Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Ocak 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Antalya iline bağlı adalar


Kekova


(Likya dilinde: Dolichiste), Antalya'nın Kaş ilçesi yakınlarında, Kaleköy (antik Simena) ve de Üçağız (antik Teimioussa) köylerinin açıklarında yer alan bir Akdeniz adası. Yüzölçümü 4.5 km² olup üzerinde kimsenin yaşamamaktadır.
Türkiye ile İtalya arasında 1932 yılında imzalanan anlaşma ile tekrar Türkiye'ye bağlanmıştır.

Üç Adalar


Antalya Kemer ilçesi yakınlarında bulunan adalar. Çok ünlü dalış noktasıdır.
Tekirova sahillerinde ve aslında bölgede isimleri Martı, Mağara, Piknik ve Küçük Ada olan dört ada vardır. Küçük Ada, Piknik Adası'nın arkasında kaldığı için sahilden görünmez. Üç Adalar, Antalya'nın batısında yer alıp, dünya kriterlerine uygun nadir dalış merkezlerinden birisidir. Bu dalış merkezi su altının zenginliklerini keşfetmek isteyen insanların uğrak yeri olmuştur. Tekirova'nın tatil köylerinde ve otellerinde amatör dalgıçlar için eğitim veren dalış merkezleri bulunmaktadır. Dalış bölgelerine en fazla 30 dakikalık bir tekne yolculuğu ile varılır.
Üç Adalar, 9 adet resifin ve 2 adet su altı mağarasının bulunduğu oldukça geniş bir dalış bölgesidir. Su altındaki resiflerin yüzeyleri çeşitli deniz bitkileri ile kaplı kayalardan oluşur. Bu duvarların yüzeylerinde çeşitli büyüklüklerde kovuklar bulunur. En büyük resiflerden birisi, adını dik iki kayanın tıpkı bir kanyon gibi geçit vermesinden alan Kanyon resifidir. Resif, Piknik Adası'nın kuzey doğusunda yer alır ve en sığ noktası 7 metredir. 14 ile 30 m. arasında her seviyeden dalıcıya hitab etmektedir ve görüş mesafesi oldukça iyidir.
Görülebilen bazı canlılar:

* Papaz balığı
* Orfoz
* Akya
* Trompet balığı
* Akdeniz Müreni (ufak ve normal boylarda)
* Barakuda (yalniz halde)
* Trakunya
* Ahtapot (gece dalışında)
* Deniz Tavşanı (gece dalışında)
* Kalamar (sürü halinde)
* Akdeniz foku (çok seyrek)

PS. Paris Batığı
Bölgeye Üç Adalar için gelen dalgıçlara bir diğer öneri ise Paris Batığı'dır. Kemer Yat Limanı'ndan bir buçuk kilometre kadar açıkta kum bir zemin üzerinde, 25 metre derinlikte yatmakta olan bir Fransız savaş gemisidir. Birinci dünya savaşı sırasında Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul komutasındaki küçük bir topçu bataryası tarafından batmıştır(Kaynak:Ben Bir Türk Zabitiyim kitabı). Ambarlardaki birbirine kaynamış cephaneler, orta bölümdeki çini kaplı kısım ve kazana yakın bulunan el arabası ile kömür parçacıkları enteresan noktaları oluşturmaktadır. Son yıllarda dalıcıların bir hayli ilgisini çeken bu batığın birçok ziyaretçisi bulunmaktadır.

Balıkesir iline bağlı adalar


Alibey Adası yada Cunda
,

idari bakımdan Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlıdır. Ayvalık koyundaki irili ufaklı 22 adanın içerisinde yerleşime açık tek ada Alibey'dir.Türkiye'nin Ege Denizi'nde bulunan 4. büyük adasıdır. (1.Gökçeada, 2.Bozcaada, 3.Uzunada) konumu gereği Batı Anadolu'da deniz yollarının kesişme noktasında bulunan bir ada'dır.



Tarihçe

Alibey Adası'nın bugünkü ismi, Kurtuluş Savaşı'nda padişahın 'Yunanlılara teslim olun' emrine karşı gelerek silahlı mücadeleye başlayan ilk birliğin kumandanı Yarbay Ali Çetinkaya'ya ithaftır. Ada daha önce Cunda ve Moshonisia (Kokuluada) isimleriyle tanınıyordu. Piri Reis'in Kitab-ı Bahriyesi'nde bahsettiği Yund Adalarının bu bölgeye ait olduğu tahmin edilmektedir.
Adanın nüfusu 2000 yılı itibariyle 5.000'dir. Ancak bu rakam yazın 20.000'e kadar çıkabilir. Adanın nüfusunun çoğunluğu Girit ve Midilli adalarından 1924 nüfus mübadelesi zamanında göç eden Türkler'den oluşmaktadır. Bu yüzden adanın yaşlı nüfusunun çoğu dünyada 15.000.000 kişinin konuştuğu Rumca-Yunanca'yı bilmektedir. Son yıllarda ada nüfusu, emeklilik günlerini sakin bir yörede geçirmek isteyen büyük şehir sakinleri tarafından arttırılmıştır.

