Arama

Tekke Nedir? - Tek Mesaj #1

MaRCeLLCaT - avatarı
MaRCeLLCaT
Ziyaretçi
24 Aralık 2007       Mesaj #1
MaRCeLLCaT - avatarı
Ziyaretçi

TEKKE

Ad:  tekke.JPG
Gösterim: 386
Boyut:  18.2 KB

a. (ar. fekye'den).
1. Tarikatlarda şeyh ve müritlerin içinde yaşadıkları, ibadet ettikleri ve tarikat törenlerini düzenledikleri yer; dergâh.
2. Tkz. işsiz güçsüz kimselerin buluşup oturdukları yer.
3. Arg. Esrar içilen kapalı yer.
4. Tekkeyi beklemek, bir yerde uzun yıllar kalmak. ll Tekkeye kurban gelmek, Tanrı'nın yardımıyla bir fırsat, bir olanak yakalamak.

—Ed. Tekke edebiyatı, türk edebiyatının İslam tarikatları çevresinde gelişen kolu.

—Mutf. Tekke kebabı, kuskus pilavıyla birlikte hazırlanan bir tür et yemeği, (irice parçalara bölünmüş kemikli koyun eti, soğan, domates, tuz ve baharatla pişirildikten sonra ayrı bir yerde hazırlanmış kuskus pilavının üzerine suyu süzülerek yerleştirilir; etin salçası, kuskusun üzerine dökülür.)

—Müz. Tekke müziği, İslam dininde çeşitli tarikatların gelenek ve göreneklerini, ayrıca ibadetlerini devam ettirdikleri tekkelerde icra edilen müzik. (Kimi tarikatlar müziğe çok önem vermişlerdir. Müzik ile ilgilenmeyen tarikatlar da vardır. Ayin, ilahi, teşbih, nefes, tevşih, naat, şugl, tevşih tekke müziğinin formlarıdır.)

—ANSİKL. Genellikle tarikat pirinin ya da öteki ileri gelenlerinin türbeleri yanında kurulan tekkeler haremlik, selamlık daireleri, mutfak, derviş hücreleri, kitaplık, çilehaneler, yemek odası, konuk odaları ve eski tarikat bağlılarının türbe ve mezarlarının bulunduğu kuruluşlardı. Tekkelerde bundan başka haftanın belirli günleriyle yine belirli kutsal gün ve gecelerde zikir ayinleriyle zikir törenlerinin yapıldığı özel bölümler de vardı. Mihraplı, kafesli, maksureli olan bu yerlere mevlevilerde semahane, öteki bazı tarikatlarda da tevlithane denilirdi. Dervişliğe kabul törenleriyle şeyhliğe yükselme törenleri de burada yapılırdı.

Tarikat kurucusunun (pir) türbesinin bulunduğu tekkeye pir evi, öteki tarikat ulularının türbelerinin yer aldığı tekkeye asitane, bunların küçüklerine tekke ya da dergâh, denirdi. Yerleşik dervişlerin kaldıkları bu tekkelerin yanı sıra tarikat bağlılarının yolculukları sırasında konakladıkları, ibadet ve ayin yaptıkları tekkeler zaviye diye adlandırılırdı.

Tekkelerin giderleri tekke için vakfedilen taşınmaz mallar ve özellikle vakıf topraklarının gelirlerinden karşılanırdı.
Tekke ve zaviyelerin İslam dininin yayılmasında, özellikle müslüman topraklarına katılan ülkelerin halklarının gönüllü olarak müslümanlığı benimsemelerinde çok büyük payları olmuştur. Bu pay, en çarpıcı bir biçimde Anadolu’nun islamlaştırılması ve ıslam dininin Balkanlar'a yayılmasında görülmüştür. Ayrıca türk kültürü, folkloru ve edebiyatının canlılığını sürdürmesi ve geliştirilmesi; İslam ilkeleriyle türk törelerinin uzlaştırılmasında da tekkelerin önemli katkıları olmuştur.
Tekkeler, dinsel işlevlerinin dışında aynı zamanda birer eğitim, öğretim ve sanat kurumlan niteliklerini taşıdıklarından, buralardan pek çok sufi bilgin ve özellikle sanatkâr yetişmiş; yüksek düzeyde bir tekke edebiyatı ve musikisi gelişmiştir. Bazı tekkeler spor çalışmalarıyla da tanınmış, İstanbul'da Okmeydanı'ndaki Okçular tekkesinde, Zeyrek'teki Pehlivanlar tekkesinde belirli dönemlerde spor çalışmaları yapılmış, çok sayıda sporcu buralarda adını duyurmuştur.

