Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
14:02, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cumartesi, 06 Aralık 2025 - 14:03
Arama
MaviKaranlık Forum
Aile içi Şiddet - Ensest
-
Tek Mesaj #6
Misafir
Ziyaretçi
20 Kasım 2007
Mesaj
#6
Ziyaretçi
1. KIZ ve ERKEK ÜNİVİERSİTE ÖĞRENCİLERİ ARASINDA CİNSEL İSTİSMAR DENEYİMLERİ ve ETKİLERİ
Bu çalışma Boğaziçi Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından 97B0702 sayılı “Üniversite öğrencileri arasında çocuklukta cinsel istismar yaygınlığı, özellikleri ve etkileri” başlıklı proje kapsamında desteklenmiştir.
Çocuklukta yaşanan cinsel istismar deneyimlerinin mağdurlar üzerinde kısa ve uzun vadeli etkileri olduğu bilinmektedir. Boğaziçi Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesinden 1597 öğrencinin katıldığı bir taramada, 12 yaş öncesi ve 12-18 yaş arası cinsel istismar deneyimleri ile 18 yaş sonrası tam onaylanmamış cinsel deneyimlerin sıklığı ve özellikleri araştırılmıştır. Cinsel istismar, kendinden en az beş yaş büyük birisi ile yaşanan cinsel deneyimler olarak tanımlanmıştır. Tam onay olmayan cinsel deneyimler, kişinin zorlandığı istediği dışında gerçekleşen veya olmasını istemediği bir cinsel deneyim şeklinde tanımlanmıştır. Cinsel istismar deneyimleri ve kişi ile ilgili diğer bilgiler, 114 sorudan oluşan Finkelhor’un (1979) anketinin uyarlanmış bir versiyonu ile toplanmıştır. Katılımcılar, bilgileri bir ders saati sırasında aralarında boş iskemle bırakarak ve araştırmacıların gözetiminde doldurmuşlardır. (5)
5.1 Kız Öğrencilerde Cinsel İstismar Deneyimleri
Taramaya katılan 958 kız öğrencinin % l2’si 12 yaş öncesi, % 22’si ise 12-18 yaş arası cinsel istismar deneyimleri olduğunu belirtmişlerdir. Örneklem grubunu iki yaş dilimine ayırmadan, tüm grupta 18 yaş öncesi cinsel istismar deneyimi yaygınlığına baktığımızda bu oran % 28’dir. Ayrıca, kız öğrencilerin % 23’ünün, 18 yaş sonrası onanmamış cinsel deneyimleri olduğu görülmüştür. Kız öğrencilerin cinsel istismar ve onanmamış cinsel deneyimleriyle ilgili özellikler 1. Tabloda özetlenmiştir. (5)
TABLO 1. KIZ ÖĞRENCİLERDE CİNSEL İSTİSMAR DENEYİMLERİ
12 YAŞ ÖNCESİ 12-18 YAŞ ARASI 18 YAŞ SONRASI
MAĞDURUN YAŞI
9
15
19
FAİLİN YAŞI
29
29
26
FAİLLE YAŞ FARKI
19
14
7
FAİLİN CİNSİYETİ
(ERKEK)
% 94
% 98
% 96
FAİLLE İLİŞKİSİ
YABANCI
% 46
% 54
% 46
TANIDIK
% 26
% 42
% 52
AKRABA
% 28
% 4
% 2
FAİL BAŞLATTI
% 98
% 96
% 96
ZORLANDI
% 56
% 26
% 37
TEHDİT EDİLDİ
% 15
% 5
% 6
FİZİKSEL TEMASLI
CİNSEL DENEYİM
% 79
% 68
% 76
İSTİSMARIN
SÜRESİ (GÜN)
132
122
59
YAŞADIĞIMIZ
OLUMSUZ TEPKİ
% 84
% 61
% 70
ŞİMDİ OLUMSUZ
DEĞERELENDİRME
% 85
% 57
% 64
AÇILMA VAR
% 42
% 68
% 67
18 yaş öncesi cinsel istismar deneyimlerinde fail büyük çoğunlukla genç erkektir. Her iki yaş grubunda da faillerin yarısı kadarı mağdurun daha önceden tanımadığı bir yabancıdır. Küçük yaş grubunda akraba tarafından istismar edilme olasılığı daha yüksek iken, ergenlerde aile içi istismar çok azalmakta, bunun yerine tanıdık tarafından istismar edilme olasılığı artmaktadır.