Coğrafya

Alibey Adası'nın anakaraya bağlantısı iki ayrı köprü ile sağlanmaktadır. Dolap Boğazı mevkiinde 1896 yılında inşaa edilmiş olan Türkiye'nin ilk boğaz köprüsü, Alibey ve Lale Adalarını birleştirmektedir. Lale Adası ise anakaraya 1817 yılında denizin doldurulmasıyla yapılan 500 metrelik bir hemzemin bir köprü-yol ile bağlanmaktadır. Ayrıca bu ada Kurtuluş Savaşı sırasında düşman kuvvetlerine katılacaktı. Ancak halkımız ada düşman kuvvetlerine gitmesin diye bir gece de taşlarla anakaraya bağlamışlardır adayı....

Geçim Kaynakları

Alibey Adası son yıllarda yerli turizm merkezleri arasına girmiştir. Özellikle sahil şeridindeki rakı-balık lokantaları ve içki mezeleri ile bilinir. Günlük tekne gezileri sayesinde civar adalara ve adanın karadan ulaşılması zor bölgelerine gitmek mümkündür. Midilli Adası'na günü birlik seferler ise özellikle yaz aylarında yabancı turistlerin adaya ve Ayvalık'a gelmelerini sağlamıştır.
Ada halkının turizm yanında iki büyük geçim kaynağı vardır: zeytincilik ve balıkçılık. Ada zeytinleri özellikle zeytinyağı üretimi için uygundur.

Turizm

Alibey Adası doğal güzellikleri ve tarihi yapıları nedeniyle koruma altına alınmış ve 1976 yılında Ayvalık ve çevresindeki 17.900 hektarlık alan doğal ve tarihi sit alanı olarak kabul edilmiştir. Alibey Adası'nda mübadele öncesinden, Rum Ortodoks cemaatinden kalma birçok kilise ve manastır mevcuttur. Bu yapıların koruma altına alınması ancak Alibey Adası'nın tanınması ve restorasyon için sermaye aktaracak sponsorların adada mülk satınalmaları ile mümkün olabilmiştir. Son olarak 'Aşıklar Tepesi' olarak bilinen mevkiide bulunan değirmenin restorasyonu 2006 yılında tamamlanmış ve ziyarete açılmıştır. Adada, halen restorasyon için sponsor bekleyen pek çok tarihi eser bulunmaktadır.
Adadaki tarihi binalardan bazıları aşağıdaki gibidir:

* Çamlı Manastır/Taksiyarhis Ta Çamya : Ada merkezinden yaya olarak ve Patriça yolundaki Ekşi Çeşme'nin solundaki yol izlenerek yarım saatte varılabilir
* Koruyan Meryem Manastırı/ Panagias Tis Lekai :Ayvalık Dalyan Boğazından çıkışta sağda zeytin ağaçlarının arasından gözüken boğaza hakim manzaralı restore edilmiş özel mülk
* Ay Işığı Manastırı/ Ai Dimitri Ta Salina : Patriça 2. köyden yürüyüşle 45 dakika mesafededir
* Ayos Apostolos Manastırı/ Adaya giderken köprüyü geçtiğinizde soldaki sahil yoluna saptığınızda 500 metre mesafe sonra sağ yukarıdaki küçük tepeciktedir
* Tavuk Adası Manastırı / Ayiu Ionnu Tu Podromu : Alibey Adası'nın karşısındaki Tavuk Adası üzerinde inşa edilmiştir
* Güvercin Adası Manastırı / Ai Yorgi : Pateriça Körfezinin ortasında, andezitten oluşmuş küçük bir adanın üzerinde inşa edilmiştir
* İlyas Peygamber Manastırı / Profit İliya : Köprünün Ada'ya giriş yönünde 200 metre sonra deniz tarafındadır; temel kalıntılarından az miktarı geriye kalmıştır.
* Kızlar Manastırı / Evangelistriya

Avşa Adası,


Marmara Denizi'nde, İstanbul'a gemiyle 5, deniz otobüsüyle 3.5 saat, Erdek'e ise gemiyle 1 saat 45 dakika uzaklıktadır. Balıkesir'in Marmara ilçesine bağlı bir yerleşim yeridir.
Takımadalar arasında, kapladığı alan bakımından, Avşa Adası Marmara ve Paşalimanı Adalarından sonra gelir. Uzunluğu 7 km., genişligi 4 km.'dir. 1965 yılında 1146 nüfusu olan adada, son nüfus sayımına göre 2000, gayriresmi olarak da 2500 kişi yaşamaktadır. Yazın ise Avşa Adası yoğun geçen turizm sezonu dolayısıyla 40.000-50.000 insanı barındırmaktadır. Gerek eğlence ve gerekse dinlence bakımından imkanlari bulunan Avşa Adası'na yaz sezonunda İstanbul'dan her gün 2 ya da 3 deniz otobusü ve İDO' ait gemi tarifeli sefer yapmaktadır, haftasonları ek seferler de konulmaktadır.

