Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Mart 2006       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İnsanın Hâlleri

Ömer Baldık


Şeytanın Avukatı filmini seyredenler bilir; filmin en can alıcı sahnesi, en sonunda Al Pacino’nun dilinden dökülen sözdür: “Self-love is my favourite sin.” (Kendini beğenme, benim en sevdiğim günahtır.)

Filmde Al Pacino’nun şeytanı oynadığı düşünülürse, kendini beğenmenin şeytana has bir nitelik olduğu ortaya çıkar. Nasıl olmasın ki? O kendini beğendiği için Âdem aleyhisselâma yukarıdan bakmış; ve yine aynı nedenle, Allah’ın emrine açıkça karşı gelmiştir. Demek ki, kendini beğenmede, nefsini en yukarıya koyma gayreti, başkalarıyla sürekli kıyas yaparak kendini üstün kılmaya çalışma vardır.
Gerek Hıristiyanlık, gerekse İslâm’da bu yüzden kendini beğenme en çok yerilen hasletlerin başında gelir ve mü’minler bu konuda şiddetle ikaz edilir. Gelgelelim, ‘kendini değerli görme’yle ilgili bu tür bir ikazda bulunulmamıştır.
Bu da son derece anlamlıdır, çünkü her insanın kendisini değerli hissetmesi doğal bir eğilimdir. İslâm, insanın kendini beğenmesinin önüne set çekerken, mü’minlerin kendilerini değerli görmelerini de ister. Fakat bu değeri, Allah’a güzel bir abd olmada aramaya yönlendirir.
Kendini beğenme ile kendini değerli görme arasındaki fark da, bu şekilde ortaya çıkmaktadır: Kendini beğenme, insanın kendi nefsine dayanması ve güvenmesidir; kendini değerli görme ise, Allah’ın hiç yoktan yaratması, başka bir varlığı değil onu yaratması, muhatap alması, kendisine kul kabul etmesi nedeniyle (her) mü’minin (ayrı ayrı) kendisine değer vermesidir.
Başka bir deyişle, kendini beğenme, insanın kendi değerini kendinden alması; kendini değerli görme ise kendi değerini Allah’tan almasıdır.
Öyleyse, kendimizi beğenmeyelim, ama kendimize değer vermeyi de unutmayalım.