KARANLIĞIN SESSİZ İŞÇİLERİ
sevdasızlığın aralanıp da bir yerlerinden
sevda arayan dudaklara kilit vurulu saatlerde
beton dökülmüş yalnızlık duvarına çağrılı
karanlığın sessiz işçileri çalışır
kalın kabuk bağlamış mutsuzluklar içine gizlenen
mutluluğu çıkartmaya
dört bir koldan yontulur gece
kazıldıkça daha derinleşir
yaşlı çınarların toprağa saldığı köklere benzer
yürek odalarındaki yalnızlığın temeli
vedanın ardında kuruyan gözyaşları
bir martı çığlığı
vapurlara sallanan eller
hüzün dolu birkaç kırık ezgi
düşlerde tamamlanacak yarım sevda
vedasız ayrılığın kırıklığı
bronz bir gecedir eksilen
sevdasız gecenin bu kör karanlığına
ayrılığın hüznü yakışır
saatler paydosu gösterir
nasıl geldilerse beton dökülmüş yalnızlık duvarına
öyle sessiz
ve öyle derinden çeker gider karanlığın sessiz işçileri
kül rengi gece dağılır
Atila IŞIK