Coğrafi Yapısı

Marmara Denizi'nin güney batısında 3 büyük (Marmara-Avşa-Paşalimanı) ve 9 küçük ada vardır. Marmara adaları ismini taşıyan bu adalar,yapı ve yer şekilleri bakımından Kapıdağ Yarımadası'nın Marmara Denizi'ndeki uzantısı görünümündedirler. 4. zamanın sonlarında deniz seviyesinin yükselmesi ve alçak kesimlerin sular altında kalması sonunda,anakara Kapıdağ Yarımadası'ndan ve birbirinden ayrılarak bugünkü şekillerini almışlardır.
Avşa Adası'nın Marmara ve diğer adalarla arasındaki derinlik 16-35 m arasındadır.Sadece Ekinlik Adası'nı birleştiren kara parçası 1-4 m derinlikte olduğundan sakin havalar da bu bağlantıyı izlemek mümkün olmaktadır. Adanın uzunluğu 9 km,eni 4 km kadardır.Toplam yüzölçümü 36 km²'dir.Adanın batısında üzerinde bir deniz feneri bulunan Hayırsız Ada yer alır.
Takımadalara adını veren ve grubun en büyüğü olan Marmara Adası orta kesiminde 700 metreyi bulan yüksek bir ada görünümünde iken, Paşalimanı, Avşa ve Ekinlik adaları yüksekliği 100-250 metre arasında değişin basık ve yumuşak görünümlü yassı adalardır ve İstanbul'a yaklaşık 65 (64.840) Mil uzaklıktadırlar. İstanbul'un kirli kıyılarından kaçanlar ile deniz ve tatil hasretlerini gidermek isteyen Ankaralılar gözlerini Marmara'nın bu güzel adalarına çevirdiler. İlk öncüler Marmara Adası'na ayak bastılarsa da kıyıdaki kumsalların azlığı hemen arkada yükselen ve dikleşen arazi ile Beldeye Teşkilatının katı imar kuralları yüzünden gözlerini biraz ötede kıyıları boyunca uzanan geniş ve ince kumlu plajlar, yumuşak arazi yapısına sahip Avşa Adası'na çevirdiler. Ayrıca henüz konut yapımına daha yumuşak bakan Köy Kanunları (1992'de belediye oldu) geçerli idi. Bu nedenle 1969 yılından itibaren Avşa Adası Marmara Bölgesi'nin vazgeçilmez trustlik merkezi durumuna geldi. Bu olay köy ekonomisinin birden bire gelişmesine ve aranan her şeyi kolayca bulunduğu bir konuma getirdi.
Avşa Adası, diğer adalar gibi anakara Kapıdağı'na bağlı idi. Dördüncü zamanın sonunda deniz seviyesinin yükselmesi ile anakaradan ve birbirlerinden ayrıldılar. Bu nedenle Avşa ile Marmara Adası arasındaki derinlik 35 metrede kalır. Avşa ile diğer adalar ve Kapıdağ arasındaki derinlikler 16 metreyi geçmez. Özellikle Avşa ile ekinlik adasını birleştiren kara parçası 1 metre ile 4 metre derinliği ancak bulur. Sakin havalarda bu bağlantıyı izlemek mümkündür.Adanın yapılan zemin etütlerinde granit taştan oluşmuş olduğu uzmanlar tarafından belgelenmiştir. 17 ağustos 1999 depreminden sonra adada hiçbir yıkım olmamıştır.

İklim

Avşa Adası Marmara'nın orta bölümünde bulunduğu için bölge iklimi gibi bazı özellikler taşır Akdeniz ikliminin birçok özelliğini yansıttığı gibi Karadeniz'in etkisi de kendini gösterir. Kış döneminde bu bölgenin güneyinde ve Akdeniz üzerinde oluşan hava akımları alanı orta ve doğu Avrupa üzerinde bulunan kuzey cephenin güney doğru kayması sonucu batıdan gelen kar ve yağmur getiren siklonların ve bunların cephesel faaliyetlerinin etkisinde kalır. Yaz dönemleri ise bu faaliyetler ortadan kalkar. Bunun yerini farklı bir sistem alır. Bu değişiş güneşin görünürdeki hareketi ile Büyük sahra üzerindeki yüksek basınç kuşağının Akdeniz üzerine yerleşmesi ve bu iklim bölgesinin Marmara'yı etkisel altına almasında ileri gelir.
Ortalama sıcaklık ile en soğuk ay Ocak'tır. Yaz döneminde bir tarafta Basra Körfezi'nde oluşan alçak basınç, diğer taraftan Avrupa üzerindeki yüksek basıncın sonucu ada kuzey, kuzeybatı yönlü rüzgarların etkisinde kalır. İki farklı iklim bölgesi ortasında yer aldığı için ada yazın kuzeydeki soğuk cephenin dalgalanışına bağlı olarak bazen kısa süreli fırtınaların etkisinde kalır. Bu kısa süreli fırtınalar Avşa'nın güzelliğine renk katar. Köpüklü bir denizin güzelliğini seyretmek kadar güzel şey yoktur adada. En sıcak ay 24.6 ortalama sıcaklık ile Temmuz'dur. Yağmurlar en çok Aralık ayında görülür. Çok nadir olarak yağan kar Ocak Şubat aylarında düşer.

