Arama

Affetmek - Tek Mesaj #168

nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
22 Ekim 2007       Mesaj #168
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Bu sevdanin deli sularindan catlasa da sarniclarim, bozulsa da yapilarim, sularini emecek suskun sessizligim.
Ekmegimden dusurdugum lokmalari serceler kapar, firtinalar azdirir denizlerimi ve icimde bir yunus aglar.
Ruhumun talanlarinda teninin yaniklarini gorur, sarhos kelimelerim basini dondurmesin diye kendi kanatlarimi oksarim.
Sozlerinin kilometrelerinde ben yiter, tesekkur ciceklerinin bahcelerinde sallanir, yalniz seninle tamlanirim.
Sevda kagnilarimin gectigi tarlalarimda arpa boyu yol almistim.
Cift basli bir ask oyununda bir ben sahne almis, bir ben kendimi alkislamistim.
Daglarimin engebeli yollarinda kendi surume coban, kendi agilimda acilarimi sagmistim.
Sensizlik pazarlarinda askima cigirtkan, yalniz kendi dunyamdaki sarkilara bezirgan olmustum.
Ruhunun sarmasIklarini budadikca yildizlara tirmanan bir sevda oluyor acilarimiz.
Bazen hasatlara yelteniyor, kimi de nadasa aciyoruz gonul tarlamizi umarsiz.
Yasadiklarimi dilime doladigima aldirma yangin duruslum.
Dilinden dokulen gerceklerdir yolumu aydinlatan kandilin.
Sesinin tellerine dokunarak caldigim gonul sazimda yanik bir uzun havaya donusur turkumuz.
Ne daglar, ne ovalar, ne de bulutlar gizleyemez yuce sevdamizi.
Yunus gozlerin, efsunlu sozlerin, lale bahcelerin oluverir dizelerim.
Mizrabim titrer, sozlerim gurler, dilim askini soyler ve bu yurek seninle gumburder.
Ben seninle, yeni safaklarin gulumsemesi, yeni asklarin sozcusu olurum.
Bilinmeyen, belki de hic gidilmeyen denizlerin tayfasi olurum.
Bu sevdanin deli sularindan catlasa da sarniclarim, sularini emecek suskun sessizligim.
Sorma bana, yoksullugumun adini koyamam.
Ekmegimden dusurdugum lokmalari serceler kapar, ruzgar dagitir saclarimi, firtinalar azdirir denizlerimi ve icimde bir yunus aglar.
Ruhumun talanlarinda esmer teninin gunes yaniklarini gorur, sarhos kelimelerim basini dondurmesin diye kendi kanatlarimi oksarim.
Sen ki, karsimda oturan bir yakamoz isiltisi gibi bakarken gozlerime bir virgul, iki sozcuk sonrasindaki noktamsin benim.
Bu parcalanmisliklarimin unlem tutuslarinda boyutumu zorladigin anlarda kaybetmelerim de bu yuzden kendimi.
Yuregimi paraladigin, ruhumu oksadigin, kimi de saclarimi ellerinle taradigin anlarda ben kimliksiz bir sair, dudaklarima pinarlarini verdigin anlarda da yeryuzunun en delismen kisisi, en mukemmeli olurum.
Alinca kalemi eline karanliklarin tulu kalkar oysa evrenin pencerelerinden.
Beyaz bir guvercin tesekkur sozcuklerini ulastirir ulkeme.
Catilarima duasiz yagmurlar iner, usumus ellerim isinir, yuregimin tum ocaklari harlanir ve sundugun ask sarabiyla sarhosluklara belenirim.
Oysa ki, yunus gozlerinde martilar ucusur, dudaginin kenarindan caldigim panzehir tuzlarla derdime dermanlar yaratir, seni sevmelerin ulkesinde ben cilgin bir muzikle demlenirim.
Icimizin kati yalnizliklarinda yururken kaplumbagalar, yesil otlarimizda kosarken tavsanlar, gozumuzun yaslari, yuregimizin yalvarili sozleri de bitecek elbet.
Sozumuz azalmadan, gulusumuz bozulmadan ve sevgimiz firtinalara tutulmadan dag basinda bir yerde, belki de kutuplarda bile bulacagiz biz birbirimizi.
Icimizin limanlari tarumar olsa da, sozcuklerimiz talanlara da ugrasa biz birbirimizin sig sularinda nice sevdalara yol gosterecegiz seninle.
Hileli harclardan karilmis, kurtlu kerestelerden catilmis, karisimli boyalardan suslenmis ve sevgisiz imzalarla karalanmis bu omur yapisinda
korku faizi odenmemis bir borc gibi durur oysa.
Yipranmis, haksizlik gormus, paylanmis ve azarlanmis nice cocuklarin doldurdugu bu hayat kresinde biz siir dokuruz ak kagitlara.
Atlas yelkenleri yuregimizle sisirir, gucsuzlugun kol gezdigi denizlerde
sevda icin kiliclarimizi cekeriz. Biz dogmadan, kundagimiz atilmis kuyulara.
Ciplak ve yelesiz kosumlarimizla elbet varacagiz uzak ulkelere.
Utangac opuslerle, hayali sarilislarla ve agrili ruyalarla doneriz arada bir kendimize.
Ozlemin hasret olup yagdigi ve maddelerin sunepe dusunceleri savdigi bir hayat gezegeninde bulusuruz sozcuklerimizle.
Icimizin degirmenlerinde sozcukleri ogutur, acimizin firinlarinda ekmek olur kurariz ask soframizi herhangi bir yerde.
Toprak testilerden sularimizi icer, cikinimizdaki hurmalari sunariz birbirimize.
Izdusumumuzun dustugu denizlerde gokkusaklarini resimler, olumsuz karelerde birbirimizi ne cok sevdigimizi yeniden anlariz.