geldi. Mirası ve askerlik mesleğini seçmesini isteyen ailesine karşi gelerek Fransa’da felsefe, özellikle de mantık eğitimine yöneldi. Felsefede zıt uçları temsil eden öğretmenleri Compiégne’li Roscelin ve Champeaux’lu Guillaume ile sert tartışmalara girişti. Mantık yazılarında bağımsız bir dil felsefesini başarıyla geliştirdi. Sözcüklerin anlamlı bir biçimde nasıl kullanılabileceğini gösterirken, bir yandan da fiziğin alanına giren şey’lerin doğruluğunu ispatlamakla dilin tek başına yeterli olamayacağını vurguladı. Paris, Melun, Corbeil ve başka yerlerde okuldan okula dolaşarak ders verdiği ve gezimci okul adıyla bilinen Aristo mantığının savunucularından olduğu için tam bir gezimci düşünürdü. M. S. 1113 ya da M. S. 1114’de zamanın önemli bilginlerinden Laon’lu Anselme’den ilahiyat dersleri almak üzere Laon’a gitti. Anselme’nin öğretisini yetersiz ve anlamsız bulup bir süre sonra Paris’e döndü. Halka açık dersler verdiği bu dönemde Chartres Katedrali rahiplerinden Fulbert’in yeğeni Héleoise’nin de özel öğretmeni oldu. Abealardus ve Héleoise birbirlerine aşık oldular. Astralabe adını verdikleri oğullarının doğumundan sonra da gizlice evlendiler. Héloise amcasının gazabından kurtulmak için Argenteuil manastırına sığındı. Abelardus da Fulbert’in kışkırtmaları sonucu hadım edilerek Saint-denis manastırında inzivaya çekilmek zorunda kaldı. Burada ilahiyat okumaya ağırlık verdi ve manastırdaki keşişlerin hayat biçimlerini sürekli eleştirdi. Kitab-ı Mukaddes’i ve kilise babalarının eserlerini inceleyerek kilise öğretisindeki tutarsızlıkları sergileyen bir dizi alıntı derledi. Bunları Sic et Non (evet ve hayır) adlı derlemesinde topladı. Önsözde görünürdeki anlam çelişkilerini uzlaştırmaya ve sözcüklerin yüzyıllar boyunca yüklendikleri değişik anlamları birbirinden ayırt etmeye yarayacak temel kuraları belirtti. Gene o yıllarda Theologia (İlahiyat) adlı kitabının ilk metnini yazdı. Bu kitap M. S. 1121’de Soissons’da toplanan bir konsil tarafından heretiklikle suçlanarak yakıldı. Tanrı’nın ve teslisin hikmetine ilişkin diyalektikleri yanlış bulan Abelardus’da bir süre Saint Medard manastırın da gözetim altında tutuldu. Saint-Denis’e geri döndüğünde manastırın koruyucu azizine Sic et Non’daki yöntemiyle yaklaştı; şehit edilen Galya havarisi Parisli Aziz Denis‘in, Aziz Paul’usun Hıristiyanlaştırdığı Atinalı Denis ile aynı kişi olmadığını ileri sürdü. Saint Denis manastırı bu eleştirileri krallığı küçük düşürücü olarak değerlendirdi. Abalerdus Fransa kralının huzurunda yargılanmamak için kaçtı. Champagne kontu Theobald’ın korumasına sığındı. Burada inzivaya çekilmeye çalıştı ise de öğrencilerinin zorlamasıyla tekrar felsefe derslerine başladı. Laik öğretimle keşişliği birleştirmesi öteki din adamlarının yoğun eleştirisine uğrayınca Hıristiyan aleminden tümüyle uzaklaşmayı düşündü. ama M. S. 1125’de Saint-gildas-de-rhuys manastırı’nın başkeşişliğine seçilince bu görevi kabul etti. Fakat burada da cemaatle arası açılınca kendisine yapılan suikast girişiminden sonra Fransa’ya döndü. Bu arada Héleoise yeni bir rahibe kuruluşu olan Paracelete’nin başkanlığına getirildi. Abaelardus bu cemaatin başkeşişi oldu. Kurallarını koydu ve rahibeliğin gerekçelerini belirtti. Bunları yaparken edebiyat çalışmalarının erdemi üzerinde durdu. Kendi bestelediği ilahileri kitapçıklar halinde derleyerek dağıttı. Héleoise ile birlikte birbirlerine yazdıkları aşk mektuplarını ve din konusundaki