İstismar deneyimi büyük oranda fail tarafından başlatılmış, küçük yaş grubunun % 56’sında, ergenlerin ise % 27’sinde zorlama olduğu belirtilmiştir. İstismar deneyimleri çoğunlukla fiziksel temas içermektedir. Bu eylemler daha sıklıkla öpüşme, failin mağduru cinsel bir şekilde okşaması, cinsel organlarına dokunması ve sürtünerek sevişme şeklindedir. Mağdurun faili okşaması ve cinsel organlarına dokunması 12 yaş öncesi grupta nadir olmakla birlikte, ergenlerde % 32 ve % 25 oranlarında görülmektedir. Vajinal birleşme ve ters ilişki küçük yaş grupta yüze beş ve yüzde üç, ergenlerde yüzde sekiz ve yüzde iki oranındadır. İstismarın süresi her iki yaş grubunda da bir gün ile beş yıl arasında değişirken ortalama 4 ay kadardır.
Katılanların bu deneyimi yaşadıkları zaman verdikleri tiksinti, korku ve rahatsızlık tepkileri olumsuz tepki olarak; şaşkınlık, merak ve zevk ise nötr/olumlu tepki şeklinde tanımlanmıştır. Ayrıca ankete katılanların şu anda geriye dönüp baktıklarında, deneyimi 5 nokta üzerinden değerlendirmeleri istenmiş ve yanıtları olumsuz veya nötr/olumlu şeklinde kodlanmıştır. 12 yaş öncesi deneyimler, çoğunluk tarafından, o zaman için ve geriye yönelik değerlendirildiğinde olumsuz olarak algılanmaktadır. Bu deneyim yaşandığında, oniki yaş öncesi grubun %29’u tiksinti, % 40’ı korku, %15’i rahatsızlık hissettiğini; % 14’ü merak veya şaşkınlık yaşadığını; % 2’si ise zevk aldığını belirtmiştir. Deneyimi şimdi, geriye bakıp değerlendirdiklerinde, ergenlik öncesi deneyimleri % 85’i olumsuz, % 12’si nötr ve % 3 ü olumlu olarak değerlendirmiştir. Ergenlerin ise %22’si tiksinti, % 22’si korku, % 17’si rahatsızlık yaşadığını; % 21‘i merak ya da şaşkınlık hissettiğini, %l7’si ise zevk aldığını belirtmiştir. Bugünkü değerlendirmelerin % 57’si olumsuz, % 22’si nötr ve % 2l’i olumlu sayılabilir şeklindedir.
Oniki yaş öncesi cinsel istismar deneyimlerinde değişkenlerin birbiriyle ilişkisine baktığımızda şöyle bir tablo ortaya çıkmaktadır. Bu yaş grubunda mağdurun cinsel istismar yaşadığındaki yaşı küçüldükçe fail ile yakınlığı artmaktadır. Akraba tarafından istismar edilenlerin yaş ortalaması en küçük, yabancı tarafından istismar edilenlerin ise en büyüktür. Benzer şekilde, akraba ile yaşanan istismar deneyimi en uzun (1 yıldan uzun), tanıdıkla daha kısa (9 ay), yabancı ile ise çok kısa (4 gün) sürmüştür. İstismara verilen olumsuz tepkinin failin erkek olmasıyla ilişkili olduğu görülmüştür.
Ergen dönemde istismar edilenlerin deneyime verdikleri olumsuz tepki, deneyimi yaşadıkları yaş, failin yaşı, faille yakınlığı. failin deneyimi başlatması ve zorlanma olmasıyla ilişkilidir. Mağdurun yaşı küçüldükçe, failin yaşı büyüdükçe ve aradaki yaş farkı açıldıkça mağdurun verdiği tepki olumsuzlaşmaktadır. Olumsuz tepki en büyük olasılıkla yabancı faillere verilirken. failin cinsel deneyimi başlatmış olması ve mağduru zorlamış olması olumsuz tepkiyi artırmaktadır. Az sayıda akraba ile yaşanan istismar deneyimi en uzun (1 yıla yakın), tanıdık ile daha kısa (6.5 av) ve yabancı ile en kısa (27 gün) sürmüştür.
