Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Aralık 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mezheplere göre Eti Yenen ve Yenmeyen Hayvanlar

Kurt, ayı, aslan, kaplan, pars, sincap, samur, sansar, maymun, sırtlan, fil, köpek, kedi, tilki, gelincik gibi avını köpek dişi ile yakalayan yırtıcı hayvan yenmez. [Şafii’de tilki, sırtlan, samur, sincap, gelincik yenir.] Avını pençesi ile yakalayan ve leş yiyen, çaylak, kartal, kerkenez, kuzgun, akbaba, leş kargası, yarasa, atmaca, şahin gibi kuşlar yenmez.
Haşarat, yani toprak içinde yuvası olan küçük hayvanlar helal değildir. Fare, akrep, yılan, kertenkele, kene, kurbağa, kaplumbağa, arı, sivrisinek, kara sinek, köstebek, kirpi, bit, pire gibi haşarat yenmez. [Şafii ve Maliki’de kirpi, kertenkele yenir.]
İğrenç olmayan, leş yemeyen, avını pençesi ile yakalamayan kuşlar yenir. Mesela ördek, saksağan, kumru, bülbül, keklik, deve kuşu, bağırtlan kuşu, güvercin, bıldırcın, tarla kargası, tavus, kırlangıç, baykuş, papağan, turna, serçe ve sığırcık gibi kuşlar helaldir. Hüdhüd [ibibik] mekruhtur.
[Şafii’de kırlangıç, tavus, hüdhüd, papağan, yarasa yenmez. Leylek hariç, martı ve balıkçıl gibi deniz kuşlarının hepsi yenir.]
Zürafa, geyik, ceylan, tavşan ve evcil hayvanlardan sığır, davar ve kümes hayvanları yenir.
Tezek ve başka necis şeyleri yiyen hayvanın eti kokarsa yemesi mekruhtur. Temiz şey ile beslenip, pis kokusu kalmazsa caiz olur.
[Necaset yemiş olan tavuk, koyun ve sığırı hemen kesip yemek mekruhtur. Tavuğu 3, koyunu 4, sığır ve deveyi 10 gün hapsetmek, yani necaset yedirmeyip temiz gıda ile beslemek gerekir. Şafii’de ise deve 40, sığır 30, koyun 7, tavuk 3 gün hapsedilir.]
Yalnız süt emip başka bir şey yememiş olan küçük kuzuların öldükten sonra karınlarından çıkarılan peynir mayaları temizdir. Koyun, sığır gibi ölmüş hayvanların memelerinden çıkan sütler de temizdir.
Hasta veya bayıltılan bir hayvan, diri olup olmadığı bilinmiyorsa, boğazlanırken hareket ederse veya diri hayvandaki gibi kan çıkarsa yenir. Çünkü bunlar hayat alametidir. Hayat alameti yoksa yenmez.
Hayvanların akan kanı necistir. Etteki akmayan kanı, karaciğeri ve dalağı temizdir.
Çok kimse, bilmediği için, çekirge yenmez zanneder. Çekirgenin helal olduğu hadis-i şerifle bildirilmiştir. Dört mezhepte de yenir.
Besmelesiz kesilen hayvan yenmez. Besmele çekmek unutulursa yenir.
Şafii’de Besmelesiz kesilen hayvanı yemek de caizdir. Maliki’de, Besmele unutulursa da yenmez.
Dinsizlerin kestiği, hayvan yenmez. Kesmeyip de, bir yerine bıçak saplayarak, alnına vurarak veya boğarak veya ilaçlayarak, elektrikleyerek öldürülen kara hayvanları, leş olur. Bunları yemek haram olur.
Müslüman kasaptan alınan bir etin, nasıl kesildiği bilinmiyorsa, helal olmak ihtimali varsa, [yani, kesenler müslüman ve dinsiz karışık ise], yemek caiz olur. (Mizan-ül-kübra, Hadika, Berika, Mezahib-i erbea, Hayat-ül hayvan)
Eti yenen her hayvanın 7 yeri yenmez. Bunlar, akan kan, idrar aleti, hayaları [koç yumurtası], bezleri [guddeleri], safra kesesi, dişi hayvanın önü ve idrar kesesidir.
Martı Hanefi ve Hanbeli’de yenmez. [Şafii ve Maliki’de martı ve balıkçıl yenir.]
At eti, tenzihen mekruhtur. [Şafii ve Hanbeli’de helal, Maliki’de haramdır.]
Hanefi mezhebinde balık şeklinde olmayanlar yenmez. Kalkan, sazan, Yunus balığı, yılan balığı yenir. Kalamar, mürekkep balığı, deniz hınzırı, deniz aygırı gibi hayvanlar ve yengeç, midye, istiridye, ıstakoz, kerevit, karides gibi deniz haşaratı yenmez. Diğer üç mezhepte ise, deniz ürünlerinin hepsi yenir.
[Şafii’de denizde yaşayan her hayvan yenir. Bir kısım Şafii âlimlerine göre ise, tab’an pis olanlar yenmez. Peygamber efendimiz, (Denizin suyu temizdir, meytesi [bir sebeple öldürülmüş olanı] helaldir) ve (Kendiliğinden ölüp de, su üstüne çıkan balığı yeme, su çekilip de açıkta kalarak ölmüşse onu ye! Böyle bir sebeple denizde öleni de ye!) buyurdu.]
Su içinde kendiliğinden ölüp, karnı üst tarafta duran balık yenmez. Fakat ağ ile, saçma ile, ilaç ile, sarsıntı ile dinamit veya herhangi bir madde ile ölen her balık yenir. Suyun açılıp kurumasında, fazla sıcaktan veya fazla soğuktan dolayı ölen veya kuşlar tarafından öldürülen, su içinde bağlı tutulmakla ölen, buz arasında sıkışarak ölen balıklar yenir. Deniz içinde ölen veya sudan çıkarılmadan tokmak ile vurulup öldürülen veya bıçakla başı kesilen balıklar yenir. Temiz olmayan suların içindeki balıkları yıkayıp yemek caizdir. Avlanan bir balığın içinden çıkan balık, sağlam ise yenir.
Buffalo, zürafa, zebra, kanguru, deve kuşu yenir. Avını köpek dişi ile yakalayan hayvanın eti yenmez. Avını pençesi ile yakalayan, leş yiyen kuşların eti yenmez.

