Arama

Dostluk Üzerine - Tek Mesaj #56

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Mart 2006       Mesaj #56
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

YAŞLI ÇINAR VE ZEYTİN GÖZLÜ ÇOCUK

Bir gün koca bir adam geldi Hollanda’dan, zeytin gözleriyle baktı uzun uzun ağaçların olduğu yere, yapraklar yeşil yeşildi. Yıllardır ayrı kalmıştı ve yıllar sonra ancak gelebilmişti çocukluğunun geçtiği bu yerlere.

Ağaçların dallarında yine kuşlar cıvıldıyordu, kelebekler uçuşuyordu etrafında. Çınarını aradı yorgun gözleri, baharında eylülü yaşayan kanadı kırık bir kuş gibi çırpındı, kalbini hüzünle dağladı, ağladı hülyalarına siyah bulutlar inmişçesine… Bir demet kızıl karanfil bıraktı çınarın koynuna, gülümsedi içi burkularak kurumuş yaşlı çınara, eğilip kulağına fısıldadı ‘seni seviyorum’ dedi…


Ben dalları fırtınalarda kopmuş
yaslı ve yaşlı bir çınarım
binlerce acının ortasında yorgun ve yalnız

alnı gül işlemeli günler getir bana ey çocuk
hülyalı gülüşler
gözlerinle görmek istiyorum sabahı
dünyayı yüreğinle sarmak istiyorum
umutlu ve şen

ne zemheriler gördüm ben
ne fırtınalar geçirdim
çağının ışığıyla yak beni ey çocuk
çağının ışığıyla sar, üşüyorum

gövdemde kaç balta izi var
kaç kan lekesi alnımda
nice ihanetler gördüm ben
nice zulümler

üşüyorum
alnı gül işlemeli baharlar getir bana
umudu sevda kokan sabahlar
gözlerinle görmek istiyorum yarınları
dünyayı yüreğinle sarmak istiyorum

pınar seslerine kat
başak tanelerine koy
arıt beni günahlarımdan
lekesiz bir sevgiyle geçilir ancak ırmaklar
kocaman bir yürekle ey çocuk
beni yüreğinle sev, gözlerinle okşa
bırakma ellerimi n’olur
Bırakma ellerimi…