Arama

Hikayeler ve Öyküler -2- - Tek Mesaj #1438

diabloazul - avatarı
diabloazul
Kayıtlı Üye
19 Kasım 2007       Mesaj #1438
diabloazul - avatarı
Kayıtlı Üye
Alıntı
diabloazul adlı kullanıcıdan alıntı

Bir nisan sabahı



O sabah alışıla gelmiş diğer nisan sabahlarından daha berrak bir gökyüzü ve sıcak bir güneşle uyanmıştı. Eşi ile kahvaltıyı dışarıda yemeyi kararlaştırmışlardı. Bunun için üzerlerine rahat ama yinede bohem tarzı elbiselerini giyip yola çıkmışlardı. Gün o kadar güzel başlamış ve gelişmekteydi ve ulusal bayram olması nedeniyle az yoğunlukta trafik olması da ayrı bir nisan süpriziydi. İstanbul’un Anadolu yakasında oturmalarına rağmen köprü trafiğini geçip yıldız parkına gelmeleri onbeş dakikalık bir zamanı almıştı. Evet İstanbul bu sabah başka bir yüzle çıkmıştı karşılarına.
Malta köşküne geldiklerinde bahçesindeki masalarının servise hazır ve birkaç insanın bahçede oturup çay yada kahvelerini huzur ve neşe içinde içtiklerini gördüklerinde bahçede kahvaltı etmeyi daha uygun bulup köşede duran bir masada yerlerini aldılar. Eşi tolga önceden birer fincan çay teklif edip yanlarına gelen garsona siparişleri verdi ve ilave etti. Bir de günlük gazete.
Nil çayların hemen arkasından komi gencin getirdiği gazeteyi alıp okumaya başladı. Siyaset içeren manşetleri okumadı bile. Zaten etrafındaki insanlar o kadar çok siyaset ile ilgiliydiler ki onların konuşmalarından gündemi istemeden de yakın takip ediyordu. Magazin sayfalarına göz gezdirmeye başladı.’’ Sosyetenin genç playboyu gözde clupların birinde geçen yılın güzeli şımarık aknenle sabahlara kadar eğlenmiş clup çıkışında da paparazzilere mankenin eteğini hafifçe kaldırıp scandala yol açmış’’ diğer bir haberde genç şarkıcının yeni albümünün clip çekimleri için taylanda gittiği yazıyordu. Nil konservatuar eğitimini bitirince daha aktif bir ajans seçse idi beklide böyle bir haberde adının geçeceğini düşündü.
Bu arada kahvaltı servisi başlamıştı. Tolga ile göz göze eldi. Tolga işinin borsa brokeri olmasından dolayı ekonomi ve siyasi gündemin yakın takipçisiydi ve isterik gözlerle nile gazeteyi almak için bakıyordu. Nil gazeteyi uzatıp çayından bir yudum aldı. Gözlerini çevrede gezdirirken anıları canlanıyordu ağaçların gölgelerinde. Yıllar önce buraya üniversite arkadaşlarıylada gelirdi. Birde o eski arkadaşı. Zaman hiç değiştirmemişti yıldız parkını ve malta köşkünü, yine huzur doluydu. Daha o yıllarda bile geleceğe miras olduğunu haykırıyordu doğallığıyla. Çarpık yapılaşma ve kontrolsüz büyümeden eser yoktu bünyesinde. Hala ağaçlardaki sincaplar özgürce ve etrafına umursamaz bir heyecanla koşuşturuyorlardı dallar arasında. Hafifçe dinlenen o türk müziği ayrı bir tebessüm oluşturuyordu insana. Biraz aşağıda makyajlarını eksiksiz yapmış birkaç bayan spor kıyafetlerini giymişler orta tempoda yürüyüşe çıkmışlardı. Muhtemelen eşleri tolganın müşterisi olabilir diye düşünerek tolgaya gözlerini çevirmişti. Tolga kahvaltısını yerken gözlerini gazeteden ayırmıyor ve çevrenin tüm ihtişamına karşı kayıtsız kalıyordu. Hiç konuşmamışlardı geldiklerinden buyana geçen süre içinde. Şu anda ayrı dünyalarda dolaşıyorlardı. Nil alışık olduğu bu durum karşısında alıngan olmayı bırakmıştı uzun bir süredir. oysaki eski arkadaşı ile geldiklerinde saatlerce konuşur hayaller kurarlardı malta köşkünün ihtişamına yakışır. Ayrılmayacaklardı ve mutlu olacaklardı. Nereden geldi aklımadiye düşündü nil. Beklide yaşının otuzlarda olması yada buranın havası canlandırdı eski anıları.
Nil okulu bitirince branş öğretmenliği yapmış ve oturduğu çevreden arkadaş gurubu içinde tolgayla tanışmıştı. Orta düzeyde denilecek birliktelik ve evlilik kararının sonrasında öğretmenliği bırakmıştı. Şimdi boş vakitlerinde piyanosu ve kemanıyla yada alışveriş mekanlarında zaman geçiriyordu. Tüm maddi yada gelecek planlarını tolgaya bırakmıştı, Ne de olsa iş buydu.
Kahvaltı muhteşem lezzetliydi. Hele Osmanlı mutfağının bu leziz saray böreği tartışılmazdı. Bir parça böreği çatalıyla ağzına götürürken gazetede bir haber ilişmişti.’’ Bir türk gemisi battı’’. Nil bu haberi uzakta olsa gazetenin alt köşesinde kalın puntolarla yazılmış olmasından dolayı kolayca okumuştu. Vücudunda uzun zamandır hissetmediği bir endişe dalgası oluşmuştu. Uzun zamandır hissetmiyordu, babası eski bir kaptandı ve uzun zaman haber alamadığı zaman böyle bir haber alınca aynı duyguya kapılırdı. Sessiz sedasız sevdiği insanı kaybetme endişesiydi. Babası emekli olmuş ve bu duyguda bu güne kadar beyninin gizemli bir yerinde saklı kalmıştı.
Gazeteyi tekrar istemedi ancak kahvaltının büyüsü yok olmuş o denizcilerin endişesini ve yaşadıklaıı mücadele ile ilgili silik düşünceler karıncalandırıyordu vücudunu. Soğuk ve sessiz maviliklerde kaybolmak, korkunç olmalı diye düşündü.
Tolga gazeteden tüm bilgileri almış olduğunu ifade eden bir edayla arkasına yaslandı. Yeni getirilmiş olan fincandan çayını yudumlayıp aromalı purosunu içmeye koyuldu. Puronun aroması kesif bir şekilde etrafa yayılırken dumanlarının mavi soluk rengi Nil’i tekrar hatıralarının ve az önce hissetmeye başladığı endişe arasında met cezir duygularla boğuşmasını daha da tetikliyordu.

