Arama

Osmanlı İmparatorluğu - Tek Mesaj #33

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mart 2006       Mesaj #33
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bab-ı âli' de Osmanlı I

Osmanlı tarihi hakkında değişik bir görüş
26 Mayıs 2005 Perşembe

Nisan ayında “Osmanlı İmparatorluğu hakkında farklı bir görüş bakış açısıyla yurt dışında hazırlanmış en önemli eserlerden biri olduğunu” iddia eden Osmanlı İmparatorluğu Tarihi adlı bir ilmi kitap yayınlanmıştır. Bu kitap Fransa’da Historia Üniversitesi Tarih Kurumu tarafından kaleme alınmış ve 1783 yılında Paris’te Fransa Kıralının onayı ile yayınlanmıştır. Kitap “Osmanlı İmparatorluğu bir sınır beyliğinden İslam Dünyasının en güçlü devleti haline gelen ve uzun bir süre İslam Dünyasını elinde tutma çabası veren bir dünya devletidir. İşte bu noktadan hareketle bir yazı kurulu tarafından İngilizce olarak kaleme alınan Dünya Tarihi adlı çalışmanın oldukça geniş bir bölümü Osmanlı İmparatorluğu tarihine ayrılmıştır. Bu kitap söz konusu çalışmanın Osmanlı tarihini içeren 19. cildinin dilimize çevrilerek kazandırılmış şeklidir.” Kitap değerli edebiyaçtı Şiar Yalçın tarafından çevrilmiştir ve Kar Yayınları tarafından yayınlanmıştır.
Farklı bir bakış açısı söz konusudur. Timur’un Yıldırım Bayezid ile yaptığı ve Yıldırım’ın 28 Temmuz 1402’de ağır bir yenilgiye uğrayarak esir düştüğü ve Yıldırım’a ağır hakaretler ettiğini okumuşuzdur. Timur Anadolu beyliklerine topraklarını iade etti ve Fransa’da yayınlanan kitaba göre “Bayezid’in karısı Despina’yı, kızı ve bütün hizmetçileriyle birlikte Sultan’a iade etti. Yalnız o zamana kadar Hıristiyan kalmasına izin verilmiş olan bu soylu kadının Müslümanlığı kabul etmesini istedi. On iki yıldan beri Bayezid’in esareti altında yaşayan Karaman oğlu Emir Mehmet de Timur’un sarayına getirildi. Timur ona bir kaftan ve kemer hediye etti ve Konya, Larende, Aksaray, Anzarya, Alanya ve mülkahatları ile birlikte tüm Karamanoğulları ülkesinin yönetimini verdi. Kütahya’dan ayrılan Timur Tangözlük’e gitti, burada ziyafetler verdi eğlenceler düzenledi ve Bayezid’i de bunlara davet etti. Tatar Hükümdarı Bayezid’i eğlendirmek için elinden geleni yaptı, hatta ona yenilgisinden önceki haliyle Anadolu Sultanlığını bile verdi, başına bir taç giydirdi ve eline öteki hükümdarlık belirtileriyle birlikte bir asa verdi.
Timur İstanbul’a elçiler göndererek Bizans Tekfur veya İmparatorundan kendisine haraç ve geçis hakkı ödemesini istedi. Sonra da babasının İstanbul’un karşısında inşa ettirdiği Güzelhisar’da (Güzelçehisar olacak) oturmakta olan Süleyman Çelebi’ye iki elçi gönderdi. Bu elçiler Süleyman’a derhal Timur’un sarayına gelmesini ya da kendisine para göndermesini aksi takdirde Timur’un gelip kendisini bulacağını bildirmekle görevlendirilmişlerdi. Bir süre sonra Timur’un Rum İmparatoruna gönderdiği elçiler yanlarında imparatorun elçileri olduğu halde geri döndüler. Timur’a Bizans İmparatorunun iradesine boyun eğdiğini bildirdiler. Süleyman Çelebi’nin yanına gönderilmiş olan elçiler de Bayezid’in veziri ve İmparatorluk Baş Kadısı Şeyh Ramazan’la birlikte geri geldiler. Şeyh Ramazan Süleyman Çelebi’nin bir mektubunu getirmişti. Süleyman Çelebi bu mektubunda babasına yaptığı iyilikler için Timur’a minnettarlığını bildiriyor ve emrettiği anda sarayına gelmeye hazır olduğunu yazıyordu.” (Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, adı geçen eser, s.105)
Eğridir’de hastalanmış olan Bayezid Hicri 805 yılının Şubat ayının dördüncü Perşembe günü (M. 23 Mart 1403) bir beyin kanamasıyla Akşehir’de öldü. Timur buna çok üzüldü, hatta bu büyük hükümdarın bu acıklı sonuna ağladığı bile söylenir. Timur Anadolu’nun fethi tamamlandıktan sonra, Bayezid’ı yeniden tahta oturtmak niyetindeydi. (Osmanlı Tarihi s. 167) Timur Bayezid’in ölümü üzerine komutanlarına değerli armağanlar verdi ve Musa Çelebi’yi yolcu ederken kedisine şahane bir kaftan, bir kuşak, murassa bir sadak, bir kasa altın, kırk at hediye etti ve babasının cenazesinin Bursa’ya nakledilerek en büyük sultanlara layık bir törenle orada yaptırmış olduğu türbeye gömüleceğini bildirdi. (Aynı yer s.107)

Yılmaz Altuğ
Türkiye Gazetesi