yazışmalarını derlediler. Abelardus M. S. 1135’ te Mont-Sainte Geneviéde ders vermeye gitti, sürekli yazdı ve ünü giderek büyüdü. Theologia’ya yazdığı eklerle teslis’in kökenlerini inceledi. Ayrıca antik dönemi putperest filozofarın erdemlerini ve Hıristiyan vahyinin birçok temel ögesini akıl yoluyla bulmuş olmalarını övgüyle andı. İsa’nın tanrılığını olduğu kadar da inayetini de inkar etmiştir. Zihnin tanrısal olan herşeyi kavrayabileceğine inanmıştı. Yanlız insanın kendi nefsine güvenmesi fikrine dayanarak ahlaka inanmak, tanrısal inayetin faydasızlığını savunmak suretiyle Hıristiyanlık’ta değişiklik yapmak istiyordu. Çünkü ona göre ‘bir gerçeklik, tanrı sözü olduğu için değil, eşyanın gerçekliğine uygun olduğu için doğrudur. ‘İlahiyatı felsefe olarak incelemiş, akıl ile imanı uzlaştırmaya çalışmış, eski Yunan filozoflarına kutsal değerler vermişti. Kant ve Leibniz’den önce, onların bazı düşüncelerine öncülük yapmıştır. ‘Tanrının gücü yettiği şeyler yanında gücünün yetmediği şeyler de vardır. Bundan dolayı tanrıda özgürlük değil, zorunluluk vardır’ diye düşünür. O alemi bir başka zamanda yaratamazdı. Çünkü yarattığı her şey, o şeye uygun yaratılmıştır. Tanrı kötülüğün de önüne geçemez. Çünkü kötülük büyük çıkarların kaynağıdır. Abelardus’a göre teslisdeki baba, oğul ve kutsal ruh denilen üç kişilik, tanrının güç, bilgelik ve iyiliğinden ibaret olan üç niteliğinden başka birşey değildir. Tanrı’ya yüklenmiş gerçeğe uymaz nitelikleri reddetmiştir. Bu dönemde yazdığı Ethica (etik) ya da Scito Te İpsum (kendini bil) adıyla bilinen kısa eserinde günah kavramını çözümledi ve insan davranışlarının tek başına ne iyi ne de kötü olduğunu öne sürdü. Tanrı katında önemli olan niyetti; günah davranışla değil, insan aklının yanlışlığını bildiği birşeye rıza göstermesiyle işlenirdi. Abelardus, Dialogus İnter Philosophum, Judeum et Christianum (Bir filozof, Bir Yahudi ve Bir Hıristiyan Arasında Diyalog) ile; Aziz Paulus‘un Romalı‘lara Mektubu‘nu yorumlayan ve İsa’nın hayatını açıklayan Exposito İn Epistolam Ad Romanos adlı kitaplarınıda bu dönemde yazdı. Son kitabına göre İsa’nın hayatının amacı insanların kendisini yanlızca örnek alma yoluyla sevmelerini telkin etmekti. Mont-Saint Genevieve’de verdiği dersler yoğun ilgi gördü. Öğrencileri arasında İngiliz hümanist Salisbury’li gibi geleceğin ünlü adları da vardı. Bu arada birçok kişinin de düşmanlığını kazandı; öbür öğretmenleri eleştiriyor, geleneksel Hıristiyan öğretilerini sorguluyordu. Pariste büyük nüfuzu olan Saint-Victor manastırı Abelardus’un öğretilerine yoğun eleştiriler yöneltirken, Paris dışında da eski hayranlarından Saint-Thierry’li Guillaume o dönemde Hıristiyan batı dünyasının etkili kişilerinden Clairvaux’lu Aziz Bernard’ın desteğini sağlamıştı. M. S. 1140’da Sens’da toplanan bir konsilde Abelardus kesin olarak suçlu bulundu ve bu karar Papa II. İnnocentius tarafından kısa sürede onaylandı. Bugonya‘daki büyük Cluny manastırına çekilen Abalerdus, burada başkeşiş Pierre’nin aracılığıyla Clairvaux’lu Bernard ile barıştı ve öğretmenlikten çekildi. İyice yaşlanmış ve hastalıklı olarak Cluny’de tam bir keşiş hayatı sürdü. Ölünce cenazesi Paraclete cemaatine gönderildi. Mezarı, bugün Paris‘teki Pére-lachaise mezarlığında, Héloise‘inkinin yanındadır. Mezar kitabesinde gelmiş geçmiş en büyük düşünür ve din bilginlerinden biri olarak çağdaşlarını etkilediği belirtilir.Bkz.Saint Denis,Saint Paulus, Kant, Leibniz, Paracelete.
