Onurumda dökük bir yüzdü topladığım,
sayfalara mefta düşen bir özne kaldım sana,
ağır bir soluk giyindim ağzıma,boğazıma kılçıklı nefesler sürdüm,
yeminimi içtiğim gecenin ziftini kustum soframa,
alnım çatladı avazımdan...
sessiz gemilerle göçtüm istanbul'dan,ardımdan yaralı bir albatros gibi kaldı bakışın...
mutlanan yanında kafası koltuğunda sevinçler kaldım sana,
yittiğimle kaldım kaldığımla yittim,
şimalime geçirip tırnaklarımı seni içimden söktüm,
kangren onulmazlıklarda çektim dilime şişleri,
yüzünün odalarında kurdum tebessümel darağaçlarını,tükendim...
ölü gülüşlerden dem vurdum içime bu yüzden paslıdır gamzelerim,
kalın harflerini yüklendim alfabemin,
cümlesizliklerde yittim,
gözleri kör martılardan izledim İstanbul'umu katre katre tükenişi resmoldu içime,
ayaklarım akıl adımlarına dolandı düşlere koşmaya meyilliyken...
miyadı doldu intiharların,kapılar yüze vuruldu,
duası dil yakar oldu bekleyişlerin ve bulduklarımızda kayba döndü yaşam,
en ücra yerlerime damarlarıma hücrelerime kadar sızdı acı,
beynim aşım oldu önüme,
intiharlar her gece öldürmese de beni alıştı bedenime