Tarihi

Avşa Adası,nın ilk yerli halkı hakkındaki ilk yazılı bilgiler coğrafyacı Strabon ve tarihçi Plinius'un kitaplarında bulunmaktadır. Toprak durumu bakımından hiçbir zaman zengin olamamış, bağımsız bir idareye kavuşamamış olan ada, tarih içinde, çevresinde hâkim olan kuvvetin arkasından gitmiştir. Hıristiyan din adamları için bir sürgün yeri olarak kullanılmış ve bütün Ortaçağ boyunca boş kalmıştır. Şimdiye kadar hiçbir sistematik kazı yapılmamıştır. Ancak adada, anakara Kapıdağ Yarımadası`ndan ayrılmadan önce bazı ilkel toplulukların yaşadığı, avcılıkla geçindiği, anakara ile bağlantı kesilince yeni bir yaşam biçimi geliştirdikleri, avcılığı azaltarak tarım, besicilik ve balıkçılıkla geçindikleri bazı buluntular nedeniyle anlaşılmaktadır.



Ayvalık Adaları,


Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı adalar topluluğu. İrili ufaklı birçok adadan oluşmaktadır. Bunlardan en büyüğü Alibey (Cunda) adasıdır. Köprü ile önce Lale adasına daha sonra dolgu ile Ayvalık'a bağlandığından artık yarımada özelliği taşımaktadır.
Ayvalık koyu 22 küçük adayı ve adacıkları barındırır. Cunda dışında hiçbirinde yerleşim yoktur. Ara sıra balıkçılar mola verirler. Motorlarla bu adalara geziler düzenlenir. İnce kumlu, uzun plajı ile Altınova Ayvalık-Ören arasındadır. Yazlık tatil siteleri yoğundur.

Ada ve adacıkların listesi

Ayvalık Adaları kaynaklarda isim olarak Yund Adaları veya Cunda Adaları olarak da geçmektedir. Rumlar bu adalara Kokuluadalar manasına gelen Hekatonisa demişlerdir. Hekatonesos, Apollonnesos, Hekatonnesoi, Hekatos gibi farklı yazılışları da vardır.

1. Akoğlu adacığı / Kedi adası (Kopano)
2. Alibey Adası / Cunda (Nesos=Ada, Mosko, Yunda, Moshonisi, Moshinos=Kokuluada)
3. Çıplak (Chalkis, Cimno)
4. Çiçek (Argistra, Angistri)
5. Gizli kayalar (Petro=Kaya)
6. Göz
7. Güvercin / Kızlar Manastırı (St Giorgio / Aya Yorgi)
8. Hasır (Sefiri)
9. İkiz kayalar (Daskali, Daskalio)
10. İlyosta Büyük / Güneş / Fener (Ilyosta, Eleos=Güneş, Oilios)
11. İlyosta Küçük / Yumurta (Kilyosta, Eleos Pulo)
12. Kalemli (Kalamaki)
13. Kara / Balkan / Kutu (Kudho)
14. Kara ada / Kamış adası / Akvaryum (Kalamo, Kalamos)
15. Karaada Küçük
16. Karaada Büyük / Balık adası / Tavşan (Psariano=Balık)
17. Kayabaşı
18. Kılavuz / Mosko / Pınar / Klavuz (Mosko Pulo)
19. Kız (Ulya)
20. Kumru
21. Lale / Dolap / Soğan (Kromido)
22. Maden Büyük / Maden (Pirgo, Pordoselene, Pirgos=kale)
23. Maden Küçük
24. Melina
25. Mırmırcalar
26. Pirgos kayalıkları
27. Poyraz ada / İncirli / Yellice (Leyah)
28. Sazlı ada / Oker
29. Taş (Klavo)
30. Taşlı
31. Tavuk (St Yoannis)
32. Tüzüner
33. Yalnız
34. Yelken
35. Yuvarlak adacığı (Kalamo Pulo)

Ekinlik adası,


Marmara Denizi'nde Avşa ve Marmara adalarının doğusunda kalan bir adadır.
Yüzölçümü olarak fazla büyük olmasada yaz aylarında sakin olduğu için kimi turistlerin ilgisini çekmiştir. Ada görünüş itibari ile kaşık şeklini andırdığından kaşık Adası da denmektedir. Adaya yaz aylarında haftada iki kere, kış aylarında da haftada iki kere sefer düzenlenmektedir. Ada Balıkesir iline bağlıdır. Adanın yerel halkı balıkçılıkla geçinir. Yerleşim olarak adada 300den fazla hane bulunmaktadır.

Koyun Adası


Marmara denizi'nde Paşalimanı Adası ile Avşa Adası arasında kalan ada. Yüzölçümü 1.7 km². Adanın güney ucundaki 20 yazlık yapı dışında üzerinde yerleşme yoktur. Ada Balıkesir iline bağlıdır.
Koyun Ada'sında halihazırda su ve elektirik tesisatı bulunmamaktadır. Adadaki 20 yerleşke yazlıktır ve elektirik ihtiyaçlarını kendi direysel jeneretörleri ile sağlamaktadırlar. Kullanım suyu ihtiyacı ise yarı tuzlu yarı tatlı kuyulardan sağlanmaktadır. İçme suyu ise yakında bulunan adalardan taşıma yolu ile temin edilmektedir.