ABELİTLER: (Hıristiyan). Abelians. Abelites. Abelonians. Saint Agustin tarafından hakkında bilgi verilen Kuzey Afrika’da ki küçük bir mezhep. Ilımlılık tarzını temel alan bu mezhep mensuplarına Habil (Abel)’in yaşantısını kendilerine örnek aldıklarından, Abelitler denilmiştir. Bkz. Abel, Habil, Hıristiyanlık.
ABELLİO: (Kelt). Elma ağacı tanrısı. Kelt ağaç tapımında önemli bir yer tutar. Bkz. Ağaç tapımı, Kelt Dini.
ABEOKUTA YORUBALARI’NIN DİNLERİ: Bkz. Yoruba Dini.
ABEONA: (Roma). Eski Roma dini tanrıçalarından, yolcuların ve çocukların koruyucusu olduğuna inanılırdı. Bkz. Roma Dini.
ABERE: (İlkel). Malenezya mitolojilerinde dişi bir cin. Yamyamlık özellikleri olduğuna inanılırdı. Bkz. Kanibalizm, Cin.
ABES İRTİBAT: Bkz. Ruhsal İrtibat.
ABESE: (İslam). Kur’an’ın sekseninci süresi. Mekke’de inen bu süre kırkiki ayetten oluşur. Bkz. Ayet, Abdullah İbn Ümmi Mektum, İslamiyet.
ABEYİ: (Hıristiyan). Bir başrahibin idaresinde bulunan manastır. Abbe denilen bu başrahib o manastır daki rahipler tarafından seçilmiş olursa Nizam Abeyi (Abbeye en Regle) adını alır. Kilise tarafından tayin edilmiş ise veya müdür tarafından idare ediliyorsa İdari Abeyi (En Commun) adı verilir. Bkz. Abbe, Hıristiyanlık.
ABGAL: (Arap, Sümer). Palmira’da kutsanan Arap tanrıları çiftinden biri: Abgal ve Şalman, Abgal ve Azizu gibi. Sümerlerde Yedi Sümerli bilge adama ve tanrı Enki’nin önünde hizmet eden tanrılara verilen isim. Apsu’dan ortaya çıktılar ve balık adamlar olarak resmedildiler. Akad mitolojisinde de Apkallu olarak adlandırılır. Bkz. Apkallu, Enki, Sümer Dini, Arap Dini, Apsu.