Bir hadis-i şerif meali:
(Azı dişi olan yırtıcı hayvanlar ve pençesiyle avlanan kuşlar yenmez.) [Müslim]
Buffalo, sığır gibi ot yer, geviş getirir. Zürafa ve zebra ceylan gibi ot yer, kanguru, tavşan gibi ot yer. Bunların köpek dişleri yoktur. Deve kuşu, hindi gibidir, avını pençesiyle yakalamaz, leş yemez. Yumurtası da yenir.


İhtiyaç halinde mezhep taklidi
Mezheplerdeki farklı hükümlerin rahmet olduğu hadis-i şerifle bildirilmiştir. Zaruret veya ihtiyaç olunca, başka mezhep taklit edilerek, o mezhepteki helal olan bir hayvan yenir. Mesela kirpi etinin ekzama, kaşıntı, sedef, baras gibi deri hastalıklarına ve gelincik denilen fil hastalığına iyi geldiği Hayat-ül hayvan kitabında yazılıdır. Hanefi ve Hanbeli mezhebinde kirpi eti yemek haramdır. Şafii ve Maliki mezhebinde caizdir. Tesirli başka mubah bir ilaç yoksa, hastanın, bu iki mezhepten birini taklit ederek kirpi eti yemesi caiz olur. Kirpinin başını besmele ile kesmek gerekir. Kirpi insanların yanında başını gizler, suya konunca başını çıkarır. Böylece başını kesmek kolay olur.
Aç kalıp kendi mezhebine göre helal olan yiyecek bulamayan kimse, başka mezhepte helal olan bir yiyeceği yer. Hiçbir mezhepte de çare bulamazsa, ölmeyecek kadar haram olan gıdadan yiyip içmesi caiz olur. (Hadika)

