Arama

İstanbul - Tek Mesaj #8

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
29 Aralık 2007       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM

İSTANBUL (34)

, Marmara bölgesinin K.'inde, İstanbul' boğazının iki yakasında, Çatalca yarımadası ile Kocaeli yarımadasının batısında yayılan il, Kızıladalar ve İzmit körfezinin G. kıyısındaki Yalova ilçesini de kapsar; 5 712 km2; 7 309 190 nüf. (1990); merkez ilçe dışında 32 ilçe, 10 bucak, 246 köy. Merkezi İstanbul, 6 620 241 (1990, anakent sınırları içinde).

Samanlı dağlarının K. eteklerinde yer alan Yalova çevresi dışında, il topraklarının yüzey şekilleri bakımından en belirgin özelliği, birbirinden İstanbul boğazı ile ayrılmış, iki yanmada üzerinde uzanan 100 -200 m yükseklikteki bir plato olmasıdır. Platonun temelini Birinci Zaman, İkinci Zaman ve Üçüncü Zaman'ın başlarından kalma çeşitli kayaçlar oluşturur. Temelin üstüyse Neojen'de çökelmiş kırıntılı kayaçlarla örtülüdür Plato, bu genç örtünün de aşınması sonucunda oluşmuş ve daha sonra vadilerle yarılmış bir peneplen düzlüğüdür. Plato üzerinde, yer yer dirençli kuvarsitlerden yapılmış bazı tepeler yükselir. Bunların başltcaları Kocaeli kesimindeki Aydos dağı (537 m), Kayış dağı (434 m), Alemdağ (442 m) ve Çamlıca tepeleridir. İstanbul boğazı da plato içinde biçimlendikten sonra denizle kaplanmış eski bir vadidir. Akarsuların çoğu Boğaz’ın her iki yakasında K.-B.’dan G.-D.'ya doğru uzanan vadileri izler; ama yönleri D.'da ve B.’da eğime bağlı olarak değişir. Kocaeli kesiminde eğim G.'den K.’e doğru olduğundan, başlıca akarsular bu eğimi izleyerek Karadeniz’e yönelir. Oysa Çatalca yarımadasındaki akarsular daha yüksek K. kenarından doğarak Marmara'ya doğru akarlar. Bu gömük vadilerin bazılarında kurulan barajlar (Ömerli, Elmalı, Aiibey barajları ve Belgrad ormanındaki bentler) ile Terkos gölü ve bir baraj gölü haline dönüştürülen Büyükçekmece gölü, kalabalık bir nüfus barındıran İstanbul yerleşme alanının su gereksinimini karşılar, iklim bakımından İstanbul ili, Marmara ve Karadeniz bölgesel iklim tipleri arasında bir geçiş alanıdır.

Sıcaklık bakımından il tipik ılıman kuşak özellikleri taşır (Göztepe ocak ortalaması 5,4°C, temmuz ortalaması 23,2°C) ama gerek sıcaklık, gerek yağış bakımından G.'den K.'e, Boğaz kıyılarından D.'ya ve B.'ya gidildikçe önemli farklılaşmalar görülür. Her İki yarımadanın G. kıyısı, özellikle Kocaeli yarımadasının G.’inde sıralanan tepelerle korunan kesimi, daha kurak (yıllık yağış ortalaması: B.'da Çekmece'de 557 mm, D,'da Kartal' da 630 mm, Büyükada’da 500 mm) ve sıcaktır. Buna karşılık K. kıyıları daha serin ve yağışlıdır (Kumköy 716 mm, Şile 747 mm); yıllık yağış tutarı her iki yarımadanın iç kesimlerinde daha da yüksektir (Ömerli 818 mm, Bahçeköy 1 074 mm). Bitki toplulukları bu farklara bağlı olarak kısa mesafelerde değişir. Kocaeli yarımadasının G. kıyılannda 150200 m'ye kadar Akdeniz bölgesinin özelliği olan makiler yer alır. Karadeniz kıyıları boyunca yine bir şerit halinde geniş yapraklı ağaç türlerinin de bulunduğu psödomakiler uzanır. Buna karşılık Boğazın iki yakasındaki daha yağışlı ve daha serin platolar, ortadan kaldırılmadıkları yerlerde, kayın, gürgen, kestane gibi türlerin yaygın olduğu nemli İSTANBUL iklim ormanlarıyla kaplıdır.

ÇEVRESİ


İstanbul, Türkiye’nin nüfus ve nüfus yoğunluğu bakımından başta gelen İlidir. Türkiye nüfusunun yedide birine yakını bu İlde, İstanbul anakent sınırları içinde bir kentsel yerleşmeler kümesi halinde toplanmıştır. İl nüfusu her yıl kitle halinde gelen göçlerle hızla artmaktadır (yılda %• 44,78, İl düzeyinde nüfus yoğunluğu km2'ye 1280 kişi kadardır; ama nüfusun % 94’ü İstanbul anakentinde toplanır. Platolar alanı ve Karadeniz kıyıları çok tenhadır. Anakent sınırları dışındaki İlçe merkezleri, nüfusu 65 000'i aşan Yalova dışında, az nüfuslu birer küçük kenttir. Kentleşmenin adeta bir kutupta toplanarak büyük boyutlara eriştiği ilde, tarım alanları küçük bir yer kaplar: yaklaşık % 18. En geniş yer tutan tahıllar dışında, özellikle yoğun kentsel nüfusu beslemek için baklagiller, sebze ve meyve gibi ticari ürünler ile hayvan ürünleri üretimi İlin kırsal kesimindeki başlıca uğraşlardır. Ama bu üretim yetmediğinden yoğun nüfusun gereksinimi, birçok ilden getirilen tarım ürünleriyle karşılanabilmektedir.

Sarıyer’in gerisinde maden bölgesinde, geçen yüzyıllarda bir ara İşletilen altın, gümüş içeren yataklar dışında ilin başlıca yeraltı zenginliği, Karadeniz kıyısı yakınındaki Ağaçlı çevresinde bulunan düşük kalorili linyit yataklarıdır. Tarım ve madenciliğin II ekonomisindeki bu önemsiz yerine karşılık, olağanüstü elverişli konumu sayesinde eskiden beri büyük bir ticaret merkezi olan İstanbul kerıtl ve çevresi, Türkiye'de sanayinin en eski ve en büyük merkezidir. Türkiye İmalat sanayisinin değer olarak % 30'a yakını İstanbul'un payına düşer, Gemi yapımından çeşitli tekstil ve giyim sanayisine, besin sanayisi dallarından elektronik sanayisi dallarına kadar yüzlerce çeşit sanayi kolunda faaliyet gösteren tesisler Haliç çevresinde ve özellikle Marmara kıyıları boyunca Kocaeli sınırları ötesinde de devam eden geniş bir şerit halinde uzanır.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 31 Ekim 2016 11:21