Hafta sonunu doğayla iç içe geçirmek isteyenler için,
dere boyunca sağlı sollu yürüyüşlerle ulaşılan
metrelerce yukarıdan akan şelalesiyle görülmeye değer bir yer Nüzhetiye.
Türkiye’nin iller haritasına bakarsanız Kocaeli küçücük bir kent.
İstanbul’un yanıbaşına sıkışmış, sanayi kenti unvanı verilerek
akciğerlerinden biri sökülmüş, pişmaniyesiyle meşhur,
kişi başına düşen gelirin en yüksek olduğu halde
bu gelirden bir türlü nasiplenemeyen ufacık ama
kocaman bir kent Kocaeli.
Marmara ve Karadeniz olmak üzere iki yanı deniz Kocaeli’nin, dört bir yanı da yeşillik.
Şöyle arabanıza atlayıp kentin birkaç kilometre dışına çıktığınızda
inanılamayacak doğal güzelliklerle karşılaşıyorsunuz.
Bunların farkında olmadan kentimizi
sadece yürüyüş yoluna hapsedenlere
ya da belli başlı yerlerde piknik yapmak dışında
alternatif yerleri görmeyenlere
bu hafta yeni bir yerden söz edeceğim: Nüzhetiye’den…
Gölcük’e giderken tam Ford Otosan’ın karşısındaki yoldan
giriliyor Nüzhetiye yoluna.
Buradan on bir kilometre boyunca nefis dağ
ve İzmit Körfezi manzaralı yolu
izleyerek 1876-1877 Osmanlı Rus Harbi (93 Harbi)
sırasında
Doğu Karadeniz’den geçen Gürcü kökenli vatandaşlarımızın kurduğu,
Samanlı Dağları’nda 600 metre rakımda bulunan
Nüzhetiye’ye varıyorsunuz.
İki kilometre kadar daha devam ederseniz
Büyük Şelale olarak anılan yolun başlangıç noktasına
varmış oluyorsunuz.
Yıllardır İzmit’in yanı başında
metrelerce yukarıdan şırıl şırıl akan
şelalelerin bulunduğunu duymuş
buna bir türlü inanamadığımdan olacak,
gidip görememiştim.
İşte Nüzhetiye’de yaz güneşinin yakıcı etkisini,
geniş yapraklı kayın ve kestane ağaçlarıyla kaplı
ormanı ve şırıldayarak akan deresiyle tatlı bir serinliğe dönüştüren
bir atmosfer ile karşılaşıyorsunuz.
Kırk beş dakika kadar süren bu zevkli yürüyüşün ardından metrelerce yukarıdan gürültüyle akan
şelaleye varmış oluyorsunuz.
Hafta sonunu doğa ile baş başa yürüyüş yaparak geçirmek isteyenler için ideal bir yer Nüzhetiye.
Yazın sıcağında bile serinliğin kaybolmadığı dere boyunca ilerlerken sürekli suyun sağına ve
soluna geçmek zorunda kalıyorsunuz.
Zaman zaman suya batıp ayakların ıslanma tehlikesi ve
birkaç yerde bir-iki metrelik tırmanışlar olsa da
tadına doyulmaz bir yolculuk şelale yolculuğu…
Şelaleye varmadan otuz-kırk metre önce sesini duyuyorsunuz.
Şelale belinizi geçecek daire şeklinde bir göle dökülüyor.
Sağa sola savrulan binlerce su damlası yüzünüzü serinletiyor
ve kırk beş dakikalık yürüyüşün yorgunluğunu
bir anda unutturuyor size.
Yola çıkmadan önce hazırladığınız
ve sırt çantanızda taşıdığınız kumanyanızı
gürül gürül akan derenin yanında,
buğulanmış yaprakların arasından sızan güneşin altında
iştahla yiyebilirsiniz.
Bunun dışında şelaleye giden yolun başında
yine küçük bir şelale manzaralı
Alabalık tesisi bulunuyor.
Burada da yemek ihtiyacını giderebilirsiniz.
Nüzhetiye, İzmit’in hemen yanı başında
doğa tutkunları için kaçırılmayacak bir fırsat.
Bilinen piknik yerleri gibi kalabalık olmaması ve
saçma sapan tesislerle doğal dengesinin bozulmamış olması keşfedilmemiş bir cennet yapıyor Nüzhetiye’yi…
Ben keşfedilmemiş diyorum ama internetteki gezi sitelerine bakarsanız İstanbul’dan gelen ‘trekking’ grupları çoktan keşfetmiş bölgeyi,
İzmitliler olarak biz bilmiyoruz sadece.
Hazırlayan: Tuncay Bilecen