Balık nasıl yenir?
Kur’an-ı kerimde balık eti hakkında mealen buyuruluyor ki:
(Taze et [balık] yemeniz ve [inci mercan gibi] ziynet çıkarmanız için denizi emrinize veren Odur.) [Nahl 14]
Hangi hayvanların nasıl yeneceği de şöyle bildiriliyor:

(Meyte, kan, domuz eti ve Allah'tan başkası adına kesilenler size haram kılındı. Henüz ölmeden kesmeniz hariç, boğulmuş, vurulmuş, düşmüş, boynuzlanmış ve canavar tarafından parçalanmış hayvanlar haramdır.)
[Maide 3]
Devamındaki âyette de, keserken Allah adının anılması, yani Besmele çekilmesi bildiriliyor.
Meyte, boğazlanmadan, dine uygun kesilmeden ölen hayvandır, leştir. Bir hayvan ötekini öldürse, dine uygun boğazlanmadığı için yenmez. Âyete bakınca, balığın da Besmele ile boğazlanması gerektiği anlaşılıyor. Ama balıkları hiç kimse kesmiyor. Âyetten anladığımıza uyarsak, balığı kesmeden yemek caiz olmaz. Fakat Peygamber efendimiz açıklıyor, (Balıkları kesmek gerekmez), hatta (Besmele çekmek de gerekmez) buyuruyor.
Balıkları dinamitle veya başka şeylerle öldürünce yine yenir. Hatta bir balık ötekini yese, her iki balık da yenir. Halbuki aslan bir geyiği parçalasa, o geyik yenmez. Peygamber efendimizin açıklaması olmadan bunları Kur'an-ı kerimden anlamak mümkün olmaz.

Âyette, kanın da haram olduğu bildiriliyor. Dalak da kandır. Âyete bakarak dalak yemenin de haram olduğunu söyleyen cahiller olmuştur. Peygamber efendimiz, iki kanın helal olduğunu bildirmiştir. Bu iki kanın birisi dalak, öteki de ciğerdir.

Başka mezhebi gözetmek
Kendi mezhebinde caiz, fakat başka mezhepte haram olan bir şeyi yememek evla değil midir? Mesela tilki eti Şafiide helal, Hanefide haramdır. Şafiilerin de yememesi uygun olmaz mı?
Elbette diğer mezhepleri de gözetmek müstehab ve iyi olur. Mesela Şafiiler deniz haşaratı yemese iyi olur.
Tavşanınböbrek, ciğer, dalak haram değil, helaldir. Çekirge de helaldir. (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud)
Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurmuştur:
(Çekirgeyi ne yerim, ne de, haram kılarım.) [İbni Mace, Ebu Davud]
Resulullah efendimizin yememesi onu haram kılmaz. Soğan sarımsak da yemezdi. Yenmesi için izin vermiştir.

Tavşan eti de helaldir. (Dürer, Mecma’ul-enhür)
Abdüllah ibni Abbas hazretleri buyurdu ki:
Resulullah ile otururken, bir köylü, tavşan kebabı hediye getirdi. Bize, (Yiyin) buyurdu.
Muhammed bin Safvan dedi ki: (İki tavşan yakaladım, kestim. Resulullaha sordum. İkisini de yememi emretti.) [Bedayi]
Hazret-i Enes anlatır:
Avladığımız tavşanı Ebu Talha’ya getirdim. O da, tavşanı keskin bir taşla kesti. “Şu budu Resulullaha götür” dedi. Hemen götürdüm. Resulullah onu yedi. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)

Hazret-i Cabir anlatır:
Kavmimden biri, taşla kestiği tavşanı, Resulullaha soruncaya kadar bekletti. Efendimiz yemesini emretti. (Tirmizi)
Halid İbn-ül Huveyris hazretleri anlatır:
Bir adam, avladığı tavşanı Abdullah İbni Ömer’e, “bunun eti yenir mi” diye sordu. O da, "Bir tavşan Resulullaha getirildi. Ne yedi, ne de yenmesini yasakladı, tavşanın hayız gördüğüne inanıyordu" dedi. (Ebu Davud)
Bu hadis-i şerifler de, tavşanın helal olduğunu bildirmektedir.