Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Kasım 2007       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aile işi şiddetin ikinci nedeni de eğitim düzeyinin yüksek oluşu. Eğitim düzeyi yükseldikçe eşler arasındaki şiddet daha fazla oluyor. Eğitimli kadınlar eğitimsiz kadınlarından daha fazla dayak yiyorlar. Kırsal kesimlerde yaşayan kadınlar ise tahsilli hanımlara göre daha az şiddete maruz kalıyorlar. Eğitimli olmak toplumsal alanda şiddeti azaltmadığı gibi bir özgüven ve gelişimcilik kazandırdığı için şiddeti artıran bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. (7)

Buna en güzel örnek siyaset Meydanı adlı TV programında aile içi şiddet tartışılırken hukukçu bir hanımın anlattıklarıydı. İkisi de Prof. Olan bir karı koca, erkek olan hanımına karşı şiddete başvuruyor ve soğuk kış gecelerinde bile onu balkona hapsediyor. Hukukçu hanım eşim şiddet uyguluyor diye bize başvuran Proflar bile vardı.

Aile içi şiddetin üçüncü neden ise ekonomik kökenlidir. Gelir seviyesi düşük ailelerde sosyoekonomik sorunlar yüzünden bunalan erkek tüketici gibi gördüğü kadına şiddet uyguluyormuş, gelir seviyesi yüksek ailelerde hayatla ilgili beklentilerin karşılanmamasının meydana getirdiği gerilim şiddeti körüklüyormuş. (7)

Eşler arasındaki boşanmaların % 54 ve kadı sığınma evlerine sığınmaların % 64’ü eşler arasındaki şiddet olayından kaynaklanıyormuş (7).

2.1 Şiddete Maruz Kalan Kadınların Çoğu

Şiddete maruz kalan kadınların % 80’i şiddet karşısında yapılacak bir şey olmadığına inanmaktadırlar. Bir çok kadın boşanmanın onlara getireceği olumsuz koşullar nedeniyle boşanmayı değil boşanmamayı bir hak olarak görmektedir. 1990 yılında yapılan bir araştırmaya katılan her 10 kadından birisi, kocası ona ne yaparsa yapsın kesinlikle boşanmayacağını sıkça tekrarlanan “ölürümde boşanmam” cümlesiyle ifade ederek belirtmiştir. Çünkü ana ocağından ayrılırken bu eve gelinlikle girdin, kefenle çıkarsın sözü sık sık tekrarlanmıştır. (4)

2.1 Eşinizden Gördüğünüz şiddet karşısında neler yapıyorsunuz?

- Bende Bağırıp hakaret ediyorum.
- Bazen susuyorum.
- Karşılık veriyorum.
- Konuşmaya çalışıyorum.
- Ağlayıp sızlıyorum.
- Ağlıyorum, küsüyorum, ailemden yardım alamıyorum, beni suçluyorlar.
- Dayağı yiyip evde oturuyorum. Yüz göz şiş olduğundan dışarı çıkamıyorum.
- Ağlamaktan başka bir şey yapamam.
- Anneme bile söyleyemem, benim için yanar. Ailemi niye üzeyim kendin yaptım kendim çekiyorum. Gururum var, namusun var bunları düşünüyorum. Millet dedikodu malzemesi mi olayım.
- Evden kaçtım beni Van’da yakaladılar.
- Evi birkaç kez terk ettim sonra mecbur geldim.
- Küserdim, ağlardım ne yapayım mecbur başarırdım.
- Tavır takınıp konuşmazdım.
- Gündüz beni döverdi gece gene gider onun koynuna girerdim (4).

2.2 Aile İçi İlişkilerde Saldırgan Davranışların Kaynağı

Aile içi, ilişkilerde saldırgan davranan bireyin saldırgan davranışlarının altında;

- Çocukluk döneminde yaşanılan SOSYALİZASYON
- Gençlik Yetişkinlik döneminde edinilen DENEYİMLER
- Bireyin yaşamında var olan GERİLİMLER yaratmaktadır.

Aile içi şiddete maruz kalan kadının özelikleri;

- Duygusal açıdan katı bir aile ortamından pasif olmaya yönetmiştir.
- Sosyal açıdan yalnızdır, şiddetin tüm evliliklerde olduğuna inanmaktadır.
- Saldırgan davranışlardan kendini sorumlu tutmak.
- Saldırganın bir gün değişeceğine olan inancının hiç kaybetmez, itaatkar olmaktan vazgeçmez.
- Oldukça ciddi psikolojik ve fizyolojik sorunları olmasına karşın, yaşadığı öfke ve şiddeti inkar etme eğilimindedir.
- Aile ve ev çevresindeki cinsiyet rolü gelenekselcidir. (3)

2.1 Şiddetin Kadın Sağlığı Üzerine Etkileri

A. Fiziksel Sağlık
B. Mentol Sağlık

- Yaralanmalar
- Depresyon
- İstenmeyen Gebelikler
- Korku
- Jinekolojik Sorunlar
- Anksiyete
- Aıds, cinsel yolla bulaşan hastalıklar

- Kendini küçük görme
- Abor tuşlar
- Yemek yeme sorunları
- Pelvik enflamotuar hastalıklar
- Obsesif – kompusif davranışlar
- Kronik pelvik ağrı
- Post travmatik strese bağlı astma
- Sigara, alkol ve uyuşturucu gibi kendine zarar verecek kötü alışkanlıklar. (4)


2.1 Kadınları Şiddete Karşı Nasıl Koruyabiliriz

Türkiye deki şiddete uğrayan kadına yönelik örgütlenmeler henüz çok yeni ve çok yetersiz düzeydedir. 10 misafir sığınma evinde 1270 kadın ve 1150 çocuk ve 4 danışma merkezinden 2332 kadın yararlanmıştır. (4)

2.2 Türkiye’de konu ile ilgilenen kuruluşlar

A. Gönüllü Kuruluşlar

1. Kadın Dayanışma Vakfı (1991)
2. Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı (1990)
3. İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu

B. Yerel Yönetimler

1. Bornova Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezi
2. Küçükçekmece Belediyesi Kadın Evi
A. Resmi Kuruluşlar

1. Kadın Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü
2. Başbakanlık-Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu kadın Misafirhaneleri.
3. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi krize Müdahale Merkezi
4. Üniversiteler bünyesinde kurulan (halen 11) Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri (4)

2.1 Kadına Karşı Şiddette Sağlık Bakanlığınca Getirilen Öneriler

Dünya Bankasının Kadına karşı şiddet adlı raporunda (1994) her bir ülkede sağlık bakanlığına bu alanda yapılması gerekenler konusunda ayrıntılı öneriler getirmektedir. Bu öneriler arasında;

- Aile Planlaması ve acil servisler başta olmak üzere, tam sağlık birimlerinde şiddet kurbanlarının erken teşhisi ve sevk edilmeleri için modeller hazırlanıp, uygulanmaya konulması.
- Şiddetin insidans ve prevelansı saptayacak araştırmalar yapılması
- Ulusal sağlık araştırmalarına şiddet sorunlarının eklenmesi
- Sağlık personelinin mezuniyet öncesi eğitimlerine cinsel aşağılanmanın dinamiği konusunda bilinçlendirme programlarının yaygınlaştırılması
- Suçlulara yeniden eğitim programlarının hazırlanıp uygulanması
- Adli hekimlerin bu konuda eğitilmeleri yer almaktadır. (4).