Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Aralık 2007       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İslam Ülkeleri ile ilişkiler ve Ortadoğu

Türkiye, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana laik bir devlettir. Buna rağmen ülke, çok boyutlu dış politikasına uygun olarak, ıslam devletleri ile ilişkilerine ve işbirliğine büyük önem vermektedir. Türkiye ıslam Konferansı Örgüt'ünde (OIC) özel bir yere sahiptir ve örgüt içinde aktif bir rol oynamaktadır. OIC ülkelerinin çoğunluğunu oluşturan Arap devletleriyle Türkiye arasındaki tarihi ve kültürel bağlar, OIC çerçevesinde verimli ve karşılıklı işbirliğine dayalı bir ortaklık için yüksek değerdedir.
Türkiye ıslam ülkeleri ile sürdürülen işbirliğinin daha da geliştirilmesi amacıyla kurulan teşkilat ve vakıfların sayılarının artmasını desteklemektedir. Bu yöndeki gayretler diğer ıslam ülkeleri tarafından da olumlu karşılanmıştır. Nitekim ekonomik ilişkilere yönelik olarak karşılıklı bilgi akışının hızlı ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için, ıslam Konferansı Teşkilatı'nın yan organı şeklinde kurulan ıslam İlkeleri ıstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma Eğitim Merkezi (SESRTRIC) faaliyetlerini Ankara'da ve ıslam, Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) ise ıstanbul'da sürdürmektedir.
Türkiye, 1997 yılı başında Ortadoğu dışındaki ıslam ülkeleriyle de ilişkileri canlandırmak amacıyla girişimlerde bulunmuştur. Türkiye, Bangladeş, Mısır, Endonezya, İran, Malezya, Nijerya ve Pakistan'ın Dışişleri Bakanları 18 Ocak 1997'de İstanbul'da biraraya gelerek, ülkelerinin ekonomik büyüme ve sosyal gelişmeleriyle ilgili olarak, D-8 adlı yeni bir işbirliği projesi başlatmışlardır. Aynı yıl içinde, ıstanbul'da devlet başkanları seviyesinde bir zirve toplantısı gerçekleştirilmiştir.
Türkiye, 1991'de Madrid'te başlatılan Ortadoğu Barış Süreci'ni gönülden desteklemiştir. Sürecin içinde aktif bir rol almış, bölgesel işbirliği için yeni fırsatlar bulunması konusunda devamlı gayret göstermiştir. 1948 yılında İsrail'i tanımış ve diplomatik ilişkiler kurmuş olan Türkiye, barış sürecinin sunmuş olduğu fırsatlardan yararlanarak İsrail ile ilişkilerini karşılıklı yarar sağlayacak şekilde geliştirmeye başlamıştır. İki ülke ilişkilerinin kökü Sephardim Yahudilerinin 1492 yılında İspanya'dan sürülerek, Osmanlılar tarafından kucaklanmalarına dayanmaktadır. Türkiye, İkinci Dünya Savaşı sırasında da binlerce Yahudiye tereddüt etmeden kapılarını açmıştır. Türkiye, ekonomik işbirliği, askeri eğitim ve savunma sanayii alanlarında sonuçlanan çeşitli anlaşmalar çerçevesinde, her iki ülke arasında gelişen işbirliğinin sadece iki ülkeye değil, bölgedeki barış ve istikrara katkı sağladığı inancındadır.
Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasına ve ülkenin BM Güvenlik Konseyi kararlarını uygulayarak uluslararası toplumla tekrar bütünleşmesine büyük önem vermektedir. Böylece Irak hükümetinin, Irak halkının çektiği zorlukları sona erdireceğini ümit etmektedir.