ABGAR: (Hıristiyan). Abgar Ukomo. Yüce Abgar. M. S. 3. yy’dan kalma bir Hıristiyan miti. Mite göre Edessa kralı (Urfa, Osroene) V. Abgar Ukkama (M. Ö. 4- M. S. 50.) cüzzam hastalığından kurtulabilmek için hastaları tedavi etme konusunda ününü duyduğu İsa’ya bir mektup göndererek dinini kabul ettiğini bildirir ve kendisini tedavi etmesini ister. Ayrıca onu ülkesine davet ettiğini bildirir. İsa cevabında havarilerinden birinin gelerek onu tedavi edeceğini belirtir. Mitin daha gelişmiş bir biçimine Edessa’daki erken Hıristiyanlık üzerine bir Süryani belgesi oan Addai doktrinin de rastlanır. M. S. 4. yy. başlarında düzenlendiği sanılan mektup metinlerinin düzmece olduğu M. S. 5. yy’dan sonra kabul edilmiştir. Bu mitle ilgili mektup metinlerinin Süryanca’dan Yunanca, Ermenice, Latince ve Arapça gibi birçok dile çevrilmiş olması, mitin ne kadar yaygın olduğunu gösterir. Batı kaynaklarında Abgar Uchama the Toparch olarak geçer. Bkz. Hıristiyanlık, İsa, Edessa.
ABGİ: (İlkel, Hindistan). Hindistan’ın Aşağı Bengal bölgesinde yaşayan Santallar’ın inançlarında insan yiyen gülyabaniler. Bkz. Santallar’ın Dini.
ABGULDA: (Şamanlık, Türk). Halhal Şamanlarının papaklarına verilen isim. Bkz. Şamanlık, Türk Dini.
ABHANGALAR: (Hint). Hinduizm’de bir kişiyi, tanrıyı veya ermişi övmek için yazılan kısa şiirlere verilen isim. Bkz. Hinduizm.
ABHAVYAS: (Caynizm). Caynizm’de ruhlarda kutsiyete ulaşma kabiliyenin olmamasını ifade eden bir kavram. Ruhların bundan dolayı doğum ve ölüm çemberinde dolaşıp durduklarına inanılır. Fakat sayısız vücutlarda yeniden doğmaları sonucu kemalatın sükünetine erişebildiklerine de inanılır. Bkz. Caynizm, Reankarnasyon.
ABHAY ÇARAN: (Yoga). 1896- 1977. Kaytanya’nın öğretilerini Batı dünyasında özellikle ABD’de yaymak için görevlendirilen kimse. Amerika’da Hare Krişna akımının kurulmasını ve gelişmesini sağladı. Kalküta’da doğdu. Kalküta Üniversitesini bitirdi. Otuz yaşlarında iken kendisine görev veren Batisidanta ile tanıştı. 1944 yılında dini düşüncelerini yaymak için ‘ Tanrılığa Dönüş’ adlı dergiyi çıkardı. Dergideki başarılı çalışmaları sonucu kenidisine ‘ruhsal bilgi’ anlamına gelen Baktivedanta adı verildi. 58 yaşında eşini ve çocuklarını terk ederek, Hindu keşiş giysilerine büründü. Sonra Sami unvanını aldı. Yetmiş yaşında ABD’ye geldi. 1968’de Amerika’da dergisini yeniden çıkartmaya başladı. Takipçileri ‘ayaklarında efendilerin oturduğu’ anlamına gelen Prabupada adını verdiler. 14 Kasım 1977 yılında Hindistan’da öldü. Hare Krişna akımını din haline getirmiştir. Bkz. Hare Krişna, Kaytanya.
ABHAYA: (Hint). Budhizm’de Sanskiritçe korkusuzluk anlamındaki Abhaya’nın Budha’nın olağanüstü niteliklerinden biri olduğuna inanılmıştır. Buddhist kaynaklara göre Budha’yı kıskanan Davadatta onun üzerine kudurmuş bir fil saldırtmışsa da Budha’nın korkusuzuğunu gören kudurmuş fil uysal bir kediye dönmüş. Bkz. Davadatta, Budhizm.
