Arama


GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
15 Mart 2006       Mesaj #19
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
TÜRKİYEDE PETROL ARAŞTIRMALARI

İlk petrol hikayesi Evliya Çelebi tarafından 18. Yüzyılda kaleme alınmıştır.
İkl bulgular 19. Yüzyılın sonuna doğru Trakya yarımadasında yapılmıştır.
1935 de MTA’nın kurulması ile başlamıştır.
İlk üretim kuyusu 1940 da Ramanda açılmıştır.
1954 de MTA petrol faaliyetlerini TPAO’ya devretmiştir.
TPAO çeşitli yabancı ülkelerle ortak anlaşmalar yaparak faaliyetini sürdürmektedir


Türkiye'de Petrol Aramacılığının Tarihçesi

Türkiye'de petrol aramacılığının kökleri Osmanlı dönemine kadar uzanır. İlk sondajlı arama faaliyeti, İskenderun civarında Çengen'de 1890 yılında delinen ve gaz emarelerine rastlanan sığ kuyulardır. (Gümüş ve Altan.,1995). Trakya'da Ganos civarında 1898 yılında delinen sığ kuyularda petrol ve gaz emarelerine rastlanmıştır. Yabancı şirketler ortaklığıyla 1914 yılında kurulan Turkish Petroleum Company Musul'da petrol aramaya başlayacakken Birinci Dünya Savaşı çıkınca faaliyetini durdurmuştur.

Cumhuriyetin kuruluşunu takiben, Hükümet, Türkiye sınırları içindeki petrol kaynaklarını bizzat kendisinin araştırmasını ilke olarak kabul etmiştir. Bu amaçla 24 Mart 1926 tarihinde kabul edilen 792 sayılı Petrol Yasası ile Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bütün petrol ve petrol bileşiklerinin tabi olduğu madenlerin aranması ve işletilmesi hakkı Hükümete verilmiştir. Bu dönemde ilk jeolojik etütler başlamış olmasına rağmen, önemli sayılacak arama faaliyetleri 20 Mayıs 1933 tarihinde 2189 sayılı yasa ile Petrol Arama ve İşletme İdaresi'nin kuruluşundan sonradır. Midyat civarında 13.10.1934 ile 15.6.1936 tarihleri arasında 1351 metreye kadar delinen Baspirin-1 arama kuyusu Türkiye'de delinen ilk derin kuyu olarak kabul edilir.

Maden Tetkik ve Arama (MTA) Enstitüsü'nün 22 Haziran 1935 tarih ve 2804 sayılı kanunla kurulmasıyla Petrol Arama ve İşletme İdaresi de MTA'ya bağlanmış ve petrol arama faaliyetleri artık MTA tarafından yürütülmüştür. Kuruluş kanununda temel görevi "Ülkede işletmeye elverişli maden ve taş ocağı sahalarının bulunup bulunmadığını, işletilen maden ve taş ocaklarının daha faydalı şekilde işletilme koşullarını araştırmak ve buna yönelik arama işlemleri, bilimsel, jeolojik ve teknolojik tetkikleri yapmak, harita plan ve kesitler hazırlamak, proje, fen raporları ve karlılık hesapları yapmak ve madencilik sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek" olarak belirlenen MTA Enstitüsü (MTA, 2001), bu görevini yerine getirmek için günün şartlarına göre yoğun çalışma içinde olmuştur. Petrol arama faaliyetleri, Güneydoğu Anadolu, İskenderun, Adana, Van ve Trakya'da jeolojik ve jeofizik etütler ve sondaj faaliyetleri ile sürdürülmüştür.

Güneydoğu Anadolu'da 1940 yılında Batman'ın güneyinde delinen Raman-1 kuyusunda petrole rastlanmış, ticari anlamda petrol keşfi ise 1945 yılında delinen Raman-8 kuyusunda yapılmıştır. Raman sahasında petrol keşfinden sonra Garzan sahası da 1951 yılında keşfedilmiştir. Raman sahasında Maymune Boğazında 1942 yılında günlük 3 ton kapasite ile kurulan rafineriden sonra 1948 yılında Batman'da 200 ton günlük kapasiteli rafineri kurulmuş, yıllık kapasite 1955 yılında 330.000 tona çıkarılmıştır.

Petrol faaliyetleri 7/3/1954 tarihinde kabul edilen 6326 sayılı Petrol Kanunu ile kendi yasal çerçevesine kavuşurken yerli ve yabancı özel sermayeye de açılmıştır. Aynı tarih ve 6327 sayılı Kanunla Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı kurularak MTA'nın ilgili birimleri TPAO'ya bağlanmıştır. Petrol Kanunu'nun uygulanmasının denetimi de Petrol Kanunu ile kurulan ve adı daha sonra "Petrol İşleri Genel Müdürlüğü" olarak değiştirilen "Petrol Dairesi Reisliği"ne verilmiştir.