devam edecek...


Tolga Nil’deki bu karışık duygu yükünü fark etmişti. Ancak Nil bir açıklama yapar umuduyla ortam ve malta köşkü ile bir iki söz etse de Nil’deki dikkat zayıflığını fark edip sustu. Oysaki bu sabah onun içinde iyi başlamış ve halen de iyi gitmekteydi. Birazdan bunu sonuçlandırmak zorundaydı çünkü iş arkadaşlarından buğra gelip onu alacaktı. Buğraya gelirken yıldızda olacaklarını söylemişti. Bir gün önce kararlaştırdıkları gibi eski arkadaşlar buluşup birlikte zaman geçireceklerdi. Net bir program yoktu ve Nil sıkılacağını söyleyip daha dün akşamdan tolgaya gelmeyeceğini belirtmişti. Sabahda Nil’in arabasıyla gelmişlerdi bu yüzden.
Yine belli belirsiz konulardan bahsederlerken aşağıdan gelen koyu renkli bmw marka ve yüksek segmentte arabayı tolga fark etti.
Buğra tolganın üniversiteden arkadaşı ve aynı zamanda ortağıydı. O da tolga gibi dış görünüşte gösterişe önem verir ve bunu da yaptıkları brokerliğin gerekçesi olarak kabul ederdi. Yanlarına geldiğinde her ikiside nazikçe ayağı kalkarak yarı resmi selamlaştılar. Bugra zayıf ve uzun boylu bıraktığı hafif kirli sakala uygun gravatsız olarak krem rengi takım elbise giymişti.peltek aksanına rağmen oldukça ciddi konuşan bir tipti. Aslında sıkıcı sayılmazdı ancak ilk izlenimde fazla bir yakınlık gösteremez zamana bağlı olarak neşelenir ve odak haline gelmeyi başarırdı. Tolga ile tam zıt kutup sayılırlardı. Tolga başlangıçta oldukça heyecanlı olur ve daha sonra kenara çekilir ortamı izler ona göre hareketini belirlerdi. Her ikiside tipik borsacıydı.

Birer fincan daha çay içtikten sonra masadan kalktılar. Nil tolganın kendisine evlilik yıl dönümünde almış olduğu Chraysler marka Jeep’ine doğru yönelmeden her ikisiylede vedalaştı. Motoru çalıştırıp ağır ağır çınar akasya ve selvilerle çevrili yoldan ağır ağır aşağıya doğru giderken aklında deniz, malta köşkü, fırtına ve batan gemi haberleriyle bağlantılı karmakarışık duygularla boğuşuyordu. Kendisinin de anlam veremediği bu karışık duygu fırtınası yormuştu onu. Bu arada İstanbul trafiği alışılmış yoğunluğuna gelmişti. Eve gitmeye karar vermişti: ancak beşiktaşa geldiğinde Barbaros bulvarına değil de akaretlere ve daha sonra yıllarca okuduğu konservatuarın yanından geçip Maçka da bir otoparka arabasını park etti. Beklide biraz yürüyüş yada alışveriş iyi gelir diye düşünmüştü. Otoparktan ağır ağır yürüyerek çıkıp Teşvikiye yönüne doğru yol almaya başladı. Sağlı sollu büyük ve gösterişli mağaza vitrinlerini inceledi duraksamadan. Saray muhallebicisine yaklaşınca bir kahve içmek için içeriye girdi. İçerisi oldukça kalabalıktı ve dışarıdaki masalarda doluydu. En köşede servis kapısına yakın ve iki kişilik bir masaya oturdu. Üzerindeki ceketi çıkartıp etrafı incelemeye koyuldu. Kafasını bulandıran tüm düşüncelerden uzaklaşmak istiyordu.
-bir tane kafe moka dedi yanına gelen garsona
Nil otuzüç yaşlarında olmasına rağmen 1.70 boylarında açık tenli balıketi denilecek dolgun bir vücuduyla daha genç gösteriyordu. Kumral saçlarını sarı tonlarda boyamayı severdi. Açık tenine rağmen çukulata tonlarında koyu renkli ruj ve abartısı olmayan hafif renkli makyajıyla her zaman ilgiyi çeken bir kadındı. Makyaj alışkanlığı yada kadınsı giyinmeyi senelerce yani tarzını hiç değiştirmemişti.
Garson kahveyi masaya bıraktıktan sonra başka bir isteği olup olmadığını sordu.
-birde günlük gazete lütfen
Nil de bu isteğine şaşırdı.

devam edecek