ABHAYAGİRİ: (Hint). Abhayagrivihara. Seylan’da (Sri Lanka’da) Theravada Budhizm’inin eski manastır merkezi. Kral Vattagamani Abhaya (M. Ö. 29- M. Ö.17) tarafından Seylan’ın o zamanki başkenti Anuradhapura’nın kuzey bölümünde yaptırıldı. Abhayagiri’nin önemi, kısmen dini ve siyasi gücün birbirine sıkı sıkıya bağlı olması nedeniyle manastır merkezlerinin tarihde çok etkili olması gerçeğinde yatar. Abhayagiri Theravada Budhacılığı’nın tarihi içinde de önemlidir. Abhayagiri başlangıçta, yakınında bulunan ve Devananpiya-tissa (M. Ö. 307- M. Ö. 267) tarafından yaptırılmış bulunan dini ve sivil gücün geleneksel merkezi Mahavihara’ya (büyük manastır) bağlıydı. Ama Vattagamani’nin son zamanlarında keşişlerle halk arasındaki ilişkiler ve Pali metinlerinin genişletilerek kutsal kitap haline getirilmesinde Sanskritce eserlerin kullanılıp kullanılmayacağı konularında tartışma nedeniyle büyük manastırdan ayrıldı. Bu manastır dervişleri halkla iyi ilişkiler kurmuşlardı. Yeniliklere ve yeni görüşlere açıktılar ve Hindistanla bağları daha kuvvetliydi. Bkz. Theravada, Mahavihara.
ABHEAN: (Kelt). Kelt/İrlanda tanrılarından biri. Tuatha Dé Danann topluluğundan. Bkz. Kelt Dini, Tuatha Dé Danann.
ABHİBVAYATANA: (Hint). Palice Abhibhayatana. Sanskiritce ‘duyumlar üzerinde mutlak hakimiyet’. Budhacı felsefede meditasyon aşamalarından biri. Bu aşamada duyumlar tümüyle sınırlandırılır. Budhacıların kutsal kitaplarında Abhibvayatana’nın 8 alt aşaması vardır. Bu aşamalar boyunca insan dış dünyadaki fiziksel formlarının kendisinden ayrı varlıklar olduğunun bilincine varır ve böylelikle duyumsal nesnelere bağlı oldukları duygusundan kurtulur. Bu aşamalar, duyumsal haz ve acılardan kurtulmak için çekilen çilenin temelini oluşturur.Bkz. Budhizm.
ABHİCÑA: (Hint). Pali dilinde Abhinna. Tabiatüstü bilgi. Budhist felsefesinde meditasyon ve bilgelik yolu ile elde edilen manevi güç. Bkz. Budhizm, Meditasyon.
ABHİDHAMMA PİTAKA: (Hint). Yüce öğreti sepeti. Sanskiritçesi; Abhidharma. Budhizm’in kutsal kitaplarından Üç Hikmet Sepeti veya Tripeteka yada Tripiteka’da ihtiva edilen, Hinayana Buddhistleri’nin ya da Theravada’nın kutsal metinlerinin üçüncü kısmı. Sutta veya Vinaya Pitaka’nın aksine, Abhidhama’yı oluşturan yedi eserin genellikle Budha’nın değil, öğrencilerinin veya diğer kişilerin sözlerinden oluştuğu ileri sürülür. Felsefi ve psikolojik analizlerle ilgili 7 çalışmadan oluşan bu metne, özellikle Burma’da büyük itibar gösterilir. Yüce din anlamına gelen bu sözcük bazen yanlışlıkla metafizik diye çevrilir. Suttapitaka’da yazılı olanlardan ne daha fazla ne de az bilgi içerir. İkisi arasındaki tek fark Abhidhammapitaka’nın daha ayrıntılı daha kuru olmasıdır; yoksa her ikiside aynı bilgiyi aktarırlar. Bu metinlerde Buddhist terminoloji bir sözlük gibi işlenir ve uzun eş