18 yaş öncesi cinsel istismar deneyimi olan kızların yetişkinliklerinde cinsel davranış ve tutumlarını incelediğimizde cinsel istismar deneyimi olmayan yaşıtlarından farklılıklar görülmektedir. İstismar edilenlerin “çıkma” deneyimleri ve cinsel ilişki (cinsel birleşme) deneyimleri olma olasılığı daha yüksektir. İlk cinsel birleşme yaşları daha küçüktür ve bir önceki yıl cinsel ilişki yaşadıkları kişi sayısı daha fazladır.
Cinsel istismar mağdurlarının cinsel davranışlarında yaşıtlarına nazaran artma olmasına rağmen cinsel tutumlarının daha olumsuz olduğu izlenmektedir. Bu gruptakilerin kendilerini cinsellikle ilgili durumlarda çekingen ve utangaç buldukları, cinsel olarak ilgilendikleri birisiyle ilişki kurmak için inisiyatif kullanamadıkları, cinsellikle ilgili düşüncelere çok zaman ayırdıkları ve cinsel tacize uğrama olasılığından dolayı kendilerini rahatsız hissettikleri görülmüştür.
18 yaş sonrası onanmamış cinsel deneyimlerde benzer bir tablo ortaya çıkmaktadır. Failin erkek olduğu, deneyimi başlattığı, % 37’sinde zorlama olduğu görülmektedir. Aile içi istenmeyen cinsel deneyime çok nadir rastlanmakta, bu deneyimler yabancı kişiler ya da tanıdıklarla yaşanmaktadır. Mağdurun yaşadığı deneyime tepkisi olumsuz olarak algılanmaktadır. Deneyim ortalama 2 ay sürmüştür.
Bu grubun deneyime verdiği olumsuz tepki,. failin yaşı ve aradaki yaş farkı, deneyimi failin başlatması, zorlaması ve tehdit etmesi, faile yakınlığı ve deneyimin süresi ile ilişkilidir. Failin yaşı büyüdükçe ve aradaki yaş farkı arttıkça mağdurun verdiği tepki olumsuzlaşmaktadır. Failin cinsel deneyimi başlatması, mağduru tehdit etmesi ve zorlaması olumsuz tepkiyle bağlantılıdır. Yabancı faile verilen tepki olumsuzdur.
Üniversite çağında istenmeyen cinsel deneyimleri olan grubun da, bu tür deneyimleri olmayanlara nazaran daha• fazla cinsellik yaşadıkları ama cinsel durumlarda kendilerini çekingen ve utangaç buldukları izlenmiştir. Bu grubun çıkma deneyimi, cinsel ilişki (cinsel birleşme) deneyimi, eşcinsel deneyimi olma olasılıkları daha yüksek; son bir yıl içinde cinsel partner sayısı daha fazladır.
Tartışma
Sonuç olarak kız çocukların on sekiz yaşından önce cinsel istismara maruz kalma olasılıkları yüksektir.Verilerin ortaya çıkardığı tablo failin genç erkek olduğu, cinsel deneyimi başlattığı, amacına ulaşmak için zor kullanabildiği ve cinsel etkileşimlerde aktif taraf olduğudur. Mağdur ise genelde pasif rolde görünmektedir ve bu deneyimden olumsuz şekilde etkilenerek çıkmaktadır.
Çocuk yaştaki mağdurun henüz fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak hazır olmadığı ve tam anlamadığı cinsel deneyimi onaması söz konusu değildir. Hem yaşı itibariyle, hem de sahip olduğu fiziksel güç ve sosyal konum itibariyle güç dengesi büyük ölçüde failin lehinedir. Edilgin durumda olan mağdurun bu deneyimi yaşadığı zaman ve yetişkin yaşa geldiğindeki değerlendirmesi, kendisi için olumsuz olduğu yönündedir. Klinik veriler de yetişkinlik öncesi yaşanan bu deneyimlerin travmatik olduğu ve yetişkinlikte çeşitli patolojilere yol açtığını göstermektedir. Verilerden ortaya çıkan tablo ve bunların yorumu başka ülkelerde yapılmış bir çok çalışmayla uyumludur.
