Yarınlara bağışladık umutlarımızı, bu güne hiç birşey kalmadı. Geçmişe kalabalık yanlızlıklarımızı ekledik, takvim yaprakları hayallerimizi boşa çıkardı. Sevinçlerde yarımdı, hüzünlerde.. Başka yollar vardı, yürüdüğümüz başka ufuklar. İlk kez dinlediğimiz bir şarkı gibi eşsiz gelmişti duygularımız. Oysa şimdi şarkılarda birbirinin aynıydı, bizimkisi farklı sandık. Yeni alınmış elbiselerle bayramlık sevinçlerini yaşayan çocuklar kadar sabırsızdık ama bayramların çocuksu mutluluklarda kaldığını anımsayamadık.
Yağmurun toprakla buluştuğunda etrafa yayılan o muhteşem kokusu kadar tutkulu bir sele saldık duyguları. Çölleşmiş yürekler vardı umursamadık, biz yağmur bilmeyen çöllerin dilinden hiç anlamadık. Onlar seraplara vurgundu, ''Bir gün belki'' dediler ama duymadık. Gönlümüz limanlara uğramayan gemiler kadar tutkundu maviye, o uçsuz bucaksız denizi hep mavi sandık. Renlerin hiçbiriyle rakip görmedik sevdamızı, ona yaşamın tüm anlamlarını yükleyen bir çift gözle sakınarak baktık. Teslim olmayı güçsüzlük, gururu zafer sandık. Haklıydık belki, aksini anlatacak kimse karşımıza çıkmadı. Büyütürken dünyadaki varlığımızı, kaybolup giden hislerimize çare bulamadık.
Mutluluk oyunlarıyla avunmak, zamanı doldurmak için gerekliydi belki. Başka bir olasılık varmıydı? Hiç hesaplamadık. Yıllar sırtımıza birer ok saplayarak geçiyordu, yaraların kapanmasına izin vermiyordu vakit. Her ele merhem olur umuduyla uzandık. Her şeye rağmen, bir enstrümanın tellerinde yeniden besteleyebilirdik hayallerimizi. Yeniden yazabilirdik yenik düşmüş tarihleri, her acımızı sevince dönüştürecek anları yakalayabilirdik el ele.. Ama denemedik.. Sevdiğin kadar yakınsın sanıyordum sevdiğine, ruhuna ama dönüş yoktur sonların başlangıcına. Yeni yolculuklar için biletin varsa hala.. Başka bir yerde.. Başka bir zamanda.. Belki yeniden.. Aslında ilk kez.. Kimbilir..?