Marmara Adası


Balıkesir'e bağlı ve Marmara denizinin en büyük yüzölçümüne sahip adası olan Marmara Adası, Marmara ilçesinin merkezi ve bölgeninde en önemli turizm merkezlerinden biridir. Erdek’ten 17, İstanbul’dan 72 deniz mil uzaklıktaki adaya İstanbul’dan gemi ve deniz otobüsü, Erdek ve Tekirdağ’dan motorla ulaşım sağlanabilmektedir. Adını eski çağlardan beri işletilen mermer ocaklarından almıştır. Ada, Roma ve Bizans dönemlerinde deniz üssü olarak kullanılmıştır. Misafirperver ve iyi niyetli yerli bir halka sahip olan ada özellikle yazları sakinlik arayan yerli turistlerin sık geldiği bir bölgedir. Marmara kasabasındaki balıkçı barınağı ve çevre köylerdeki ufak limanlar denizden tekne ile gidecek ziyaretçilere de uygun mekanlar oluşturur.



Paşalimanı Adası,


Marmara takımadalarında Marmara adasının güneyinde, Avşa adasının doğusunda bir adadır. Adada, Paşalimanı, Poyrazlı, Harmanlı, Balıklı ve Tuzla isimli beş köy bulunmaktadır. Balıkesir iline ve Erdek ilçesine bağlıdır.

Tarihçe

Prokennoslar, M.Ö. 493 yılında Perslere karşı ayaklanan İON siteleriyle birlikte oldukları için şehirleri Fenikeliler tarafından tamamen yakılınca Sisam ve Miletostan gelerek Marmara Adasına geçmişler, oraya 'Yeni Prokennos' adını vermişlerdir. Daha sonra 'harman yeri' anlamına gelen 'Haloni' adı verilmiştir. Kizikoslu Diegonos bu adadan Halone diye bahseder. Bizans zamanında adanın ismi Aulonia'ya çevrilmiştir. Tarihçi La Mottraye 18.yy başında adaya 'Alonya' dendiğini yazmaktadır. Son zamanlarda modern Yunancaya göre adaya hem 'Aloni' ya da 'Alonisos' hem de Paşalimanı denmiş ve bugün bu adla anılmaktadır.
Ada, 14.yy'da Osmanlı Egemenliğine geçmiş. I. Dünya Harbinden sonra kısa bir süre Yunan işgali haricinde tamamen Türklerin yönetiminde kalmıştır. 1949 yılına kadar Marmara Kazasına bağlı bir kaza merkeziyken sonradan Erdek ilçesine'e bağlanmıştır.
Lala Mustafa Paşanın Kıbrıs seferinden dönüşünde, çok sert bir havaya tutulması ve bu adanın kuytusuna yaklaşarak sığınması ve orada kalması üzerine, Paşa'nın Limanı anlamında Paşalimanı adını almıştır. Lala Mustafa Paşa bu ziyareti ile adada yaralı askerlerini tedavi ettirmiş, şehit askerlerini defnetmiş, şarap fabrikası, cami ve çeşme gibi halkın kullanımına açık meskenler inşaa ettirmiştir. Caminin çatısını gemisinin direği ile desteklemiştir. 1935'teki depremde cami tamamen yıkılmış yerine şimdiki cami yapılmıştır. Caminin yanındaki mezar taşlarında çok eski mezarlar mevcuttur. Bunların en eskileri 'Sahib-i hayat ve hasenat Paşalimanı Zabiti Elhoş Halil Ağa 1200' ve 'Merhum Tiryaki Mehmet Paşa 1174' kitabelerini taşayan taşlardır. Bu eserler halâ ayakta durmaya çalışmaktadır.

Turizm

Paşalimanı Adası'nda beş köy bulunmaktadır. Bunlardan Harmanlı (Halonia(rum=Harman yeri)) ve idari merkez olan Paşalimanı batı tarafında, kuzeyinde Poyrazlı (Voria(rum=poryrazlı)) doğusunda Tuzla (Huhla(rum=Salyangoz)) ve son olarak güneyinde Balıklı (Skupia(rum=sığınak)) köyleri bulunmaktadır. Toprak ve havasının uygunluğu nedeniyle bağcılığa son derece uygun olan adada özellikle şaraplık olarak "ada karası" üzümü yetiştirilmekte ve Avşa Adası ile birlikte burada yetiştirilen üzümler şarap yapımında kullanılmaktadır.
Başta zeytin, üzüm, elma, kara dut, incir, erik olmak üzere her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği, havası ve doğal güzellikleri, Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları zamanında saraydaki ruh ve sinir hastalarının tedavisinde büyük rol oynamıştır.