anlamlılar sözlüğü verilir. Uzun sınıflamalar, sıkıcı kategoriler yapılır. Yedi kitabı veya bölümü vardır: 1. Dhammasamgani, 2. Vibhanga, 3. Dhatukatha, 4. Puggalapannatti, 5. Kathavatthu, 6. Yamaka, 7. Pathanapakarna. Abhidhammapitakanın güvenirliğinden bir parça kuşku duyulmaktadır. Birinci Buddhist konseyinde sadece Vinaya ve Dhamma’dan söz edilir. Bu nedenle üçüncü sepetin yaşı ve güvenirliliği konusunda şüpheler vardır. Ama bir çok Buddhist mezhebi de bunları güvenle kullanmaktadır. Myanmar’da (Birmanya) saygı görmektedir. Bunlar sistemleştirilmiş felsefi incelemeler olmayıp, Suttalar da yer alan öğreti ilkelerinin şematik sınıflandırmaya göre yeniden düzenlendiği ayrıntılı, skolastik çalışmalardır. Bu özellikleriyle meditasyonun temeli olrak kullanılan numaralandırılmış listelerde ya da özetlerde akılcı bir yönde gelişmeyi ifade etmektedirer. Bunlar daha mistik olan listelerle birlikte, Doğu Asya’da egemen olan Mahayana Budhacılığı’nın Pracnaparamita literatürüne katkıda bulunmuştur. Abhidhamma kitaplarında yer alan konular arasında; etik, psikoloji ve bilgi kuramları da bulunmaktadır. Kutsal metinlerin son ana külliyatı olduğundan karmaşık bir tarihe sahiptir. Külliyat, Mahaya’nın öncüleri olan Mahasanghika (sans: büyük cemaat) okulu tarafından kutsal metin olarak kabul edilmemiştir. Bir başka okulda Sutta pitaka’nın son bölümü olan Khuddara Nikaya’yı Abhidhamma külliyatına eklemişti. Çeşitli Mahayana metinleride Abhidhamma olarak sınıflandırılmışlardır. Bunların arasında Tibet‘te ki Prajnaparamita Sutra’lar ile Çin‘deki Jingang (Elmas Sutra) sayılabilir. Bkz. Hinayana, Mahayana, Sittta Pitaka, Vinaya Pitaka, Budhizm..
ABHİDHAMMA: (Hint). Budhizm’de ‘dharma’nın ötesi’ ve ‘yüksek din’ anlamlarına gelen bir kavram. Bkz. Budhizm, Dharma.
ABHİDHAMMAVATARA: (Hint). Palice Abhidhamma’nın ortaya çıkması. Theravada Budhacılığı kutsal metinlerinin Abhidhamma bölümündeki doktrinleri el kitabı biçiminde toplayıp sistemleştirmek amacıyla girişilen en eski çalışma. Bilgin ve şair Budhadatta tarafından Güney Hindistan’da, Kaveri ırmağı bölgesinde M. Ö. 5. yy. da yazıldığı sanılmaktadır. İsa’dan önceki yüzyılarda kutsal metinler toplamının kesinleşmesinden sonra belirli dini yasaları yorumlayan metinler (Palice Attkahta) yazıldı. Bunlardan Budhadatta’nın çağdaşlarından Budhaghosa’nınkiler en iyi örneklerdi. Abhidhammavatara’da Budhata, Abhidhamma’ya ilişkin yorum literatürünü özetleyerek özgün biçimde sistemeştirmişti. Öbür eserlerinden Vinayavinicchaya’da (Vinaya Çözümlemesi) okulun Vinaya (manastır disiplini) bölümü benzer biçimde özetlenir. Abhidhammavatara büyük ölçüde koşuk biçiminde yazılmış 24 bölümden oluşur. Anuruddha’nın M. S. 12. yy. da yazdığı Abhidhammattha-sangaha büyük ölçüde bu eserin yerini almıştır. Bkz. Budhadatta, Theravada, Budhizm.