İstismar edenlerin yansı kadarı daha önce hiç tanımadıkları genç bir erkek tarafından istismar edilmektedirler. Başka ülkelerde yapılan çalışmalar istismar failinin çoğunlukla çocuğun tanıdığı birisi olduğunu göstermektedir. Bu fark olasılıkla bazı kültürel etkenlerden kaynaklanmaktadır. Kültürümüzde kızların ve kadınların namuslarının bekçisi erkeklerdir. Yakını olan kadının iffetli olması erkeğin şerefinin önemli bir parçasıdır. Bu durumda istismarcı erkek başka kültürlere nispeten kendi ailesinden kızları ‘lekelemekten’ kaçınıyor, yabancı kız çocuklarını hedef alıyor olabilir. Bu olguyla ilintili olarak, toplumumuzda akrabalık ilişkileri çok önemlidir. Sosyal etkileşimlerde ‘doğru ve iyi’ niyet ve yaklaşım, akrabalık ilişkisi varmışı çağrıştırır şekilde biçimlendirilir. Örneğin, satıcının müşterisine ‘yenge’ diye hitabında, arkadaşının karısına ‘bacım’ denilmesinde erkeğin muhatap aldığı kadına karşı ‘iyi niyetli’ olduğu ifadesi gizlidir; yani cinsel tabular ifade edilmektedir. Aile ve yakınlara ilişkin güçlü cinsel tabular bu alanın dışında kalanlara karşı cinsel yaklaşımları daha olası kılıyor olabilir. İslami kültürün etkisiyle daha geleneksel çevrelerde aile içinde cinsiyetler birbirinden çoğunlukla ayrıdır; daha doğrusu kız ve kadınlar denetlenir ve erkeklerden uzak tutulur. Bu nedenle de aile ve tanıdık çevresinde genç erkeklerin kız çocuklarla yakın teması nispeten zor olabilir.
Akraba tarafından istismar edilenler en küçük yaşta ve en uzun süreyle bunu yaşamışlardır. Küçük yaştaki çocuğun dış dünyayla ilişkisi nispeten azdır, en fazla aile bireyleriyle temas içindedir ve en korunmasız olanıdır. İlişkisi en yakın çevresiyle en fazla olduğundan ve haklarını korumakta donanımsız olduğundan yakın ilişki içinde olduğu kişiler tarafından ve uzun süreli olarak örselenebilmektedir.
İstismar mağdurlarının istismar edilmeyenlere nazaran cinsel davranışlarının artmış ama cinsel tutumlarının daha olumsuz olduğu görülmüştür. Klinik veriler bir çok cinsel istismar mağdurunun cinsel davranışlarının arttığını, daha çok sayıda partnerle sık cinsel ilişki yaşadıklarını göstermektedir. Bu kişiler karşı cinsten, hatta herkesten, ilgi, beğeni, sevgi ve maddi kazanç elde etmek için gerekli ve tek yolun bedenlerini ve cinselliklerini sunmak olduğunu öğrenmişlerdir. Sevgi ve güven ilişkileri kökten bozulmuştur. Mağdur her yeni deneyimle tekrar travmatize olur, özgüveni azalır, ve çaresizlik duyguları yaşayabilir, Normal cinsel gelişimi sekteye uğramış olan kadın bir kısır döngü içinde, bir yandan duygusal boşluğunu doldurmak için cinsel ilişkiler yaşar, diğer yandan da bu ilişkilerden zarar görmektedir. (5 )
5.2 ERKEK ÖĞRENCİLERDE CİNSEL İSTİSMAR DENEYİMLERİ
Taramaya katılan 639 erkek öğrencinin % 5’i 12 yaş öncesi, % 13’ü ise 12-18 yaş arası cinsel istismar deneyimleri olduğunu belirtmişlerdir. İki yaş dilimi birleştirildiğinde tüm erkek örneklem grubunun % 1 6’sının 18 yaş öncesi cinsel istismar deneyimi olduğu görülmektedir. Erkek öğrencilerin %15’i ise onsekiz yaş sonrası onanmamış cinsel deneyimleri olduğunu belirtmişlerdir. Erkek öğrencilerin cinsel istismar ve onanmamış cinsel deneyimleriyle ilgili özellikleri, 2. Tabloda özetlenmiştir.
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 14:03
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...