hakikat -ti
isim (haki:kat) Arapça §a®³®at
1 . Bir işin doğrusu, gerçek, asıl, esas:
"Fakat ben başka bir şey yapacağım, bir şey ki bütün hakikatleri önüme serecek."- R. H. Karay.
2 . Gerçeklik:
"Dünyanın döndüğü bir hakikattir."- S. F. Abasıyanık.
3 . zarf Gerçekten:
"Beni oyaladı lakin hakikat adamakıllı içerlemiş."- M. Ş. Esendal.