Arama


Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
6 Aralık 2007       Mesaj #397
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Derbiyi fazla büyütmeyin

7 189614 orkun280

Fenerbahçe ile oynamakla, herhangi bir takıma karşı oynamak arasında pek fark kalmadı.
6.12.2007


Fenerbahçe ile oynamakla, herhangi bir takıma karşı oynamak arasında pek fark kalmadı. Avantajlı olan biziz
Küme düşen takım kalecisinin transferiyle, 13 yıldır çalışmayan hocanın transferi bence aynı şey...
Galatasaray’a transfer olduğunda, kimse onun böylesine başarılı bir performans ortaya koyacağını tahmin etmemişti. Ama şimdi Sarı-Kırmızılı ekip, Süper Lig’in en az gol yiyen takımı konumunda, 14 hafta geride kalırken. Mimikleri, heyecanı, motivasyonuyla taraftarın gönlünde taht kurmaya başladı bile. Yayın danışmanımız Hakan Can, Türk futbolunun belki de son dönemlerdeki en renkli kalecisi Orkun Usak’la çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdi. Söz sırası şimdi Orkun’da:

İyi ki ayrılmışım

1997 yılında Galatasaray’ın PAF Takımı’nda oynamayı reddettim. Çünkü kişisel gelişimime bir şey katacağına inanmıyordum. Galatasaray’ın bünyesinde 2-3 sene, 2. ve 3. lig takımlarına kiralandım. Şimdi geldiğim yerde o günkü kararımın büyük etkisi var. Neyi başarıp başaramadığınızı antrenmanda öğrenemezsiniz. Önemli olan maçta oynamak ve performansınızı görmek. Herkes benim iyi bir kaleci olduğumu söylüyordu. Ama bir türlü başaramadığımı Erciyes’te başardım...

Dönüşüm çok tuhaftı

Florya’ya geldiğim ilk gün yabancı bir kulübe gelmiş havası vardı, ama bir de daha önceden oynamış olduğum yere gelmenin değişik bir havası vardı. Çoğu insanı tanıyorsun ama yabancısın! Kamp dönemi biraz zordu. Futbolcular yeni, hoca yeni. Kamp dönemi duygusal yönden benim için çalkantılı geçti.


Kazağıma bile taktılar

Bu gariplikte bir parça basının da payı var. Ben istedim ki, oyunumla ilgili eleştiriler olsun. Ama maçta giydiğim kıyafete, arkadaşlarımla saha içindeki diyaloglarıma bile laf söylendi. Küçüklüğümden kalma mimiklerim var. Ona bile eleştiri yaptılar. Benim oyunumla ilgili ne olumlu ne de olumsuz bir eleştiri var. Boğazlı kazak giymemi dahi eleştirmeleri gerçekten beni çok üzüyor.

Kalli’nin yaklaşımı harika

Kalli hoca, 2-3 idman sonra benle konuştu. Sonra da Aykut’la konuştu. Sezon içerisinde bizden ne beklediğine dair bir konuşma yaptı. Oynamadığım Vestel maçında yine bir konuşma yaptık. Teknik direktörümüz, Aykut ve benle devamlı diyalog halinde. O gün neden beni ya da Aykut’u tercih ettiğini açıklıyor ve sahaya rahat çıkıyoruz. Hocanın bu yaklaşımından dolayı oynamadığınız zaman üzülmüyorsunuz. Teknik direktörümüz 45-50 yıldır futbolun içinde. Hem yaşam adına hem de futbol adına ne yapılması gerekiyor, ne yapılmaması gerekiyor hepimizden çok daha iyi biliyor.

Babam bile gol yememi istedi!

İlk yediğim gol beni yıkmadı. 6. maçta gol yedim. Babam bile esprili bir şekilde, “Artık golü ye de rahatla” diyordu. Galatasaray’ın kalesinde kendini çok fazla gösterecek pozisyon gelişmiyor. Oysa herhangi bir takımda devamlı pozisyon geldiği için kaleci performansı daha fazla ön plana çıkabiliyor.

Türk kaleci kompleksi var

Ben bir Türk kalecisiyim. Bu takımda daha önce Mondragon, Taffarel ve Simoviç gibi iyi yabancı kaleciler görev almış. İnsanların bu takımın kalesinde yine bir yabancı kaleci olmasını istediğini ve “Ona güveniriz” imajı olduğunu sezdim. İnsanlarda, “Nasıl olur da Galatasaray kalesinde küme düşmüş bir takımın kalecisi olur?” kaygısı var. ‘Küme düşmüş bir takımın kalecisi nasıl Galatasaray’ın kalesini korur’ ile ‘13 yıldır takım çalıştırmamış bir hoca nasıl Galatasaray’ı çalıştırır’ bence aynı şey.

Beni bilmeleri mümkün değil

Bizimle bir arada yaşamayan, mesaisi olmayan insanların hakkımızda yaptığı yorumlar sadece 90 dakika gördüğü kadar olur. Ben ne yapıyorum, nasıl bir insanım? Bunları bilmesi mümkün değil. Hayatımda her zaman bir adım öncesinden, bir adım sonrasında çok daha iyi şeyler yapacağıma inanıyorum.

