• İnsanlar, doğa ile uyum içinde sağlıklı ve verimli bir hayata layıktır. • Günümüzdeki kalkınma, şu andaki ve gelecekteki nesillerin kalkınma ve çevre ihtiyaçlarına zarar vermemelidir. • Ülkeler, sınırlarının ötesinde bir çevre tahribatına yol açmdan kendi öz kaynaklarını kullanma hakkına ve iradesine sahiptir. • Ülkeler, doğayı korumak amacıyla tahribatı önleyici bir yaklaşım içinde olacaklardır. Ciddi veya geri dönüşü olmayan tahribat tehdidi olan yerlerde, çevre bozulmasını engelleyici ve yüksek maliyetli tedbirleri ertelemek için bilimsel belirsizlikten istifade edilmeyecektir. • Sürdürülebilir kalkınmayı başarmak için; çevre koruma anlayışı, kalkınma gayretlerinin ayrılmaz bir parçası olacaktır. Bunlar birbirlerinden ayrı düşünülemez. • Dünyanın değişik yerlerinde ortadan kaldırılan yoksulluk ve hayat standartlarındaki azalan farklar, sürdürülebilir kalkınmanın başarılması için gerekli olup, bunlar çoğu insanın ihtiyaçlarına cevap verebilmektedir. • Ülkeler, dünya ekosisteminin sağlığını ve bütünlüğünü korumak ve onarmak için işbirliği yapacaklardır. Toplumlarının küresel çevre üzerine verdikleri baskıdan ve idare ettikleri ekonomik ve finansal kaynaklarından dolayı, uluslararası düzeyde sürdürülebilir kalkınmanın takipçisi olmaları gereken kalkınmış ülkeler, sorumluluk üstlenmektedirler. • Ülkeler, sürdürülebilir nitelikte olmayan üretim ve tüketim modellerini azaltmalı veya ortadan kaldırmalı ve uygun demografi politikaları geliştirmelidirler. • Çevre konuları iyi şekilde, ancak ilgili bütün vatandaşların katılımı ile yönetilir. Ülkeler, geniş çapta çevre bilgilendirmesi yaparak kamuoyu aydınlatılmasını ve katılımı gerçekleştirecek ve teşvik edeceklerdir. • Ülkeler, kirlilik ve diğer çevre tahribatı kurbanlarına karşı sorumlulukları ile ilgili çevre kurallarını kabul edecek ve ulusal çevre kanunlarını geliştireceklerdir. Yetkileri olduğu yerde ülkeler, önemli derecede ters etkisi olabilecek faaliyetlerin çevresel değerlendirilmesini yapacaklardır. • Ülkeler, bütün dünyada sürdürülebilir ekonomik sistem ortaya çıkarmak amacıyla işbirliği yapmalıdır. • Prensip olarak; kirleten, kirletme bedelini ödemek zorunda olmalıdır. • Ülkeler, sınır ötesi etkileri olabilecek doğal afetler veya faaliyetler konusunda birbirlerini uyaracaklardır. • Sürdürülebilir kalkınma, sorunların bilimsel olarak daha iyi anlaşılmasını gerektirmektedir. Ülkeler, sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmak için gerekli bilgiyi ve yeni teknolojiyi paylaşmalıdır. • Sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirmek için kadınların tam olarak katılımı şarttır. Gençliğin yaratıcılığı, idealizmi ve cesareti ile yerli halkın bilgisine de ihtiyaç vardır. Ülkeler, yerli halkların kimlik, kültür ve çıkarlarının farkında olmak ve desteklemek zorundadır. • Savaş, sürdürülebilir kalkınmayı tahrip eder. Ülkeler silahlı çatışma durumlarında çevreyi koruyan uluslararası hukuka saygı gösterecek ve bu hukukun daha da geliştirilmesi yolunda işbirliği yapacaklardır. • Barış, kalkınma ve çevre koruma birbirlerine bağımlıdır ve birbirlerinden ayrılamaz.
• Ulusal stratejilerin belirlenmesi, bir eylem plan ve programının oluşturulması. • Biyolojik çeşitliliğin acil olarak korunma gereksinimi olan türlere veya mekanlara öncelik verilerek izlenmesi. • Koruma alanlarının belirlenmesi ve kurulması • Koruma altına alınmayan bölgelerde de doğa ve kaynakların kullanımında sürdürülebilirlik ilkesinin geçerli olması. • Sözleşmenin uygulanması için gerekli yasal ve idari düzenlemelerin yapılması. • Halkın biyolojik çeşitliliğin değeri ve önemi konusunda eğitilmesi. • Bu konuda yapılan araştırmaların ve bulguların ülkeler arasında serbestçe paylaşılması • Kalkınmış ülkelerin, biyolojik çeşitliliğin korunabilmesi için kalkınmakta olan ülkelere gerekli parasal ve teknik yardımları sağlamaları.