Bursa iline bağlı adalar


İmralı adası,


Marmara Denizi'nde yerleşim birimi bulunmayan, yüzölçümü bakımından Marmara Adası'ndan sonra ikinci büyük adadır. İmralı Adası eskiden Deniz Kuvvetleri idaresindeydi. Şimdi ise İmralı Cezaevi bulunmaktadır. Demokrat Parti dönemi başbakanı Adnan Menderes, dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve maliye bakanı Hasan Polatkan burada idam edildiler. Adadaki mahkumların çalıştığı tarımsal işletmelerin ürünleri İstanbul ve diğer şehirlerde satılmaktaydı. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan PKK lideri Abdullah Öcalan, İmralı Cezaevi'ndedir. Öcalan'ın adaya naklinden önce diğer mahkumlar Sabun ve konserve fabrikası gibi fabrikalarda çalışıyorlardı ve belli bir ücret alıyorlardı. Öcalan'ın gelmesiyle adadaki diğer mahkumlar boşaltılmıştır.
Adanın Osmanlı dönemindeki adı Emirali' olup, Mudanya kazasına bağlı bir nahiyeydi. 1913 yılında adada 250 hane, bir okul, üç manastır vardı ve tamamı Rumlardan oluşan 1.200 kişi yaşıyordu. Adanın Rumca adı Kalolimnos'tur. Adanın başlıca uğraşları soğan tarımı ve balıkçılıktı. Yetiştirilen soğanlar İstanbul'a satılıyordu. Sebze yetiştirilmediği için adalıların başlıca gıdasını balık oluşturuyordu. [1] Lozan Antlaşmasından sonra Nüfus Mübadelesi ile adanın nüfusu tamamen boşaldı. Cumhuriyet döneminde adada cezaevi kuruldu.

Çanakkale iline bağlı adalar


Bozcaada

(Yunanca: ???????, Tenedos), Türkiye'nin 3. büyük adası, bu ada üzerinde yer alan, Çanakkale iline bağlı ilçe.
Adanın (ve ilçenin) yüzölçümü 40 km², anakaraya uzaklığı 6 km'dir. Resmi nüfusu 2.543 olup, kışları 1.000 civarına düşer, yazları ise 5.000'e çıkar. [kaynak belirtilmeli]


İktisat

Şarap üretimi, balıkçılık ve özellikle 1990'lardan itibaren turizm başlıca iktisadi etkinliklerdir.
Bozcaada, şaraplık üzümleri ve şaraplarıyla ünlüdür. Adanın büyük kısmı bağlarla kaplıdır. Az miktarda tahıl, baklagiller ve meyve yetiştirilir.
Haziran 2000'de Batı Burnu civarında 10.2 MW gücünde 17 türbinden oluşan bir rüzgâr enerjisi santrali kurulmuştur. Kurulduğu tarih itibariyle adanın enerji ihtiyacının yaklaşık 30 kat fazlasını karşıladığından, karaya elektrik iletmektedir. Turizme zarar vermemek amacıyla santralin ürettiği elektrik yeraltı kablolarıyla aktarılmaktadır. [1]
Adada yetişen gelincik çiçeklerinden az miktarda üretilen şerbet ve reçeller daha çok turistlere satılır.

Turizm

Ayazma plajı, ince kumu ve uzunluğu nedeniyle önemlidir. Bunun dışında da çeşitli kumsallar vardır. 26-27 Temmuz tarihlerinde geleneksel bağbozumu şenlikleri yapılır. Bozcaada Kalesi ve kasabasının eski evleri de turistik açıdan ilgi çekicidir.
Ada kıyıları balıklar için doğal bir sığınak ve üreme bölgesidir. Bu yüzden ada etrafında trolle avlanma yapılamaz. Amatör balıkçılar tarafından büyük rağbet görmektedir.
Adada konaklamak için en ucuz ve yaygın imkân pansiyonlardır. Gerek Türk gerekse Rum mahallelerindeki tarihi evler adalı aileler tarafından turistlere kiralanır. Küçük oteller de vardır.

Tarih

Adanın tarihine Çanakkale Boğazı'nın girişindeki önemli stratejik konumu damgasını vurdu.
Tenedos adı, Yunan mitolojisine göre Troya savaşları sırasında adayı yöneten ve Achilles tarafından öldürülen Tenes adlı kahramandan gelir.
Tenedos, Heredot'un yazılarında sık sık geçmektedir. Antik çağ'da Midilli adasında oturan Aiolya halkının bir kısmının buraya yerleştiği tahmin edilmektedir.
Ada, İyonya ayaklanmasından sonra önce Perslerin sonra Romalıların egemenliğine girdi. Roma İmparatorluğunun parçalanmasından sonra Bizans İmparatorluğu sınırları içinde kaldı.
Türklerin adayla ilk bağlantısı, Aydınoğlu Umur Bey'in İzmir'i fethettikten sonra 1328'de 8 gemilik bir filosuyla Bizans yönetimindeki Bozcaada'ya gelerek yağmalaması olmuştur.
Bu dönemde Venedik ve Cenevizliler, ticari faaliyetlerine yararlı olacağı düşüncesiyle adayı ele geçirmek için bir rekabet içine girdiler. 1377'de Bizans İmparatoru, askeri yardım karşılığında adayı Venedik'e verdi. Ceneviz'in buna tepki göstermesi üzerine Venedik ile aralarında çatışma başladı. İki devlet 1381'de Torino'da bir antlaşma yaparak adayı boşaltmaya ve tarafsız bölge olmasına karar verdiler. Venedikliler bu antlaşma uyarınca ada halkını tümüyle boşalttılar ve Girit'teki Kandiye kentine taşıdılar.
Ada uzun süre boş kaldı. İspanyol seyyah Clavijo, 1403'te Bozcaada'ya geldiğinde üzüm bağları, meyve ağaçları, tavşanlar ve büyük bir kalenin yıkıntılarıyla karşılaştı, ancak yerleşik kimse bulamadı. [2]