Mondragon da sorun yaşadı

Ben buraya gelene kadar 100 maç oynadım, ama hiçbirisi burada oynadığımız 1 maç kadar değerli değil. Burada, sanki senden önceki kaleci devam ediyor da, sen onun bıraktığı 6 yıldaki performansı devam ettirecekmişsin gibi bir beklenti var. Benim yaşadığım sorunları Mondragon da ilk zamanlarında yaşıyordu.

Gol yersiniz, 10 kişi size bakar

Kalecinin kendi içinde farklı bir dünyası vardır. Kaleci olacak bir insanın kafa olarak ve ruhen diğer oyunculardan çok daha güçlü olması gerektiğine inanıyorum. Sellere, fırtınalara maruz kalan birinci isim kalecilerdir. Takım mağlup olur, onlar üzülür. Ama sen, hem mağlup olduğun için üzülür hem de gol yediğin için üzülürsün. Kalecilik yapan insanlar beni çok daha iyi anlayacaktır. Penaltıdan dahi gol yeseniz, kendi kendimize devamlı sorular sorarız. Bir hata yaparsınız, önünüzdeki 10 kişi size bakar. Ya kafanızı kuma gömeceksiniz ya da motivasyonunuzu sağlayıp oyuna döneceksiniz.

Süreci çok iyi geçirdik

Derbi maçlar eskiden ligdeki konumunuzu belli ediyordu. Ama şimdi öyle bir düzen yok. Her takım, her takımı yenebiliyor. Fenerbahçe ile oynamakla, herhangi bir takımla oynamak arasında pek fark kalmadı. Şu anda 4 puan öndeyiz ve bizim için bu bir avantaj. Tabii ki bu maçın psikolojik baskısının yoğun olacağı kesin. Bence yeni oluşan bir takım için şu an geldiğimiz nokta çok önemli. Şimdi herkesin kendini ispat dönemine girdik. Bu süreci biz çok olumlu geçirdik.

Baskı olacağı kesin

Fenerbahçe’ye karşı sanırım Kadıköy’de 3 ya da 4 karşılaşmam var. Dışarıda şöyle bir söylem var: “Fenerbahçe’yi yenin, ama şampiyon olmayın!” kaybettiğiniz zaman cebinizdekileri almıyorlar, eksi de olmuyorsunuz. Ama tabii ki psikolojik olarak diğer maçlardan daha ağır geçeceği belli.

Anlatsam roman olur

Şu an için konuşursak, kariyerim bence bir başarı öyküsü. 1997 yılında Beykozspor’da profesyonel oldum. 2007’de Galatasaray’da oynuyorum. 10 senede yapılmaması gereken o kadar çok hata yaptım ki, buna rağmen bir şeyler verebiliyorsam futbola, o iradeyi ve azmi göstermişsem, gerçekten kitap olur. Kendime, “Tamam artık benden bir şey olmaz” dediğim zamanlar oldu. Şimdi burada olmam, kendimi burada görmem kitap olur.

Lincoln’den keyif alıyorum

Lincoln’ün frikiklerini tutmaya çalışmaktan büyük keyif alıyorum. İstediği yere atabiliyor. Bazen ben de düşünüyorum ve atmaya çalışıyorum. Ama o düşünmüyor. Direkt vuruyor ve istediği yere gönderiyor. Lincoln topa hükmediyor. Ondan gol yemek bile bence bir keyif. İdmanlarda gerçekten çok eğleniyoruz.

En büyük hayalim Milan...

Çocukluğumdan beri Dünya Kupası’nda oynamak hayalim. Galatasaray’da yıldızlarda oynarken Avrupa Şampiyonası’nda ve Dünya Kupası’nda forma giymek en büyük hayalimdi. Hatta arkadaşlara, “Parma’da, Milan’da oynayacağım. Size de bilet göndermeyeceğim!” diye takılıyordum. Bu hayalimi gerçekleştirme düşüncem var.

Gündem Lincoln

7 189612 06FAN12LIN B Y280

Lincoln'ün derbide oynayıp oynamayacağı henüz netleşmedi.
6.12.2007


Gökmen Özdenak:
Taraftar sabırla Lincoln’ün kükremesini bekliyor. Ama o, miyavlamaktan öteye geçemedi...
Oğuz Dizer:Canaydın gerekli mesajı vermiştir. Akort hazırlıkları başladı demek ki!..
Can Çobanoğlu:
Asıl dert kükremek değil. Bu yönetimin felsefesi, hakikaten ABD’de tez konusu olur!
Serdar Dinçbaylı:
Lincoln bacaklarından önce kafasındaki soru işaretlerini çözmeli ki, beklentileri karşılayabilsin
Sadece miyavlıyor
araftar, sabırla Lincoln’ün kükremesini bekliyor. Ancak Lincoln, bırakın kükremeyi, miyavlamadan öteye geçemedi. Sayın Canaydın, Lincoln’ün neyine güvenerek Fenerbahçe maçında kükreyeceğini söyleyebilir? Geldiğinden bu yana Brezilyalı futbolcuyu dikkatle izliyorum; isim mi olarak geldi yoksa cisim mi? Onu çıkartamıyorum. 2 mükemmel gol ve birkaç da güzel pas... İşte o kadar. Artık kulüp başkanlarının, ‘Hedefimiz Avrupa’ diye yola çıkıp, lokal komplekslerini tatmin amaçlı büyük paralar harcayarak, yıldız fotokopileri getirmelerini kimse yemiyor! Senelerdir ‘Dünya kulübü olacağız’ diyenlerin, kulüplerinin geleceğini sorumsuzca ipotek altına alacak ekonomik savurganlığını ve 1’e 3 gibi yüksek oranlarda harcadıkları milyonlarca Euro’nun bugün oynanan futbolda karşılığı var mı? Evet var; holiganizm.
Gökmen ÖZDENAK
Kızım sana!..
anaydın, “Kızım sana söylüyorum, oğlum sen anla” demiş ve gerekli mesajı vermiştir. Anlayan anlar, anlamayan için tamtamlar çalar! Lincoln için tamtam sesleri henüz duyulmasa da, Canaydın’ın uyarısını dikkate almalı! Akort hazırlığı başladı demek ki.
Bu sitem yanlıştır, zamansızdır diyebilir miyiz? Brezilyalı, alışma dönemini fazla uzattı. Yaşamının en fazla para kazanacağı döneminin hakkını vermeli. Bu nedenle herkesten fazla çalışacak ve sağlığına da iyi bakacak! İstanbul’un balığı meşhurdur. Eğer Boğaz tarafında promil yüklemesi eşliğinde rüzgara karşı balıklanırsan, üşütürsün. Ateş bastı gibi gelse de, bel soğur, ayaklar tutulur ve gecenin sanal formu sahaya çıkınca kaybolur!
Bu detayları Canaydın vurgulamaya başladığında da, genellikle ‘oğlum sen anla’ uyarısının muhatabı kaybolur. Elbette yazık olur. İki tarafa da!
Oğuz DİZER
Kükremek mi?
ezon başında Lincoln transferini bir dernek açılışından çıkarken merdivenlerde müthiş bir bomba olarak Özhan Abi açıkladığında, iki konu aklıma takılmıştı. Birincisi; alışılmamış bu anons şekli Özhan Abi’nin başkanlık duruşuna ne kadar uygundu? İkinci ve önemli olanı ise çıplak gözle seyrettiğim ve daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi; Lincoln iyi futbolcu, ama uyum ve oyunda devamlılık sorunu yaşayan bu oyuncunun ne kadar araştırılıp, alındığıydı. O günkü Özhan Abi demeci ile bugünkü ‘kükreme’ sitemi ve bir var bir yok Lincoln’ün alınma kararını veren Adnan Polat’ın serzenişini gördükten sonra karar verdim ki, Cim Bom’da asıl dert; kükremek değilmiş.
Ve düşündüm ki, Galatasaray’ın yönetim felsefesi, aynı transfer politikası ve takım yönetmek gibi becerileri, hakikaten ABD’de tez konusu olur!.. Sezgin’in de dediği gibi...
Can ÇOBANOĞLU
Beklenti bitmez
dnan Sezgin’in bir lafı vardı: “Galatasaray’da transfer bitmez.” Bitmez bitmesine, ama taraftarın da beklentisi bitmez...
Canaydın’ın da Lincoln’den beklentisi var: “Sahada da aslan gibi kükrese de görsek...” Oysa başta uyaran çok olmuştu, “Problemli bir futbolcudur, istikrarı da yoktur.” İlk haftalarda şahaneydi Lincoln. Kalli-Hakan-Lincoln itişmesinden sonra futbol olarak durdu. Sadece tekmelerden şikayet eder oldu. Türkiye’de kimler mi tekme yemedi; Kosecki yedi, Kubilay yedi, Tanju yedi, en önemlisi Hagi yedi, gıkı çıkmadı. Kimler mi yemiyor şimdi; Hakan yiyor, Arda yiyor, Nonda yiyor. Sırf Galatasaraylılar mı yiyor tekmeyi? Hayır, tüm yıldızlar yiyor.
Bacaklarından önce kafasındaki soru işaretlerini çözmeli ki, başta Canaydın’ın olmak üzere tüm camianın beklentilerini karşılayabilsin Sambacı.
Serdar DİNÇBAYLI

Durumu belirsiz
Lincoln’ün derbide oynayıp oynamayacağı henüz netleşmedi. Sambacı’nın Florya Metin Oktay Tesisleri’ndeki tedavisi günde çift seansla devam ediyor. Kulüp doktorları, Brezilyalı yıldızı Fenerbahçe maçına yetiştirmek için yoğun çaba harcıyor.