Arama


MYDMR - avatarı
MYDMR
Ziyaretçi
1 Aralık 2007       Mesaj #2
MYDMR - avatarı
Ziyaretçi
BİLİNÇALTI BİLİNÇ VE BİLİNÇÜSTÜ

Bu kavramalar artık günlük konuşma diline girdi. En çok dile gelense bilinçaltı. Herhangi bir şeyle karşılaştığımızda araya bir bilinçaltı sözcüğünü sıkıştırıveriyoruz. Elbette ki bilinçaltı etkileri göz ardı edilemez ancak, bilinçaltı o kadar çok kullanılmaya başladı ki bilinç ve bilinçdışı hiç anılmaz oldu. Bilinci ve bilinçdışını bu kadar bastıran bilinçaltında neler var? Neden bu kadar önemli? Her olanın nedeninin bilinçaltında aramamız doğru mu? Bilinci ve bilinçdışını ne kadar etkiliyor? Sorular çoğaltılabilir.

Her üç kavramda bil’den türüyor. Bilincin oluşabilmesi için bilinçaltı ve üstüne ihtiyacımız vardır. Geçmiş ve gelecek arasındaki bilinç, anı belirler. Bilinçaltı geçmişle ilgilidir. Geçmiş tüm yaşantılar bilinçaltında depolanır. Bu deponun yapısı normal algının ötesindedir. Bilinçaltı ya da üstü boyutlardan oluşur. Normal bir algıyla ayırt edilemeyen bu boyutlara geçişlerin sınırları çok net değildir. Ancak sezgilerimizle anlayabileceğimiz türdendir.

Bu incelemeyi geçmiş gelecek ve şimdi olarak ele alalım. Farklı bakış açılarından değerlendirmeleri çok okuduk ve dinledik. Şu anda bu kavramlar hakkında herkesin bir fikri (bilinci) var.
Bilinçaltı alanında bulunan bilgiler anılar şeklinde çıkar. Ancak bu çerçevede bilinçaltına girmiş olan her bilgi kişisellikten çıkarak toplumsallaşır. Buradaki etkileşim çok güçlüdür. Buna işlenmiş enerji de diyebiliriz. Bilinçdışından gelen enerjileri bilinçte işleyerek bilinçaltına gönderilir. Var olan her varlığın bir bilinçaltı vardır. Birey bilinçaltı eşiğinden içeri girdiği andan itibaren sadece kendi alanına girmez. Her olanın bilgisi vardır bu alanda, bitki ve hayvanlar hatta diğer varlıkların geçmiş bilgisine ulaşılabilir. Bilinçaltına yapılacak yolculukta var oluşa kadar gidilebilir.

Bilinçaltı çalışmaları sırasında ortaya çıkan bilgiler hiçbir zaman kesin değildir. Bilinçaltında var olan tüm her şey etkileşim içine girmiştir. Bilinçli bir çalışmayla bu dönüştürülebiliyor. Ama eğer toplumsal hipnozun etkisi altındaysanız bu dönüştürme işlemini gerçekleştiremiyorsunuz. Bilincimizdeki inanç, alışkanlıklar, bilgiler, deneyimler, anılar dönüştürme sürecine etki eder. Kafa karışıklığı tam da bundan doğar. Bilinçaltı çalışması yapılmadan önce bilinçte çalışma yapılmalıdır. Kavramların bizim için anlamı inanç sistemimizdir. Anılarımız ve bu anılardan geriye bize kalanlar. Elbette bu zor bir süreçtir. Ancak bilinçaltı eşiğine inebilmemiz zihni yeniden programlamaktan geçer. Şimdiye ait bir bilinç oluşturulmalıdır.

Eğer şimdiye ait bir bilinç oluşturulmuşsa bilinçaltı çalışmalarına da gerek kalmayacaktır. Geçmişe yolculuk yapmanın anlamsızlığı ortaya çıkar. Odak şimdi ve gelecek olur. Eğer şimdiyi oluşturabiliyorsak geleceği de yaratabiliriz.