Cumhuriyet döneminde, ilk kuyunun delindiği 1934 yılından halen uygulanmakta olan Petrol Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 1954 yılına kadar geçen yirmi yıllık sürede 37 adet arama, 7 adet tespit, 13 adet üretim ve 19 adet test kuyusu olmak üzere toplam 76 adet kuyu delinmiş ve toplam 95.881 ton petrol üretilmiştir (Gümüş ve Altan, 1995).

Petrol Kanunu, günün ekonomik ve siyasal koşullarına göre birkaç defa değişikliğe uğramış, bunlardan 18/4/1973 tarih ve 1702 sayılı Kanunla yapılan değişiklik devletçi, 30/3/1983 tarih ve 2808 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ise liberal yönde olmuştur. Esas olarak liberal bir kanun olan Petrol Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle yabancı petrol şirketleri Türkiye'ye akın etmiş

Türkiye'de arama faaliyetlerindeki ikinci sıçrama 1980'li yılların ilk yarısında yaşanmıştır. Petrol şoku sonrası artan fiyatlardan ve yerli üretimin devamlı azalmasından dolayı, 1960-1975 yılları arasında düşük seviyede gerçekleşen jeolojik ve jeofizik faaliyetler, 1975 yılından sonra devamlı bir artış göstermiştir. Jeofizik faaliyetler 1982 yılında 217 ekip-ay ile rekor kırmıştır (PİGM, 1992). Jeolojik ve jeofizik faaliyetlerdeki artışa paralel olarak sondaj faaliyetlerinde artış olmuş, 1986 yılında delinen 125 kuyuda 263.246 metrelik rekora ulaşmıştır. Bu dönemdeki yoğun arama faaliyetleri yeni keşiflere yol açmış, özellikle 1988 yılında Karakuş sahasının keşfiyle üretim artışı yaşanmıştır. Üretim, 1991 yılında 4.45 milyon ton ile rekor kırmasına rağmen, aynı yıl içindeki 21.16 milyon tonluk sivil tüketimin ancak % 21'ini karşılayabilmiştir. TPAO, 1990-1999 yılları arasında yıllık üretimini 2 milyon tonun üzerinde, 1991 yılında da rekor kırarak 3.3 milyon ton olarak gerçekleştirmiştir.


TPAO ve yabancı şirketlerin arama faaliyetlerinin azaldığı 1990'lı yıllarda keşfedilen yeni sahalar küçük olduklarından, üretim azalmasını karşılayamamıştır. Toplam üretim 2001 sonu itibariyle 2.55 milyon tona düşmüş ve 28.63 milyon tonluk sivil tüketimin ancak % 9'unu karşılayabilmiştir (PİGM, 2002). Günümüzdeki eğilim değişmediği taktirde, petrolde dışa bağımlılık daha da artacaktır.

Doğal gaz piyasasında dışa bağımlılık daha fazla olup hemen hemen tamamen ithalata bağlıdır. TPAO tarafından Trakya'da 1970 yılında keşfedilen Hamitabat ve Kumrular sahalarını 1980'li ve 90'lı yıllarda diğer sahalar izlemiştir. Üretilen doğal gaz sınırlı olarak elektrik üretiminde ve lokal olarak sanayide kullanılmış, Türkiye çapında veya bölgesel boyutta altyapı ve pazar oluşmadığından doğal gaz kullanımı uzun süre sınırlı kalmıştır. Doğal gaz ithalatı 1987 yılında başlamış ve yapılan ithal bağlantılarıyla yıllık doğal gaz ithalatı hızla artmış ve kullanımı yaygınlaşmıştır. Son yıllardaki ekonomik küçülme ve gerçekçi olmayan talep öngörüsüne dayalı ithalat bağlantıları nedeniyle, 1999 yılında 731 milyon metre küpe ulaşan yerli doğal gaz üretimi azaltılarak 2001 yılında 311 milyon metre küpe düşürülmüştür. 2001 yılında doğal gaz ithalatı 15.52 milyar metre küp, tüketimi de 15.83 milyar metre küp olmuştur.

Türkiye'de 2002 yıl sonu itibariyle toplam 3015 kuyuda 5 963 507 metrelik sondaj yapılmıştır. Bu kuyuların cinslere göre dağılımı Tablo 1'de verilmiştir. Tablo 1 incelendiğinde, arama kuyularının % 60'ının TPAO, % 5.4'ünün MTA, %0.3'ünün diğer yerli şirketler, % 28'inin yabancı şirketler, % 6.3'ünün de yerli ve yabancı şirket ortaklığı tarafından delindiği görülür.



dagarcik10011cbk119ha17mn
Son düzenleyen GusinapsE; 10 Nisan 2006 20:45