Indie & New Wave Müzik
1970’ lerin son dönemlerinde İngiltere’de ortaya çıkan ekonomik buhran özellikle işçi sınıfını çok etkilemişti.
Geleceğin olmadığı ve hayatlarının iktidar ve para sahibi güçlerin elinde olduğunu düşünen işçi sınıfı gençleri; düzen karşıtlığı, anarşizm, nihilizm gibi akımların bileşkesinden oluşan devrimci bir müzik tarzının öncüleri oldular. Punk, sadece kendinden fazlasıyla memnun, işlerin tıkırında gittiği müzik endüstrisini değil, aynı zamanda İngiltere’nin kendine bakışını da sarstı. Akımın öncü gruplarından biri olan Sex Pistols’ ın televizyonda küfretmesinin ve kraliçenin tahttaki 25. yılı dolayısiyle yükselmiş olan milliyetçiliğin yerden yere vurulduğu God Save The Queen ( Tanrı Kraliçeyi Korusun) parçasının ateşlediği kıvılcım tüm dünyaya yayıldı.
Kural tanımaz, dik başlı, ticari ve popüler olana tahammülsüz, bireyi kalıplaştıran ahlaki ve politik toplum değerlerini altüst eden bu müzik, tüm orijinal ve kimlikli tavrına rağmen aslında kayıp kuşağın kimliksizliğinin anarşist bir manifestosuydu
CBGB’s and OMFUG
Rock müziğin komformist ve klişeleşmiş müzikalitesi tarafından esir alınmış müzik şirketlerinin pek azı kendini kanıtlamamış müzik tarzlarına ve gruplara kredi vermekteydi. İngiltere’ de ortaya çıkan ve New York’la işbirliği içine giren punk müzisyenleri için bu küçük ama ateşleyici kulüp, nefes almaya, büyüyüp serpilmeye fırsat veren bir arenaydı. CBGB’S & OMFUG, daha adı sanı duyulmamış küçüklü büyüklü bir çok grubun kendini ifade etmesini sağladı ve tarzın ortaya çıkardığı alt kültürün ana rahmi haline geldi. Tarzın yaratmakta olduğu kültürel devrimin farkında olup, tarzın içindeki grupları takibe alan müzik yazarları kulübün müdavimleri oldular.
CİNSİYET BELİRSİZLİĞİ, SADOMAZOŞİZM, ANTİ-MODA
“Biz sizin çocuklarınızız, doğurduklarınızdan memnun musunuz?“... Punk’ ın manifestolarından biri de dış görünüşlerdi. Aksesuar olarak kullanılan jiletler, mohikan kesimli ve abartılı boyalı saçlar, çengelli iğneler, androjen görüntü, seksin korkutucu ve çoğu zaman da tiksindirici kullanımı, hatta faşizme göndermeler yapan üniforma ve benzeri kıyafetler punk tavrının belirleyicilerinden biri oldu. Fakat faşizme yapılan göndermenin asıl nedeni, topluma kendi bünyesinde barındırdığı acımasızlığı hatırlatmaktı. Tüm bunlardan hareketle punk’ ın modası da aslında tavrı gibi bir anti-modaydı.
PUNK SONRASI
Punk’ın müzikte yarattığı etki, kendisinden türeyenakımların da yapıbozucu ve anarşist punk tavrının takipçileri olmalarını sağladı....