Fatih Sultan Mehmet döneminde ada Osmanlı donanmasının ikmal üssü olarak kullanıldı. Bunun üzerine Venedikliler adaya tekrar asker çıkardılar. 1464'te Mahmut Paşa, adayı resmen Osmanlı topraklarına kattı. 16. yy'da Bozcaada, Piri Reis haritalarında şimdiki ismiyle belirdi. [3]
Venedikliler ilk denemelerinden yaklaşık iki yüzyıl sonra 1656'da adayı bir kez daha ele geçirebildiler, ancak hemen ertesi yıl Osmanılar'ca geri alındı.
Venediklilerin bölgedeki etkinliği uzun zaman sürdü. 1697'de yapılan Bozcaada Savaşı'nda Osmanlı donanmasını yöneten Mezemorta Hüseyin Paşa, Molino yönetimindeki Venedik donanmasına karşı zafer kazandı.
Ada 1807'de Rusya tarafından işgal edildi, yakıldı ve kalesi tümüyle yıkılıdı. 1842'de II. Mahmut kaleyi yeniden yaptırdı. 1866'da Osmanlıların Cezayir-i Bahr-i Sefid vilayetine bağlı Limni sancağına bağlandı.
Bozcaada Çanakkale Savaşı'nda ada İngiliz ve Fransız kuvvetleri tarafından işgal edildi ve lojistik destek için kullanıldı. Bu dönemde müttefik kuvvetler Ayazma Tepesi'nde, Habbele Ovası'nda ve Habbele Tepesi'nde savaş uçakları için üç pist yaptı. Savaş sırasında müttefik askerleri, Bozcaada'da tedavi oldu ve dinlendi.
Bozcaada 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakıldı. Türkler, adayı aynı yılın 23 Eylül günü teslim aldılar.
Bozcaada belediyesi de adanın Türkiye'ye geçmesinin hemen ardından yine 1923'te kuruldu.

Nüfus ölçümü

Bozcaada'da yerleşim 14.yy'ın son yıllarında adanın tümüyle boşaltılmasıyla kesintiye uğramıştır. 15.yy'ın ortalarında ada Osmanlı yönetimine girdiğinde boş olduğu yönünde belgeler vardır.
20. yüzyıl başında nüfusun yarısından biraz fazlasını Rumlar oluştururken, bugün adada sadece 30 kadar Rum kalmıştır. Bu nüfus azalmasının nedeni olarak Rum azınlığın bir "yıldırma" siyasetiyle kaçırıldığını öne sürenler vardır. Azınlığı yıldıran unsurlar arasında 6-7 Eylül Olayları, Kıbrıs Sorunu, toprakların düşük bedelle kamulaştırılması, Lozan Antlaşması'nda azınlıkların haklarının korunmasına ilişkin maddelere Türk hükümetlerinin uymaması, daha büyük bir Rum toplumu barındıran komşu Gökçeada'daki Rumların göç etmesi sayılmaktadır.
Özellikle, Lozan Antlaşması'nın 14. maddesi uyarınca, adadaki güvenlik güçlerinin yerel halktan müteşekkil olması kuralına Türkiye'nin uymadığı iddia edilmektedir. [4]
Bu iddialara karşılık, Rumlar (belki kısmen) iktisadi nedenlerle göç etmiş olabilirler. Adadan ayrılan Rumlar Türkiye dışına göç etmiştir. Bu göç 1970'ten sonra hızlanmıştır.
Adada faal durumda üç cami ve bir kilise bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye'nin köyü olmayan tek ilçesidir.

Muhtelif

Bozcaada, Türkiye'nin köyü olmayan tek taşra (il merkezi dışı) ilçesidir.
Adanın batı burnunda bulunan Polente deniz feneri ve rüzgar gülleri, enerji santralinin işletmeci kuruluşu tarafından 2007 yazında ziyarete kapatılmıştır. Sebep olarak ise rüzgar güllerine sprey boyayla yazı yazılması gösterilmiştir.


Gökçeada


(İmroz; Yunanca: ?µß??? – Imvros), Çanakkale'nin bir ilçesi ve Türkiye'nin en büyük adasıdır. Ege Denizi'nin kuzeyinde, Saros Körfezi girişinde yer almaktadır. 95 km. kıyı şeridine sahiptir. Adanın batısında yer alan Avlaka Burnu Türkiye'nin de en batı noktasını oluşturmaktadır.


Yerleşim birimleri


Merkez / Çınarlı

Eski adı;Panaghia Balomeni. Adanın merkezidir, yapımı tamamlanmamış bir havaalanı mevcuttur. Resiler için bakınız:

* Çınarlı kasabası, 1967
* Adaya muhtemel bir Yunan saldırısına karşı silahlandırılmış, "İmroz İlköğretmen Okulu" öğrencileri,03.12.1967

Dereköy

Eski adı;Shinudy. Adanın iç batı kesimindedir.Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'nin en büyük köyü olarak kabul edilmektedir. 1970'li yıllara kadar Gökçeadanın en büyük köyü olma niteliğini korumuştur. Yoğun göç vermesi nedeniyle şu anda terkedilmiş durumdadır. Ancak Meryem Ana bayramında (15 Ağustos) köy hareketlenir.

