Anla
En tatlı melodisiydi sesin bahar rüzgarlarının
Gülüşün hüzünlendirirdi beni
Kahkahaya boğardı
Umulmayan zamanlarda ağlayışın
Dansedişin yaralı ceylanın avcıya yalvarması
Son feriyle gözlerinin aklaşan hali cansız
İlk tattığım andır ölümü
Vedasız ayrılışın
Sensizlik ;içinde sen olduğundan güzel
Acıların sev dercesine yalvarışların
Zifiri kara geceyle gelir üzerime
Apansız;
Bahar güneşlerine açar tan yeri kollarını
Umutsuzlukla mutluluğa çekilir hayalimdeki resmin gözbebekleri
Beliriverir karşımda gülerek el sallayışın
Bölüşemedi insanlar bizim kadar sevgiyi
Ondan
Her busede yüzlerce fersah derinlere dalışın
Kederi katıp aşka kenetlendiğimiz an
sevişmişliğimiz
yokluğunun hırpalayışı sesinle tüm objeleri
ölüşü bedenimin nemindeki son hatıranın
bir an bile hal hatır sormayışın
sevgiler tükenir oldu artık tüm mekanlarda
bu ses se hala gezinmen beynimde arşın arşın
belkide biter
ayrılıklar vurdumduymaz silahlarla
ölümüne seven bir yürek kalır ardında
dönüp dolanıp başka sevdalara
seninle oda;
kendime sığınışım
saçların mavi şimdi
gözlerin başaklarca sarışın
tenin esmer beyazı dudaklar balla somut karışım
kulaklarımdadır hala tüm türkülerle salınışın
yokluğun koymaz bana
koymaz işte;ne vedasız ayrılışın
ne hal hatır sormayışın,nede türkülerimde salınışın
üzen tek olgu beni anlamayışın ve de hatırlamayışın
Ömer Kıvanç