ABHİDHARMAKOŞA: (Hint). İman Hazinesi. Abhidharmakoşa-saştra olarak da bilinir. Sanskiritçesi: ‘iman hazinesi’ yüksek adaletin bilgi dağarcığı’. Çince de a-p’ı-ta-mo çü şe lun, Japoncada Abi-datsuma-kaşaron. Abhidharma’nın ansiklopedik özeti. Budhacılık’taki yeri Aquino’lu Aziz Tomaso’nun Summa Theoloque adlı eserinin Roma kilisesi için taşıdığı önemle bir tutulmaktadır. Vasubandhu (M.S.400- M.S. 480) tarafından yazılan Budhizme ait bir metin. Vasubandhu bu eseri Sarvastivada tarikatına bağlı olduğu sırada yazdı. Sonraları Mahayanacı görüşleri benimseyerek, bu görüşleri içeren kitaplar üzerine bir dizi yorum yazdı. Bu metin, Hinayana Budizmin’de Budha’nın varlığını kabul etmeyen Sarvastavadin ekolü’nün görüşlerini aksettirir . Bu ekole ait bir eser olarak skolastisizmin bugüne kadar kalmış kavrayış biçiminden birini oluşturmaktadır. Bu tarikattan kalma eserler öbürlerinin aksine Pali dilinde yazılmadığı gibi, Pali dini yasalarını izeyen Theravadacıların etkisinide taşımaz. Geniş bir bilgi dağarcığı ve bağımsız düşünce yapısının ürünü olan bu eser Sarvastida öğretisini sistemli hale getirme işini gereğince tamamlamış ve aynı zamanda Mahayanacı eğilimleri kendinde toplamıştır. Çin, Japonya ve Tibet‘te Hinayana Budizmi’ni öğrenmek için standart bir tanıtma kitabı ve öğretinin en büyük kaynağı kabul edilmiştir. Çin’de Abhidharma (Çince Jushe, Japonca Kuşa) mezhebine temel oluşturmuştur. Sayısız yorum kitabına esin kaynağı olmuştur. Eski Budhacı okullar arasında öğreti ayrılıkları konusunda bilimadamları için önemli bilgiler sağlamıştır. Metinde 600 kıtalık şiir bölümüne ek olarak yazarın sunduğu 8.000 kıtaya eşdeğer düzyazı yorum yer almaktadır. Ayrıca yedi Abhidharma tezinin tanıtımını ve bu tezlerin içeriklerinin sistemli bir özetini içerir. Bir bütün olarak felsefe, kozmoloji, ahak ve mağfiret gibi geniş bir öğreti alanına değinir. Her mezhep bir Abhidharmakoşa’ya sahiptir. Bkz. Aquinolu Aziz Tomaso, Sarvastida, Mahayana, Hinayana..
ABHİDHUTA: (Hint). Adhiyacna. Bhagavadgita’da geçen kavramlardan biri. Fiziksel alan anlamına gelir. ‘Abhidhuta’da, Adhidai‘da ve Adhiyacna’da olduğumu kavrayanlar ve beni akıllarından çıkarmayanlar, ölüm zamanında bile Beni bilirler (Bhagavadgita, VII/30)’. Bkz. Hinduizm, Bhagavadgita.
ABHİDHUTA: (Hint). Bhagavadgita’da geçen kavramlardan biri. Fiziksel alan anlamına gelir. ‘Abhidhuta’da, Adhidai’da, Adhiyacna‘da olduğumu kavrayanlar ve beni akıllarından çıkarmayanlar, ölüm zamanında bile Beni bilirler (Bhag:, VII/30).Bkz.Bhagavadgita.
ABHİDMMATHA SANGAHA: (Hint). Pali dilinde Abhidhamma’’nın özeti. Ruh ve ahlak üzerine yazılmış olan, Budhizmle ilgili en önemli Budhacı el kitabı. Theravada geleneğinin Abhidhamma külliyatının popüler özetidir. Hindistan’da veya Abhidhamma çalışmalarının merkezi oan Myanmar’da (Birmanya) keşiş Anuruddha tarafından M. S. 11. veya M. S. 12. yy. da yazılmıştır. Yedi Abhidhamma pitaka metninin tümünün ele alınması 50 sayfadan az tutar. Kendi türünün en fazla okunan kitabıdır. Mynmar ve Sri Lanka da çok değer verilir. Yazılmasından bu yana yüzyıllardır geniş bir yorum literatürünün konusu olmuştur. Seksendokuz bilinç sınıfının listeleri, çeşitli bileşimlerde 52 akli özellik, maddenin nitelikleri, fenomenler arasındaki ilişki türleri, yeniden doğuş çeşitleri ve birkaç meditasyon egzersizi bu kitapçığın konuları arasındadır. Tüm bu çözümlemeler, hiçbirşeyin sürekli olmadığının kavranmasını böylece aydınlanma ve özgürlüğe ulaşılması düşüncesini ortaya koyar. Bkz. Budhizm, Theravada.
ABHİJİT: (Hint). 27 takımyıldızından biri. Bir Nakshatras. Bkz. Nakshatras.
ABHİMANİ: Bkz. Agni.
ABHİMANYU: (Hint). Abhimarya. Mahabharata destanı kahramanı Arcuna’nın Subhadra’dan olma oğludur. Saubhadra (Subhara’nın oğlu)’da denir. On sekiz gün süren savaşın ikinci günü Duryodhana’nın oğlu Laksmana’yı öldürmüş, ancak onüçüncü günde kendisi öldürülmüştü. Çok yakışıklı bir genç olarak gösterilir. Karısı, Virata racası’nın (Balıklar kralının) kızı Uttara’dır. Oğlu Parikşit, Hastinapura tahtına çıkmıştır. Bkz. Arcuna, Balıklar Kralı, Mahabharata.
ABHİNAVAGUPTA: (Hint). M. S. 975. M. S. 1025. M. Eliade’yegöre. ö. M. S. 1014. Tantrik filozof, çileci, estetikçi. Keşmir Şiva Tekçiliği’nin Pratyabhicna okulunun önde gelen temsilcilerinden. Felsefe ve estetik alanlarında çok ürün vermiş bir yazardır. En tanınmış felsefi eserleri arasında İşvarapratyabhicna-vimarsini ve daha ayrıntılı bir çalışma olan Işvarapratyabhicna-vivrtivimarşini bulunur. Ayrıca Tantraoka’nın da yazarıdır. Her iki eser de Pratyabhicna okuluna bağı daha eski bir filozof olan Utpala’nın Işvara pratyabhicna (tanrıyı tanıma ) adlı kitabına yazılmış yorumlardır. Veda‘larda ki gayrı dualizmi (advaita vedanta ) aşan bir ‘yüce gayrıdualizm’ (paramadvayavada) eğitimi vermektedir. Bkz. Pratyabhicna, Şiva Tekciliği, Tantrik , Utpala.
ABHİNİLANETTA: (Budhizm). Budha‘nın üstünlüklerini ispatladığına inanılan 32 fiziki özelliğinden biri. Simsiyah gözleri olan anlamına gelir. Bkz. Budha.
ABHİNNA: (Budhizm). Budhizm’e göre en yüksek altı ruh gücü; büyü güçleri, ilahi kulak, kalplerin içyüzünün görülmesi, ilahi göz, evvelki varlık formlarının hatırlanması ve dürtülerin yenilmesidir. Bkz. Budhizm.
ABHİSAMAYALAN KARALOKA: (Hint). Abhisamayalankara’nın aydınlanması. Budhacı geleneğin Mahayana kolunun Pracnaparamita (bilgeliğin yetkineştirilmesi) sutraları üzerine yorumlar literatürüne önemli katkılardan ve Tibet manastırlarında en çok okunan metinlerden biri: ‘Ontolojik boşluk’ öğretisi ve yetkin akıl yoluyla Nirvana’ya ulaşma üzerine olan vurgusuyla Pracnaparamita Sutra’ları Abhisamayalankara diye bilinen özlü bir yorum tarafından sistemleştirilmişdi. Bu yorum, bugün bile Tibet’te üretilmeye devam eden yeni yorumlar gerektirdi. Mevcut Abhisamayalan karaloka adı inceleme hem bu bilgileri, hem de Ashtasaharika (8000 dize) Pracnaparamita üzerine ayrıntılı bir yorum içerir. Yazarının adı Haribhadra’dır. M. S. 750 dolaylarında yazılan metin M. S. 10. ya da M. S.11. yy’da Sanskiritçe’den Tibet diline çevrilmiştir. Bkz. Budhizm, Tibet Budhizm’i, Nirvana.
Yaşar Sıdkı Ateş
www.inanclarsozlugu.com