Arama


Morrigan - avatarı
Morrigan
Ziyaretçi
18 Kasım 2007       Mesaj #1
Morrigan - avatarı
Ziyaretçi
Sanmayın ki , sadece erkekler aldatıyor, kadınlar da aldatıyor.

Kadınlar tüm dünyada yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren önemli bir değişim geçirmeye başladılar. Kendi yerleşmiş geleneksel rolünü zaten temelden görev edinmiş olan kadın, üretime olan katkısı arttıkça, hak arama motivasyonuna da sahip olmaya başladı.

Hakları konusunda dünyaya meydan okumaya karar veren kadın, kimi zaman bu meydan okuyuşun sınırları içine kendi cinsel özgürlüğünü de katmaya karar verdi.

Bazı kadınların içlerinde bulundukları ilişkilere rağmen bir başka ilişki yaşamaları, bir bedel kesmek adınadır. Neye bedel kesildiği durumdan duruma değişiklik gösterebilir. Bazen bedel, birlikte olduğu erkeğin kendisine haksızlık ettiği algılamasından kaynaklanır, bazen geçmişte annesinin yaşadıklarının intikamıdır.
İçinde bilemediği bir boşluk duygusu yaşar bazı kadınlar. Görünürde her şey yolunda gibidir. Ama onlar bir şeylerin eksik olduğunu hissederler. Kendilerine o an içinde bulundukları ilişkiye girme motivasyonunu sağlayan faktörler hayatlarındaki önemi kaybetmiştir. Çünkü pek de sevgi değildir o motivasyon. Belki sevgi sanılmış ve pek çok duygu idealleştirilmiştir ama zaman içinde gerçekler kendini göstermiş ve yüceleştirilen kurgu sona ermiştir. Amaç sevgi olmaktan çıkıp, özlem duyulan bir hayata kavuşmak olarak belirdiğinde, amaca ulaşıncaya değin, gözü hiçbir şey görmüyordur. Amaca ulaşıldığı andan itibaren, ne yaparsa yapsın dolduramadığı sevgi ve ilgi alma ihtiyacı bir kez daha onu başka mecralara sürükleyecektir.

Bazı kadınlar ise, içlerinde kaynağını bilmedikleri bir suçluluk duygusu ile yaşarlar. Suç daima cezayı gerektirir. Çok iyi gittiğini düşündüğü bir ilişkinin içinde dahi olsa, bilinçaltında aslında yaşadıklarını hak etmediği duygusu hüküm sürer. Kendi kendisini sabote eder. Aldatır.

Kadının kendine güvensizliği bazen kendisini yönlendiren güç olur. Kendini güçsüz hissettiği sürece, gücü hissedebilmenin yolunu kendini güce teslim etmekte bulur. Zihnindeki çağrışımlarda gücü çağrıştıran her ne ise ona gider, neler kaybettiğinin farkında olmadan. Her gidişinde ve güce sahip olmak için kendisini verişinde, güce sahip olmak bir yana daha da güçsüzleştiğinin farkına varmaz. Kendine güvenini iyice yitirdiği, hayatta var olduğunu hissetmek için birileri tarafından seçilmesi gerektiği duygusu ile bir kısır döngüye girer.

Her aldatan kadının kendince bir hikayesi vardır. Pek çoğu çözümlenebilir ve kayıplar önlenebilir. Ama bir de, önlenmesi pek mümkün olmayan durumlar vardır. Temel değerleri çarpık yapılanmış ve değer sistemini kaybetmiş kişiler, yaşadıklarını doğru dürüst sorgulamazlar bile. Yaşadıkları ile ilgili sorumluluk duygusundan uzaktırlar.