Arama


Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
30 Kasım 2007       Mesaj #34
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Amerika Atmosferi "Özgürleştiremiyor"
17-02-2005
Modern dünyanın en ciddi problemlerinden olan küresel ısınma ile ilgili Kyoto Protokolü, 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girdi. Protokolün amacı, seragazı salınımlarını, 1990 düzeyinin yüzde 5.2 altına çekmek ancak atmosfere salınan seragazının yaklaşık yüzde 25’inden sorumlu olan Amerika Birleşik Devletleri, protokolü tanımıyor. Gerekçesi ise ekonomisinde meydana geleceğini iddia ettiği 400 milyar dolarlık kayıp. Protokolü reddeden bir diğer ülke de Avustralya. İmza atmasına karşın pek çok Avrupa ülkesinin protokolün yükümlülüklerini yerine getirip getirmeyeceği ise tartışma konusu.
Ahmet Görmez
Japonya’nın Kyoto kentine 1997 yılında imzalanan Kyoto Protokolü, gelişmiş ülkelerin seragazı salınımlarını 2008-2012 yılları arasında 1990 düzeyinin yüzde 5.2 altına çekilmesini hedefliyor. Özellikle kömür, petrol gibi karbon temelli yakıtların yoğun kullanımı ile özellikle kozmetik sektöründe çok kullanılan kloroflorokarbon, atmosferdeki karbondioksit oranında ciddi artışa sebep oluyor. Bu artış, yeryüzünden sekerek atmosferi terk etmesi gereken güneş ışınlarının bir bölümünün daha atmosferde hapsolmasına yol açıyor. Sera Etkisi ya da Green House Effect olarak anılan bu olay sonucunda küresel ısınma oluşmuş oluyor.

Felakete 1,2 Derece Kaldı
Sanayi Devrimi’nden bu yana dünyanın ortalama sıcaklığı 0,8 derece arttı. Bu artışın 2 dereceyi geçmesi halinde gezegeni, geri dönüşü mümkün olmayan çevresel felaketler bekliyor.
Avrupa Komisyonu’na göre; Avrupa Birliği, ABD, Kanada, Rusya, Japonya, Çin ve Hindistan, dünya atmosferine yönelik seragazı salınımlarından sorumlu tutuluyor. ABD tek başına, sera etkisi yaratan gazların %25’inin atmosfere salınımına neden oluyor.

Al Gore İmzaladı, George Bush Çekildi
Bilimadamlarının bu uyarıları, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) için herhangi bir anlam ifade etmiyor. ABD, Bill Clinton döneminde, dönemin başkan yardımcısı Al Gore tarafından imzaladığı Kyoto Protokolü’nden, George W. Bush’un iktidara gelmesi ile çekildi. Bush’un bu kararında Kömür ve Petrol devi şirketlerden aldığı ciddi maddi desteğin olduğu iddia ediliyor.
George Bush’un ve diplomatları ise, “küresel ısınma ile ilgili teorilerin henüz tam olarak kanıtlanamadığı” gerekçesiyle Kyoto Protokolü’ne taraf olmadıklarını belirtiyor. George Bush 14 Şubat 2002’de, Küresel Isınma ile ilgili konuşmasında şu cümleleri sarf etmişti: “Kyoto Protokolü, Birleşik Devletler ekonomisinde derin ve ani kısıtlamalara neden olacak ve ekonomiyi keyfi bir hedef haline getirecektir. O (Protokol), Ekonomimizde 400 milyar dolara kadar çıkabilecek bir kayıp yaratacak ve 4.9 milyon insanın işsiz kalmasına yol açacaktır… Birleşik Devletler Başkanı olarak, Amerikan halkının ve işçilerinin refahını korumakla yükümlüyüm. Sağlam temelleri olmayan uluslar arası bir tehlike için milyonlarca vatandaşımı işinden çıkaramam”. Bush’un bu görüşüne en büyük destek ise, Competetive Enterprise Institude’dan geliyor. Enstitü’nün, Kyoto Protokolünün yürürlüğe girmesi ile ilgili yaptığı açıklamada: “İklim değişikliği konusunda bu hafta yürürlüğe giren Kyoto Protokolü, dünyanın pek çok sanayileşmiş ülkesinin akılsız bir eylemini temsil ediyor. O (protokol), küresel ısınmanın hafifletilmesi konusunda herhangi bir atmayacağı gibi, dünyayı ekonomik bir felakete sürüklemektedir. O, yanlış bir soruna, yanlış bir zamanda yanlış bir çözümdür” ifadeleri dikkat çekiyor.
Başkanların bu açıklamasına karşın, Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi, Kyoto protokolünün imzalanması gerektiğini savunuyor.

Sorun Sadece ABD Değil
Kyoto Protokolünün 1997 yılında imzalanmasına kadar 2005 yılı başına kadar işlevsellik kazanamamasının nedeni, 1990 yılındaki toplam karbondioksit emisyonunun en az yüzde 55’inden sorumlu olan sanayileşmiş ülkelerin anlaşmaya taraf olması zorunluluğu. 2004 yılı sonunda Rusya’nın da protokole taraf olmasıyla anlaşma işlevsellik kazandı.
Ancak protokole tam olarak uyulup uyulmayacağı büyük tartışma konusu. AB ülkelerinin tamamının protokolü tanımasına rağmen, 1994 yılından bugüne seragazi salınımlarında meydana gelen ciddi artış ve bu artışın büyük bir bölümünde sorumluların gelişmiş ve zengin ülkeler olması, Kyoto Protokolü’nün sadece kağıt üzerinde kalma tehlikesine yol açıyor.

Türkiye’nin Henüz Bir Yükümlüğü Yok
Türkiye’nin henüz Kyoto Protokolü kapsamında herhangi bir yükümlülüğü bulunmuyor ancak 15 Şubat 2005 tarihinde, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Greenpeace Akdeniz ve Eurosolar Türkiye imzasıyla yayınlanan basın bildirisinde, Türkiye’nin, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne 24 Mayıs 2004 tarihinde taraf olduğu hatırlatılıyor ve Türkiye'nin;
- Seragazı envanteri ile orta ve uzun vadeli seragazı öngörüm çalışmalarının başlatması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının arttırması,
- Enerji verimliliği çalışmalarının ilerletmesi,
- Toplu taşımacılık sistemlerinin yaygınlaştırması,
- Sürdürülebilir atik yönetiminin yasama geçirmesi ve
- Ormanlaştırma çalışmalarının hızlandırması gerektiğini yönünde çağrıda bulunuyor. Aynı açıklamada, Bu çalışmalar doğrultusunda, Türkiye’nin Kyoto Protokolü ve 2012 sonrasındaki yükümlülüklerinin de belirlenebileceği ifade ediliyor.



İlgili siteler:
BM İklim Değişikliği Çerçeve sözleşmesi (UNFCC)
WWF Türkiye, Doğal Hayatı Koruma Vakfı
Çevre ve Orman Bakanlığı, Sera etkisi ve Küresel Isınma
Eurosolar, Avrupa Yenilenebilir Enerjiler Birliği Türkiye Bölümü
Greenpeace Türkiye
Competetive Enterprise Institude
George Bush’un Küresel Isınma ile İlgili Konuşması


Bu doküman, ilef.net | Akıl Defteri | Özel Haber | Amerika Atmosferi "Özgürleştiremiyor" adresinden alınmıştır.