NEW WAVE
1970’lerde başlayan New Wave çağı, 1950’lerdeki Rock’n’Roll ve 1960’lardaki British Invasion (İngiliz Egemenliği) dönemlerinden sonra rock müziğin üçüncü dönemi olarak nitelendirildi. Punk Rock’tan türemiş olduğuna hükmedilen New Wave, Sire Records’ın başkanı Seymour Stein tarafından Fransız sinemasındaki New Wave akımıyla özdeşleştirilerek ortaya çıkarılan bir terimdir. En başta, kafalarda karışıklık yaratan ve tam olarak neye tekabül ettiği anlaşılamayan new wave, aslında The Ramones ve Sex Pistols gibi punk olarak tanımlanan gruplara nazaran daha incelikli, daha deneysel ve sözsel derinliğe sahip grup ve müzisyenlerin punk’un anarşist, dik başlı ve kural tanımaz tavrını devam ettirdikleri bir akımdı. Zamanla bu tarzı tanımlamakta zorlanan ve dinledikçe kendi devirlerinin müziğine hiç benzemediğine yoran baba müzisyen ve eleştirmenler bazı new wave gruplarını punk olarak tanımlamaya devam ettiler. En sonunda terim, ska, reggea, indie & new wave müzik ansiklopedisi elektronik ve deneysel müzik yapan tüm grupları kapsar hale geldi. “Post punk” daha karanlık, underground ve gürültülü müziği tanımlarken, “new wave” daha yumuşak ve daha sanatsal rock müziği tanımlamak için kullanılmaya başlandı. Fakat yine de punk, new wave ve post punk akınmlarının hepsi, 70’lerin abartılı pop müziğine tepki niteliğindedir. New Wave, 1981’de MTV’nin yayına başlamasıyla patlama yaptı fakat kimilerine göre 1986’da, kimilerine göreyse 90’lı yılların başlarında sona erdi
INDIE
Tarzı 90’lı yıllardan itibaren indie rock grupları devam ettirdiler. Indie yani bağımsız müzik, bazen ideolojik, bazen maddi ve bazen de ortak bir tavrın etkisiyle büyük plak firmalarına sırtını dönerek, genellikle kendi evlerinde veya garajlarında kaydettikleri müziklerini bağımsız , küçük çaplı plak firmalarından çıkaran grup ve müzisyenlerin başlattıkları, günümüzde de halen sürdürdükleri bir akımdır. New wave ve punk gibi, ana akım müziğe karşı bir tavır ve alternatif yaratma niteliği taşıyan bu tarz da birçok müzik türünü bünyesinde barındıran fakat türden ziyade tavrın belirleyici olduğu bir arenada gelişti. Do it yourself, yani bir anlamda “kendin pişir kendin ye” tavrı punk ve punk’ın türevi niteliği taşıyan new wave, post punk ve indie tarzlarının en önemli unsurlarından biri oldu.
PLAK FİRMALARI
Sarah Records, 4AD, Factory Records, Dischord, Kindercore and Kill Rock Stars gibi bağımsız plak firmaları indie’nin gelişim sürecine ciddi etkiler yaptılar. Bu küçük firmalara yön veren kişilerin çoğu, müzik sahnesini çok yakından takip eden hatta ekseriyetle müzik sahnesinde bizzat bulunan kişilerdi. Orijinal tavrı ticari olmamak olan bu plak firmalarından bazıları, yakaladıkları başarı neticesinde bir hayli ticari hale gelerek büyüdüler.
COLIN LARKIN
Encyclopedia of Popular Music serisinin editörü olan İngiliz müzik yazarı ve eleştirmenidir. Müziğe adanmış diyebileceğimiz bir ömrün muazzam birikimiyle ortaya çıkarılmış bu eşsiz kaynağın mimarıdır
INDIE & NEW WAVE MÜZİK ANSİKLOPEDİSİ
Indie & new wave müzik ansiklopedisi; editörlüğünü İngiliz müzik yazarı ve eleştirmeni Colin Larkin’ın yaptığı, içeriğini de Larkin’ın engin kişisel arşivi ve birikiminden alan, yayınlanmasıyla Türkiye’deki büyük bir boşluğu dolduracak olan kapsamlı bir çalışmadır. Indie ve new wave kategorilerinin ortaya çıkışları, gelişmeleri ve geçirdikleri değişimlerle birlikte bu tarza dahil olmuş ya da dahil edilmiş tüm grup ve müzisyenlerin, diskografyalarına ve kendileri hakkında yazılmış okunsal kaynaklara, aynı zamanda akıma öncülük etmiş plak firması, dergiler, radyo ve tv programlarının bilgilerine yer vermektedir. Müzik konusunda spesifik bir el kitabı olarak da nitelendirilebilen ansiklopedi, aynı zamanda gruplar ya da sanatçılar hakkındaki başka kitap, film, belgesel gibi kaynakların da bilgilerine ulaşmayı sağlayan, geniş indeksiyle araştırmaya ve daha kapsamlı bilgi edinmeye olanak tanıyan oldukça hacimli bir çalışmadır.Tenedos yayınevinin yaklaşık iki yıllık bir çalışmadan sonra basımını gerçekleştirdiği ansiklopedi, kendisinden sonra basılacak jazz, blues, ve elektronik müzik ansiklopedilerinden oluşan serinin ilk kitabıdır