Bilinç üstü alan gelecekle ilgilidir. Henüz işlenmemiş saf enerji vardır. Saf enerjiye form verebilmek ancak bilinçaltını kapatıp bilinci temizledikten sonra mümkündür. Saf enerjiye saf düşünceyle erişilebilir. Bilinç üstünde henüz olmamış olanlar, niyetlerimiz ve hayallerimiz vardır. Hayaller gerçekleşirken etkileşime tabi kalır. Kuantum noktasıdır. Kuarkların maddeye dönüşürken tam da hayalini kurduğumuz şekliyle form alması için etkileşime girmesi gerekir.
Bilgisayar artık günlük yaşamın bir parçası ve zihnimizin küçük bir kopyasıdır. Arada bir reset atmak, işe yaramayan dosyaları çöpe atmak, çöpü boşaltmak, farkında olmadan yaptığımız işler arasındadır. Bilince aynısı uygulanabilir. Bunun için çok sayıda yöntem var. En doğru yöntemi deneyerek buluruz.
Eğer enerjiyi kuark düzeyinde algılayabilirsek onu maddeye dönüştürebiliriz. Basit ama kolay değil. Öncelikle bilinçaltını yani geçmişi ait olduğu yere koyarak. Sonra bilinci yeniden yapılandırarak sonra da saf enerjiye odaklanarak.

Toplumsal bilincin etkisinden çıkmak için aşağıdaki çalışmayı önerebilirim.
Meditatif duruma geçin, rahatlayın, derin nefesler alın. Karşınızda sizi bu bilince programlayan bir doktor var. Artık hipnozdan çıkmak istediğinizi söyleyin. İhtiyacınızın kalmadığına onu ikna edin. Ve sizi hipnozdan çıkarmak için kullandığı alete odaklanın. Bu kolyenin ortasındaki helezonun tersine döndüğünü görün. Yavaş yavaş uyanmaya başlıyorsunuz rahatlıyorsunuz. Geriye döndükçe şimdiye kadar yüklendiğiniz her şeyin silinip gittiğini görüyorsunuz. En son zerre kalıncaya kadar devam ediyorsunuz. İşlem bittiğinde kendinizi kuş kadar hafif hissediyorsunuz. Artık ne olduğunu ve ne yapmak istediğinizi biliyorsunuz. Şimdiye ve buraya dön.
Bu çalışma diğer yapılacak çalışmalardan sadece bir tanesi. Uyanık kalmak zordur. Çünkü çoğunluk uyku halindedir. Ve sizi tekrar uykuya sevk etmek isteyenler olabilir. Aşk için para için ya da hayalleriniz için. Başınızı asla yere çevirmeyin. Çünkü gelecek göklerdedir. Saf enerji orada. Hayalleriniz belki kendi gerçek özünüz. Onları birer birer aşağı indirin.

Olmamış olan her şey bilinçdışındadır. Kaynak sonsuzdur. Bu evrende var olan herkese yetecek kadar enerji mevcuttur. Dünyada yokluktan kaynaklanan sorunlar sadece geçmişten gelen yokluk bilincinin etkisindedir. Her zaman bir çözüm vardır. Talepleri karşılayacak enerjiyi dünyaya çekmek mümkündür. Hipnozun etkinden çıkıp ihtiyacımız olanı aşağı çekebiliriz. Daha fazla enerjinin dünyaya çekilmesi için de daha çok insanının uyanması gereklidir. Saf enerjinin dünyaya akması için önce negatif enerjiyi aşağı indirmek gerekiyor. Zaman zaman bu enerji temizlense de insanlık bilinci sürekli olarak bunu üretmektedir. Atmosferi olduğu gibi kapladı. Saf enerji içeri girmekte zorlanmakta.