1882'de yapılan bir sayıma göre İstanbul’da 260 tekke vardı. Bunlardan 51'i nakşi, 40'ı kadiri, 32'si halveti, 21'i sünbüli, 15'i sadi, 14'ü şabani, 8'i bedevi (ahmedi), 7'si cerrahi, 5’i mevlevi tekkesi idi. Gülşeni, bayrami, sinanı ve uşşaki tarikatlarının 4'er; halidilerin 3, şazelilerin ise 2 tekkesi vardı.
Cumhuriyet dönemine kadar İstanbul ve Türkiye'nin çeşitli yörelerinde varlıklarını sürdüren tekkeler, çeşitli siyasal ve toplumsal nedenlerle zararlı bulundu ve 30 kasım 1925 tarih ve 677 sayılı Tekke ve zaviyelerle türbelerin şeddine (kapatılmasına) ve türbedarlıklar ile bir takım unvanların men ve ilgasına dair kanun ile kapatıldı.

—Ed. İslam dininin benimsenmesinden Tanzimat dönemine kadar uzanan dönemde dinle ilgili konular türk edebiyatının içeriğini büyük ölçüde belirledi. Arap ve İran edebiyatlarından kaynaklanan divan edebiyatı tevhit, münacat, miraciye gibi ürünlerinde şeriata uygun İslam inançlarını ve düşüncesini yansıtıyordu. Divan edebiyatının dayandığı tasavvuf düşüncesinin farklı yorumlarından doğan tarikat inançları divan edebiyatında da etkilerini göstermişti.

Birçok divan şairi çeşitli tarikatların üyesiydi. Örneğin Şeyh Galip, Neşati mevlevi şeyhiydi; Naili halvetiydi. Bu tür şairler tarikat inançlarını divan edebiyatının dil ve anlatımıyla konu ediniyordu. Alevi-bektaşi ya da melami-hamzavi topluluklarının inançlarını dile getiren edebiyat yapıtları ise büyük ölçüde halk edebiyatından besleniyordu. Farklı tarikatların tekkelerinde tarikat inançlarını dile getiren, tarikat öğretilerini halk topluluklarına yayan ve halk şiirinden kaynaklanan dinsel ürünler okunuyordu. Hece vezniyle ve dörtlüklerle söylenmiş bu ürünlerden başlıcaları şunlardır: ilahi (bektaşilerde nefes, alevilerde deme, mevlevilerde ayin, gülşenılerde tapuğ, halvetilerde durak, başka tarikatlarda cumhur), devriye, şathiye.

Düzyazı yapıtlar tekkelere devam eden halktan okurlara ve dinleyicilere seslendiği için sade bir dil ve anlatımla kaleme alınmıştır. Bunlar arasında tarikat ulularının destansı yaşamöyküleri olan menakıpnameler (Hacı Bektaş, Emir Sultan, Kaygusuz Bebe menakıpnameteri vb.), din inançlarını, tarikat öğretilerini konu edinen yapıtlar (Müzekk in-nüfus [Eşrefoğlu Rumi], Budalaname [Kaygusuz Abdal], zarikatname [Aziz Mahmut Hüdayi]) vb. yer alır. Bu edebiyatın temsilcileri arasında şu adlar sayılabilir: yeseviliğin kurucusu Ahmet Yesevi, Taptuk Emre dergâhına bağlanmış olan Yunus Emre, bayramiliğin kurucusu Hacı Bayram Veli, kadiriliğin eşrefilik kolunu kuran Eşrefoğiu Rumi, halvetiliğin mısrilik kolunu kuran Niyazi-i Mısri, halvetiliğin sinanilik kolunu kuran Ümmi Sinan'ın halifesi Seyit Seyfullah, celvetiliğin kurucusu Aziz Mahmut Hûdayi, alevi -bektaşi topuluğundan Pir Sultan Abdal, Kul Himmet, Kaygusuz Abdal, melami-hamzavi topluluğundan Ahmet Sarban, Muhyi, Gaybi Sunullah vb.
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 9 Nisan 2018 02:47