bir ölünün son saatlerini yaşar gibi sessiz şehirler
parmaklarını uzatmışlar küsmüş güneşler
kaç kişi taşır içimizde yorgun vagonlar
kimler diz çöker kimler dirilir
ezgiler ki sansürlenirse
kaçmaya kalkmazmı yıldızlar
...........................................................
çıkılması zor basamaklarda duruyoruz
ortalık yerlerde kıvılcımlar çaktırıyoruz
tanımadığımız yüreklerde umutlar
inşaatlarda çiviler gibi
unutulmuş paslanıyoruz
ummadığımız günlerin birinden sesleniyorsun
oysa dışlamıştık seni aşkla çıkıp geliyorsun
sürümüze katılmak istiyorsun
ulumak için can atıyorsun
yenilmiş kemiklerimizi yalıyorsun
……………....................................
haberin yok bir sürü şey değişti
bir ölünün saatlerini yaşar gibi sessiz şehirler
kavgasız ve havlamasız geçen anlarımızda
aydınlık yanlarını alıp götürdüler..
necmi dayan