Kaleköy

Eski adı;Kastro. Adanın kuzeydoğusundadır. Kaleköy iskelesi, 1.Dünya savaşı sırasında Fransız Donanma Kumandanlığı tarafından düzenlenmiş, 1970li yıllarda Kuzulimanı'na yeni iskele yapılıncaya kadar tüm adanın ulaşımını sağlamıştır.Ancak küçük tonajlı gemilerin ve yatların yanaşması için uygundur. Bu yıllara kadar adanın ulaşımı, Ayvalık ve Gemlik adlı yolcu gemileri ile sağlanmıştır. Haftada iki kez (Çarşamba ve Cumartesi) saat 23:00 civarında adaya ulaşan bu gemiler iskeleye yanaşamadıkları için yaklaşık 1 mil açıkta demirlemek zorunda kalırlardı. Gemiler ile iskele arasında ulaşım balıkçı/süngerci tekleleri ile sağlanırdı. Kaleköy iskelesinin henen sağ tarafında yer alan tepenin üzerinde köye eski ismini veren kale yer almaktadır.

Zeytinli köyü

Eski adı;Haghioi Theodoroi. Adanın kuzey iç kesimlerinde, Merkez ilçeye çok yakın eski bir Rum köyüdür. Halen küçük bir Rum kökenli nüfus yaşamaktadır.

Tepeköy

Eski adı;Agridia. Adanın kuzeyinde bir Rum köyüdür. Tek tük Rum yerleşkesi devam etmektedir.

Bademli köyü

Eski adı;Gliky. Adanın kuzeydoğusunda, merkez ilçe ile Kaleköy arasında yer alır.

Yeni Bademli köyü

Yeni kurulan köylerdendir, adanın kuzeydoğusundadır, motel ve pansiyon bölgesidir.
===Eşelek / Yeni kurulan köylerdendir, adanın güneydoğusundadır, adanın tarım bölgesidir, sebze meyve üretilir.

Şahinkaya köyü

Yeni kurulan köylerdendir, Dereköy civarındadır, adanın iç batı kesimindedir.

Şirinköy

Yeni kurulan köylerdendir, adanın güneybatısındadır.

Uğurlu köyü


nın batısındadır.guzel bır koydur adanın en muhtesem mevkıısındedır.doga bakımında iyi değildir kuraktır ama sahili güzeldir. Aynı zamanda Türkiye'nin en batıdaki köyü olma unvanına sahiptir(en batı nokta olan Avlaka Burnu'na da çok yakındır).

Yenimahalle

Eski adı;Evlampio. Merkez ilçe ile Kuzulimanı arasındaki yol üzerindedir.

Gökçeadanın önemli yerleri

Aydıncık / Kefaloz mevkii ve plajı (Kefalos): Adanın güneydoğusunda uzunca bir plajdır, tesisleri mevcuttur, yelken sörfü için idealdir.
Kefaloz burnu (Kefalos): Adanın güneydoğusundadır.
Kapıkaya mevkii (Stenos): Adanın güneyindedir, tesisi olmayan bir plajı vardır.
Kaşkaval burnu / Peynir kayalıkları (Kaskaval): Adanın kuzeydoğusundadır, scuba için idealdir.
Kaynarburun (Grarton / Grafton): Ada'nın doğusunda, Kuzulimanı'nın güneyinde burun
Kokina mevkii (Kokina)
Kömür burnu: İnceburun'un kuzeyinde burun.
Kuzulimanı (Haghios Kyrikas): Adanın doğusundadır, Eceabat-Kabatepe'den ve Çanakkale-Merkez'den feribot seferleri yapılır.
Mavikoy / Lacivertkoy: Türkiye'nin ilk ve tek su altı milli parkının bulunduğu yörededir, adanın kuzeydoğusundadır, scuba için idealdir.
Lazkoyu: Adanın güneyindedir, tesissiz taşlık bir plajı vardır.
Marmaros mevkii: Adanın kuzeybatısındadır, şelalesi ile ünlüdür.
Cugura mevkii (Zagura): Adanın iç orta kesimlerindedir.
Gizli Liman: Adanın batısındadır, gümrük kurulması durumunda Limni adası ile karşılıklı feribot seferleri başlatılabilecektir, ayrıca taşlık ama tesisi olmayan uzuncana bir plajı vardır.
İnceburun / İncir burnu (Avlaka): Türkiye'nin en batı noktasıdır.

Pınarbaşı mevkii (Spilya)

Yelkenkaya mevkii: Türkiye'nin ilk ve tek su altı milli parkının bulunduğu yörededir, adanın kuzeydoğusundadır, scuba için idealdir.
Yıldızkoy: Türkiye'nin ilk ve tek su altı milli parkının bulunduğu yörededir, adanın kuzeydoğusundadır, scuba için idealdir.
Son düzenleyen Blue Blood; 31 Ocak 2008 16:41 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi