Arama

Asla Bitmeyen Konu - Tek Mesaj #105

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mart 2006       Mesaj #105
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BİRAZ UZUN AMA OKUMANIZI İSTERİM BELKİ HAYATININZDA BAZI DEĞİŞİKLER GÖREBİLİRSİNİZ



Başarının sırrı: Mutluluk

Yaşamınızın ve okul hayatınızın yolunda gitmesi için, gündelik hayatınızda da işlerinizin tıkırında olması şart! Olumsuz duygular yüzünden okulda veya iş yaşamınızda başarısız olmak istemiyorsanız, onların üstesinden gelmeye bakın!


Gün içerisinde değişik değişik duygular yaşarız. Arkadaşımızın bizim için yaptığı ufak bir iyilikten mutluluk duyar, peşimize takılan bir köpekten korkarız ya da beklemedik bir olay karşısında şok oluruz! Haliyle yaşadığımız bu duygular hayatımızı etkiler. Eğer mutluluk gibi olumlu duygular yaşıyorsak iyi güzel de, olumsuz duygular insanın canını sıktıkları yetmiyormuş gibi, bir de hayatımızı olumsuz yönde etkiler. Buna okul hayatımız da dahil... Üzgün olduğumuz için derslere konsantre olamayız, öğretmenimizden nefret ettiğimiz için okula gitmek istemeyiz ya da sınav kaygısı nedeniyle okulda başarısız oluruz. Peki, bu ve benzeri olayların üzerindeki etkisinden nasıl kurtulacağını biliyor musun?

1. ŞOK

Bazen feleğimizi şaşırtan durumlar yaşarız. Sizin de mutlaka olmuştur, bir düşünün. Örneğin, sevgiliniz sizi en yakın arkadaşınızla aldattığında ya da en çok güvendiğiniz arkadaşınız en gizli sırlarınızı ortaya çıkardığında... Bu tip durumlarda, yaşadığınız şokun etkisiyle hiçbir şey düşünemeyebilirsiniz. Ama şöyle bir silkelenip kendinize gelmelisiniz. Öncelikle yapmanız gereken, kendinizi düşünmek. Şoku atlatmak için önce bir bardak soğuk su için ve ılık bir duş alın.

Ardından annenize veya çok sevdiğiniz birine kocaman sarılarak, ondan pozitif enerji kapın. Sonra oturup olayı düşünmeye başlayın. Eğer en yakınlarınız sizi şok ettiyse, bunu niye yaptıklarını düşünün. Eğer onları haklı çıkaran hiçbir sebep yoksa, bir süre şoku yaratan insanlardan uzak durmaya ve olanları unutmaya çalışın. Bu arada hayatın sürprizlerle dolu olduğunu unutmayın ve olayı kafanızda büyütmeyin. Eğer olaya çok fazla takılıp kalırsanız, etkisinden kurtulmanız da bir o kadar zor olur

2. İNKAR

Bazı olayları insan kabullenmekte zorlanır; örneğin "ölüm" gibi, terk edilmek gibi... Bu tip durumlarda kendinize karşı dürüst olmalı, cesaretinizi takınıp olayla yüzleşmeli, olanları kabullenmeye çalışmalısınız. Bunları beceremiyorsanız, kendinizi aşırı çaresiz hissettiğiniz durumlarda duygu ve düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşmayı ya da yazmayı deneyin.

3. YALNIZLIK

Kalabalıklar içinde bile, bazen yapayalnız kalmış gibi hissederiz kendimizi. Sanki kimse bizi anlamıyor, kimse bizi takmıyor, kimse bizi sevmiyordur... Bazen de gerçekten bu duygulara kapılmamızı gerektirecek olaylar gerçekleşir. Arkadaşınız kendine yeni bir grup bulmuştur, başka bir şehre taşınmıştır, ailemiz küçük kardeşimize daha çok ilgi gösteriyordur ya da kedimiz ölmüştür... Dünyada bir başına kaldığınızı ya da kimsenin sizi anlamadığını düşündüğünüz zamanlarda, çevrenize şöyle bir göz atın. Arkadaşlarınız, aileniz, akrabalarınız... Bir kişiyle aranız bozuk diye, diğerlerini görmezden gelmeniz ya da onların da sizi aslında anlamadığını düşünmeniz, sizi sevenlere haksızlık olur. Eğer yalnızlığınız arkadaşsızlıktan kaynaklanıyorsa, hiç arkadaşınız yoksa, mutlaka insanlarla ilişki kurmaya çalışmalısınız. Spor aktiviteleri ya da okul klüpleri, bu iş için birebir!

4. SUÇLAMA

İşin aslını söylemek gerekirse, kötü şeylerin sorumlusu olarak görülmekten hiç hoşlanmayız. Dolayısıyla, çoğu zaman kendi yaptıklarımızın suçunu başkasına atmaya ve yaptıklarımızı örtbas etmeye bayılırız. Oysa kötü olaylar karşısında, suçu başkalarına atmaya çalışmanın hiçbir faydası olmaz, hatta iyileşme sürecini yavaşlatır. Herkes hata yapma hakkına sahiptir, değil mi? İnsan suçunu kabullenmeli ki, hem kendine saygısı olsun hem de sorumluluk duymayı öğrensin. Bazen de tam tersi, her şeyin sorumlusu kendimizi görürüz. Bu tip durumlarda da, kendimizle barışık olmayı ve kendimize yüklenmemeyi öğrenmeliyiz.

5. HÜZÜN

Bir olay karşısında üzüldüğünüzde, ya da içiniz sıkıldığında, sakın hüzünlü ve ağır tempolu müzikler dinlemeye ya da duygusal filmler izlemeye kalkmayın. Saçma sapan bile olsa bir komedi filmi izlemek ya da eğlenceli arkadaşlarınızla vakit geçirmek kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olacaktır. Eğer evdeyseniz temizlik yapmak, etrafı toparlamak, hiç olmazsa CD'lerinizi alfabetik sıraya sokmak bile işe yarayabilir.

6. ÖFKE

Öfkeli olduğunuzda, öncelikle sinirinizi başkasından çıkarmamayı öğrenmelisiniz. Erkek arkadaşınıza kızdınız diye, neden kız arkadaşınaıza ya da ailenize kızıp duruyorsunuz ki? Asıl yapmanız gereken, derin bir nefes almak. Sonra da odanıza gidip yastığınızı elinize alarak onu kızdığınız insanın yerine koymak ve onun hakkından gelmeksmile Ona ne yapmak ya da ne söylemek istiyorsanız şimdi yapabilir veya müziği sonuna kadar açarak, bağıra çağıra sözlere eşlik ederek deşarj olabilirsiniz.

7. KAYGI

Sürekli aklınızda soru işaretleri mi var, "Ya sınavdan çakarsam", "Üniversiteyi kazanamazsam", "Erkek arkadaşım beni terk ederse" diye... Çıldırdın galiba! Hayat sürekli bu endişelerle geçer mi? Rahatlayın ve olayları akışına bırakın. İşler olursa olur, olmazsa olmaz. Kendinizi yıpratmanıza ve bunları, sanki dünyanın sonuymuş gibi büyütmenize gerek yok. Farkındaysanız, olayları kafasına sizin kadar takmayanların işleri hep rast gidiyor. Siz de çalışın çabalayın ve kalanını Allah'a bırakın.

8. NEFRET

Arkadaşınızı çok seviyordunuz, ta ki sizin uzun zamandır hoşlandığınız yakışıklıya asıldığını öğrenene kadar... O yüzden şu an ondan nefret ediyorsunuz. Şimdi ne yapacaksınız? Onunla konuşun. Bunu niye, neden yaptığını öğrenin. Söyledikleri sizi tatmin etmiyorsa, sizi her an arkandan vurabilecek bir kişiyle arkadaşlığınızı devam ettirip ettirmemeye kendiniz karar verin. Eğer konuştuğunuz halde ona olan nefretiniz dinmediyse, bu duygudan uzaklaşmak için, o arkadaşınızdan da uzaklaşmaya çalışın. Yoksa onu her gördüğünüzde sinir olacaksınız.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.